OLUP BİTENLER kan vekilliğinden Aayrılması bir başka noktadan da iyi olmuştu. Kars millet- vekili geçen yıl lüzumsuz bir çıkış yü- zümden hâdise yaratmıştı. Bundan ra da ismi «müfrit» başlamıştı. Bu b olarak o söz aldığı zaman bazen söyledi- ği cümleler hakki müânalarını başka taraflara çekiliyordu. Atalay istiklâlini, eline alıyo kendisi için yapılacak en iyi şey, müfrit- lik damgasını üzerinden — atmaktır. Bir damga; politika hayatında daima han- dikaptır. Eğer Sırrı Atalay tenkitlerini, ilk başta kendisini zorlayarak dahi olsa son derece yı k ve munis bir üslüp- la yaparsa hem şahsi m de partisinin Zira önü- YURTTA h politikası çok şey kazanacaktır. Kapaktaki Politikacı Burhanettin Onat 1950 ile 1955 arasında Türkiye Bü- yük Millet Meclisinde, salonun sağ başında, hükümete ayrılan yerin yanındaki ilk sırada uzun boylu, ince boyunlu, gözlüklü bir zat otururdu. Bu zatı gazeteciler pek severlerdi, zira konuşulan mevzu ne olursa olsun mut- laka söz alır ve kürsüye çıkardı. O kür- süye çıkınca gazeteciler, gülüşerek «si- gara tatili» derler ve koridora fırlar- . Hatibin ince, ağlamaklı bir sesi man insana bir me- lodram dinliyormuş hissini verir, ba- zen haykırır, bazen de pesten devam ederdi. Konuşması bitinceye kadar ga- zeteciler rahat rahat sigaralarını içer- ler, bazı işlerini görürlerdi. Zira An- talya milletvekili Dr. Burhaneddin O- nat'ın o tarihe kadar «dişe dokunur» bir söz söylediği işitilmemişti. Zaten insan et istihlâkinden Orta Doğu pak- tına kadar her mevzuda mutlaka ve mutlaka konuşmaya kendisini mecbur addederse «dişe dokunur» bir beyanat yapamayacağı aşikârdır. Eski bir Halk Partili olan Dr. Burhaneddin Onat Meclise 1950 de Antalya milletvekili olarak girmişti. Uzun zaman Halk Partisi saflarında kalmış, sonradan Rasih Kaplan'ın hış- mına uğrayarak ayrılmıştı. d Rodos'ta doğmuştu. Tıp tahsili yap- mış ve cerrahi ihtisasını tamamlamış- tı. 1950 yılında serbest hekimlik yap- maktaydı. Daha sonra Turizm kurum- larında vazifeler almış, Mecliste muh- telif mevzularda çalışmıştı. Fakat hiç bir zaman siyasi şahsiyet olarak dikka- ti çekmemiş, gözleri doldurmamıştı. Tâ, 1955 senesi ekim ayının 30 uncu pazar gününe kadar ün Burha- dayı Tevfik İleri'yi kesin bir hezimete uğratıyordu. Gurubu içindeki «yenilik taraftarı» milletvekilleri uzun istişareler ve muhtelif kimselere mü- racaattan sonra Dr. Burhaneddin O- nat üzerinde reylerini teksif etmişlerdi. Böylece Antalya milletvekili, Demok- rat Partinin kilit mevkilerinden biri- ne getiriliyordu Burhaneddin Onat, siyasi hayatı- nın yeni devresine omuzlarında bir cümlenin yükü ile girmektedir. Büyük Millet Meclisinin son akdettiği fevka- lâde içtimada memleketin karışıklık le zamanlarda — «demokrasinin kalkması gerektiği» ni bildirmişti. letin ajansları ile radyoları da bu par- lak lâfı derhal dört bir tarafa yaymış— lardı. <«Yenilik taraftarları» nın, ke dilerine, bir kilit mevkie aday olarak demokrası hakkındaki kanaati değişik bir şahsı bulmalarını gönül çok isterdi. Zira o gün Antalya millet- tarafından ifade edilen fikrin Demokrat Partide bâr yenilik sayılamı- yacağı aşikârdır. Bugün partinin