s P Futbol Cumhuriyet Kupası K aradeniz'in puslu ve oldukça soğuk bir sabahında, sarı renkli bir otobüs uzun bir yolculuğa hazırlanıyordu. Te- miz, konforlu ve kırk kişilik otobüsün yolcuları yirmi beş kadardı, Samsun üze- rinden Ankara'ya kadar gidecek olan o- tobüs yolcularını uğurlamaya sabahın er- ken saatlerinde gelenler arasında Trab- zon valisi Adil Ciğeroğluda bulunmak- taydı. Ankara vali muavinliğinden Trab- zon'a gelen Ciğeroğlu, sporu çok seven, tamı mâmasiyle hakiki ve samimi spor hamisiydi. Bu hareketiyle de spora ve sporculara karşı olan bağlılığını, sa- mimiyetini gösteriyordu. ufak kafile Ankara'ya niçin gi- diyordu? Onlar Karadeniz'in bu güze diyarını ilk defa başşehir'de temsil ede- cek gençlerdi. 28, 30 ve 31 Ekim günle- rinde oynanan Cumhurıyet kupası maç- larında Trabzon karmasını temsil edecek olan futbolcular ve idarecileri böyle pus- lu bir sabahın erken saatlerinde yola çı- karken hiç de iddialı değillerdi. Gayeleri güzel, temiz ve efendice oynamak, Trab- zon futbolu ve Trabzonlular hakkında başşehirde müsbet bir intiba bırakmak- tı. Kazanmak kadar kaybetmenin de nor- mal bir netice olduğuna inanarak yola çıkıyorlardı. Ankara'ya varışları da böyle — sessiz sedasız oldu. Hemşin oteline indikleri zaman Ankara'nın birkaç temsilcisinden başka kimse onları karşılamadı. — Zira Trabzon'un bu turnuvada bir iddia sahi- bi olamayacağına inanılıyor, mücadele nin Ankara ve Adana arasında cereyan düşünülüyordu. Bu itibarla kendi haline bırakıl- edeceği Trabzon karması O R mıştı. Fakat o Trabzonlular daha bir bu- çuk ay kadar evvel Ankara'nın en kuv- vetli takımlarından olan ve ordu karma- sının esasını teşkili eden Karagücü'nü 6- 1 gibi çok açık bir farkla mağlup ederek Ihiç de 1hmal edilemiyeceklerini isbat et- mişlerdi. Fakat ilgililer nedense — bunu nazarı itibara almayıp, Trabzon için ko- lay yutulur lokma tabirini kullanmaktan kendilerini alamamışlardı. Ta ki, Trab- zon karması sahaya çıktı, o zaman bu düşüncelerde hatalı olduklarını anladı- lar. Bursa karşısında ilk devre güzel bir futbol nümunesi göstererek iki güzel gol le galip dunuma yükselen Trabzon, neti- ceye razı olmanın nelere malolacağını at- çı ile gördü. Bursa bu fırsattan faydalan- masını bildi ve devre tamamlanırken kı- hi kılına yetiştirdiği iki göolle beraberliği sağladı. İkinci devredeki mücadele neti- ceyi değiştirmedi ve Trabzon rahat ka- zandığı ve kazanabileceği bir maçdan be- raberlikle çıktı. Fakat bu beraberlik A- dana ve Ankara karmaları için bir ikaz mahiyetindeydi. Buna rağmen Adana'nın profesyonel futbolculardan kurulu kuv- vetli ve mağrur kadrosu maçı sahaya çıkmadan kazanmak havası içinde ağır bir mağlubiyetle, Trabzon'un sahada bir gün evvelki ikazını anlamamanın — ceza- sını çektiler. «Nasıl olsa yeneceğiz» şek- lindeki peşin hükmün acısını şimdiye ka- dar yüzlerce takım çekmiştir. Adana da büyük iddialarla geldıgı bu turnuvadan hüsranla döndü. İlk devresi mücadeleli geçen maçın ikinci devresinde Trabzon