İKİTİSADİ VE MALİ SAHADA $ . İktisat Başbakan konuştu mleketimiz, muhalefet yönünden ve ç politika mücadeleleri bakımından am bir sükünet halindedir. Muhalefet çeşitli sebep ve hesaplarla süküt halinde olmayı tercih etmektedir. Ancak altmışı aşkın vilâyetde siyasi faaliyetlerin tatili i- çin zaruri ve makül bir sebep mevcut değildir. Nitekim bunun böyle olduğu- nu bizzat hükümetin faaliyetleri netice- sinde görüyoruz. Bir taraftan Çalışma Bakanı Karadeniz kıyılarında hiç bir şe- yin değişmediğini, her şeyin eskisi gibi yapılabileceğini gösterir tarzda nutuklar çeker ve faaliyetlerde bulunurken, bun- dan çok manidar olmak üzere Başbakan ille birlikte birkaç bakan Susurluk şeker fabrikasının açılışı münasebetiyle yapılan toplantıda söyledikleri nutuklarla durum- da bir fevkalâdelik veya değişme olma- dığına ve belki de olamıyacağına dair en kuvvetli delil ve örneği vermiş bulunu- Susurluk Şeker Fabrikasının işletme- ye açılması münasebetiyle yapılan top- lantıda oldukça kalabalık bir halk kit- lesi hazır bulunmuştur. Yazımızda bu noktayı belirtmeye niye lüzum gördüğü- müzü biraz sonra açıklayacağız. Toplan- tıda Başbakan, İktisat ve Ticaret Baka- nı ve İşletmeler Balkanları hazır bulun- muşlar ve birer nutuk — söylemişlerdir. Nutuklarında, mutad olduğu üzere mu- halefete sebepli sebepsiz, lüzumlu lü- zumsuz hücumlarda bulunmaktan geri kalmamışlardır. Hatta çekişmelerin çok şiddetlendiği sıralarda iktidar tarafından yapılan bazı isnatlar tir. Şimdi bu variyette muhalefetin ikti- darın bu hücumlarını karşılayıp karşı- lamıyacağını bilmiyoruz. Bunu önümüz- deki günlerde göreceğiz. Bol sıfatlı cümleler Hükümet Başkanı Susurluk konuşma- sını, bildiğimiz üslüp, dinlemeye a- lıştığımız malüm edasiyle yapmıştır. Baş- bakan'ın konuşmalarını dinleyenler veya gazetelerde okuyanlar iktisadi meselele- rimizt bakımından bu defa da yeni ve fazla bir şeyin söylenmemiş olduğunu görmüş olacaklardır. Gene ayni şekilde görülen bir şey daha vardır. En tabii telâkki edilmesi icap eden işler ve en normal sayılması gereken hükümet icra- attı «büyük», «çok büyük», «çok muaz- zam» gibi sıfatlarla, bol miktarda mille- tini yaratıcılığına ve dehasına mal edi- lerek bir defa daha parlak sözlerin, he- yecanlı ifadelerin konusu yapılmıştır. Deniliyor ki milletin şimdiye kadar kuv- ve halindeki iktisadi dehası Demokrat Partinin iktidara gelmesile ve bildiğimiz liderlerin işleri ele almalar» ile fiiliyata inkılâp edebilmiştir. Biz daha evvelki sayılanımızda yapılan ve yapılmakta o- lan işlerin ne ferdi, ne de milli deha ile bir alâkası olamıyacağını izah ve ifade etmiştik. Hâlâ ayni kanaatta olduğumu- zu belirtmek isteriz. t Başkanının nutkunda sıra- sıyle bahsedilenleri şöylece tespit edebi- liriz: her türlü problemi ile memleketi- mizin içinde bulunduğu durum mükem- meldir. Çok memnuniyet vericidir. Se- vindiricidir. Bu neticeyi hazırlayan «çok büyük» işlerin hazırlık ve desteğini teş- kil eden programlar mevcut olmuş ve bunların hazırlanması ve maksada uy- gun hale getirilmeleri