sevk ve idaresini deruhte edenleraynı kana- atte olduklarını hem sözleriyle, hem de fiilleriyle çoktan ispat etmişlerdir. Eee, bunun yenilik neresinde? Mamafih omuzlarında bu neviden fikirlerin mesuliyetiyle bir siyasi devreye giren politikacıların bizde bir muayyen müddet o fikirleri terkettik- leri ve tamamile demokrat bir hüvi- yet aldıkları görülmemiş şeylerden de- ğildir. Nihad Erim de 1947 den son- raki devreye sırtında bir şalla girmiş ama bu, onun iktidarda çok iyi bir devlet adamı olmasına mani teşkil et- nettin Onat iktidar partisinin Meclis memişti. İnşallah Burhaneddin Onat gurubu başkanlığı seçiminde — yahut ga aynı istikamette yürüyebilir, ama savaşında Genel İdare Kurulunun a- çonu Nihad Erim gibi olmaz Adnan Menderes odada toplanan Cumhuriyetçi Mil- — toplanabileceklerdir. Ekrem Hayri Üs- Çıkmazdan çıkma yolu let Partisi gurubu ise sözcülüğe Genel tündağ İzmirde, yanında Fevzi Lütfi müzdeki devrede Cumhuriyet Halk Par- — Başkan Osman Bölükbaşıyı getiriyordu. Karaosmanoğlu lunduğu halde bir tisini yapmak mecburiyetinde bulun- — Seçim, tıpkı öteki muhalefet partisinde — basın toplantısı tertiplemiş ve D. P. duğu şey çok faal, fakat çok itidalli ve — Olduğu gibi gürültüsüz patırdısız cere- — gelen hücum isnatları karşılamıştır yumuşak bir muhalefettir. Tâ ki karşı Sözleri bütün Egede derin akisler bı- yan etmişti. Osman Bölükbaşının parti itiraf, »tesanoid>» haykırışlarıyla arzu et- sözcülü- — rakmıştır. Zira D. P. yi bir sessiz gemi mediği bir yolu yani liderleri tutmaya ğüne getirillmesi iyi bir alâmetti. Cum- haline getirmek isteyenlerin niyetlerine mecbur bırakılmasın.. Eğer muhalefet — Hüriyetçi Millet Paritsi, dermek ki yeni — işaret etmiş ve tehlike çanlarını çal- devrede faal bir rol oynatmak niyetin- mıştır. i. Zaten bunu yapmaya da mecbur- Şimdi Adnan Menderesin, D. P. nın Partinin tek hakiki hatibi Osman — her türlü siyasi edebiyatın üstünde ha- Mecliste tamamile memleket meselelerdi- ni ön plâna aldığı hissini yaratacak müsibet ye akıllı bir çalışma sistemi ku- rabilirse çıkmasını arzuladığı ve mem- s]îîıleuîîîlş;ym'un?ır stğğcııîrsıu şî]h:îrıalze ehrıisrî; k.iki bir.kalesi 91?'1 Ege)îi yeniden çe- leketin ihtiyacını hissettiği kanunlarda P & P ; _y kip çevırmek_ için o bölgeye g'ı_tmesı Hai D. . başkalarıma, bırakması bizzat partiye za- — beklenmektedir. Adnan Menderes'in o- iktidar partisi gurubunun da müzahere- . . Sit $ ğ 5 3 $ rar veriyordu. rada 180 derecelik bir dönüş yaparak tini temin edebilecektir ki normal de- . ç ; : ; Mokmük moami bömlede ElemedE Vasla- 19'lar henüz dağın kollarını «asiler» e açması hiç kimseyi t y şiemeye Daş B una ukabil Meclisteki üçüncü — şaşırtmamalıdır. Eğer «asiler», bundan yacaftlrı —— muhalefet guürüubunu teşkil etme- — «evvel Refik Şevket İnce'nin düştüğü C. M. P. sözcüsü: Bölükbaşı leri beklenilen 19 henüz dağı- ihataya düşer ndilerini açılan a- Cumhuriyet Halk Partisi gurubu- — nık haldedirler. Hepsi Ankarada ancak — ğuşa terkederlerse siyasi hayatlarının en nun odasından da daha ufak bir —önümüzdeki haftanın sonlarına doğru —büyük darbesini yemiş olurlar 10 AKİS, 5 KASIM 1955