kudretli' rakibine sahalarımızda ender görülen üç nefis gol atarak maçı 3 - (0 almaya muvaffak olunca Ankaralı ida- reciler de şampiyonluk yolunda Trabzon'- un çetin bir rakip olduğunu kabul et- Cumhuriyet Kupası Maçları Hak yerini bulmadı mek zorunda kaldılar. Böylece iddiasız gelen Trabzon, Cumhuriyet kupasında iddialı olan A- dana'yı bertaraf ettikten sonra Ankara içinde ciddi bir rakip durumuna yüksel- di, finalde Ankara'nın karşısına Ankara finali zor aldı. Zor aldı derken biraz da tesadüfen atılan bir golle kazan- dı dersek daha yerinde bir tâbir kullan- mış oluruz. Nusret'in bir hücumunda bi- raz mütereddit hareket eden kalecileri Vasıf'a şöyle bir topa dokunmakla gali- biyet yolunu açtı. Trabzon Ankara karşı- sında ilk iki maçdaki kadar canlı değil- di. Eğer biraz hareketli olabilseydi An- kara icin galibiyet ihtimal çok azalacak- nla beraber tek golle kaybet- tikleri final maçından sonra Adana ve Bursa gibi futbolde iddia sahibi iki böl- geyi geride bırakarak Cumhuriyet kupa- sında kıymetli bir ikincilikle başşehirden ayrıldılar. Bu ikincilik onlar için — hiç şüphesiz birincilik kadar değerli oldu, Ankara'nın tarafsız seyircisi Ankara ma- çında bile onları tuttu ve alkışladı. Sonunculuk kupası maçlarına Ankara, e Trabzon amatör kadrolarla katılırken Adana en kuvvetli bir kadro ile gelmeyi tercih ederek profesyonel e- lemanları getirmişti. Bu Adana'nın ka- pa maçlarında büyük iddia sahibi oldu- ğunu gösteriyordu. Nitekim idareciler de kazanacaklarını ve kupayı alacaklarını a- çıkça ifade etmekten çekinmiyorlardı. Fakat kendisine fazla güvenmenin nelere malolduğunu acı ile görerek şampiyon- luk umdukları turnuvadan dördüncülük- le, yani «onunculukla döndüler. Bu ne- tice göstermişti ki herşey sahada belli o- lur ve herşey sahadaki son duruma bağ- lıdır. Hiç bir zaman peşin hükme var- mak doğru değildir. C S. İstanbul maçları Üçüncü hafta büyük takımlara hiçte uğurlu gelmedi. Galata saraydan ma- da diğerlerinin küçük denen rakiplere paçayı kaptırmaları doğrusu futbolden anlar geçinenleri de hayretler içersinde bıraktı. Tahmin yazısı yazanlar veya gö- nüllerindeki arzuların sahada tezahür et- mesini bekleyenler stadı başları önlerine eğik olarak terk ettiler. Spor yazarları bir tek tahmini doğru tutturamadı. Vakı'a bu onların kabahatinden ziyade takımla- rın istikrarsız futbol oynamalarından i- leri gelmekte idi. Öyle ya kritik yapan bir muharrir neticeyi kâğıt üzerinde ilân etmek için muhtelif ölçülere dayanıyor ve basamaklara basıyordu. Bir kere kuv- muvazenesine göre gerek ferden ve halinde yapılan mukaye- neticeyi vermekten uzaktı. İsim bakımından yıldız mesabesine yük- Cumhurilyet retleri ödeyen kulüplerin idarecileri ken- di camialarına hesap vermekte güçlük çekmekte idiler. Futbolde sürprizin rolü muhakkak ki vardı. Bu hiç bir zaman in- kar edilemezdi. Ama bıraktığı- ma haftada öyle işler oldu ki bunları sadece sürpriz kelimesi ile izah etmek başarılı neticeler alan takımlara karşı AKİS, 5 KASIM 1955