uzunca bir zama- na ihtiyaç göstermiştir. uaz- zam» programlar tatbik safhalarında ke- za uzun zaman beklemek zaruretini do- ğurmuştur. Bu bekleyiş için geçen za- manda bazı güçlük ve zorluklar olmamış değildir. Fakat bunlar pek cüzi ve kü- çük şeylerdir. Vatandaşın katlanmak Zzo- runda kaldığı fedakârlık katiyen ehem- Adnan Tebessümsüz Menderes Konuşuyor nutuk miyetlli derecelerde olmamıştır. Hatta bu muazzam hamle ve başarılar muvacehe- sinde hiç mesabesinde kalmıştır. Kalkın- ramının tatbikatı vatandaş için katiyen sıkıntı ve mahrumiyet sebebi teş- kil etmemiştir. Kaldı ki artık güçlükler yenilmiş, yollar açılmıştır. Bekleme dev- resi bitmiş veya bitmek üzeredir. Bundan böyle şimdiye kadar yapılanlarının neti- celeri istihsal olunmaya başlanacaktır. Nutukta iktisadi meselelerimiz üzerinde söylenmiş sözlerin hülâsası bunlar. eçhul kalan talar Yukarıda hulasa ettiğimiz hüküm ve neticeler kendilerine göre bir takım delillerle doğru ve haklı gösterilmek is- tenmiştir. Şimdiye kadar yapılan ve adı- na kalkınma denilen faaliyetler için gi- rişilen masrafların 26 80 i milli ekonomi tarafından daha bugünden ödenmiş va- ziyettedir. Geriye kalanlar kısa bir zaman da kalkınma gayretlerinin neticeleriyle kolayca karşılanacaklardır. Fikrimizce hü- ümet başkanı girişilen faalıyetlerın fi- nansmanında vatandaşa İ dakârlık meselesinde ya haksızhk etmış veya ifadeleri tezat halinde bulunmuş- tur. Çünkü bir taraftan finansmanın © 80 nisbetinde milli ekonomi tarafından yapıldığını söylerken, diğer taraftan va- tandaş payının hiç mesabesinde olduğu- nu ifade ediyor. Sonra işleri milli deha ile münasebet haline getiriyor. Yapılan işler muazzamsa muazzam masrafları i- cap ettirir. İfade edildiğine göre bunla- rın 280 i milli ekonomice temin edil- miştir. Bütün iddialara rağmen Türk e- konomisinin şartları, imkânları malüm- dur. Bu türlü muazzam işleri yürütme- ğe imkân verecek bir vaziyette değildir. Geçen sene yiyecek buğdayımızı dışarı- dan getirdiğimiz bizzat Başbakan tarafın- dan hatırlatılmaktadır. — Memleketimiz pek muhtelif sebeplerle ve şekillerde ile- ri ve zengin memleketlere henüz bağlı durumdadır. Bu şartlar altında yapılan ve yapılmakta olan işlerden vatandaş hissesine isabet eden fedakârlık payının hiç denecek kadar az olduğunu iddia e- debilmek kolay bir iş değildir. Devlet bütçesinin başlıca varidat kaynağı vergi- lerdir. Yatıran masraflarının oldukça e- hemmiyetli bir kısmı milli ekonomiden bütçe vasıtasiyle yapılır. Son zamanlarda hakiki milli gelirin fertlerin refah seviye lerinde bir değişiklik yapmadan muaz- zam dıye ısımlendırılen faaliyetlere gi- kılacak vüsatte artma- Devlet bütçesinin gelir tarafını baş- lıca iki kaynak besler. vasıtasız vergiler. daşların keselerine işlemiştir. Bunlardan belki ancak zengin, yüksek kazançlı dar bir vatandaş grubu şikâyetçi olmamıştır. Bunların hali başbakan tarafından her- kesin, her vatandaşın hali imiş gibi mi- sal alınmamalıdır. Şimdiye kadar tatbiki ve yazı daha kolay olan vasıtalı vergile- AKİS, 8 EKİM 1955