şıkayet telgrafı çektiler. Bu' telgra- fin unda şöyle diyorlardı: "Duru- mu ehemmıyetle arzeder, meslek iti- barımızın, — çalışma hürriyetimizin can emniyetimizin ve şahsi ilişmezli- ğimizin korunmasını haber alma, ha- ber verme hurrıyetı adına istediğimi- zi bildiririz Telgraflarının cevabını bir iskele Ersü telefon ediyor ve telgrafın so- nuna bir kaç saygı cümlesinin eklen- mesini istiyordu. Muhabirler reddet- tiler. Telgrafın şikâyet konusu yap- tıgı hususa ise aldıran olm. ülek Sinopta tevkıf o- lundu ve Adliyeye — götürüldü. Onunla beraber Parti Meclisi azala- rından Nizamettin Nazif de Adliyeye geldi. Bir ara, odadaki masaya ar- kasını dönerek Kasım Güleğin kula- ğına: "— Beyfendi, sizi derhal mi gö- türmek 1stıyorlar7" diye sordu. unun üzerine bir genç adam, Ni- zamettin Nazife şoyle bitap etti: kimsiniz?" — Ya siz kimsiniz?" — Vay, beni tahkir ha" Ben sav- cıyım. Sızın adınız nedir?" — Nizamettin Nazif! Gazeteci- Savcı çekmecesindeki bir listeye baktı sonr Sizi tevkıf ediyorum" dedi. Herkes şaşırdı. Savcı derhal bir zabıt yazdı Bunda Nizamettin Nazi- fin "kıç”"ını çevirmek suretiyle ma- kama hakaret ettiği bildiriliyordu. Fakat jandarma komutanı dahil, o- dadakilerin hiç biri bu zaptı imzala- mak istemediklerinden savcı zabıt kâtibine imzalattı. Sonra, aslen Ma- latyalı olduğu anlaşıldığında heyete dahil bulunan bir Malatya milletve- kili "Demek Malatyalısınız da.." de- yince bir köşeye çekilip ağlamaya başladı. . * Kasım — Gülek otomobille İstan- bula getirilirken arkadaşları ken- disini takip ediyorlardı. İstanbul ya- kınında bir trafik ekibi onların ara- basını çevirdi ve şoförden ehliyetini sordu. Şoför vesikalarını gösterdi, fakat ekip bu vesikaları alıkoyaca- ğını bildirdi. Arabaya da yoluna de- vam edebileceği söylendi. On dakika sonra otomobili başka bir ekip dur- durdu, o da şoförden ehliyet sordu. Şoför vesikalarını bir evvelki ekibin aldığını söyledi. FFakat ekip, şoför ehliyetsiz diye otomobile — müsaade etmedi. * Muhlis avukat görüşme müsaadesi istedi. Mü- saade verilmedi. Bunun üzerine bir pusulayla hatır sordu. Kasım Gülek cevabi pusulasında şöyle diyordu: "Muhlis beyfendi, şimdilik hiç bir şe- ye ihtiyacım yok. Yalnız çok yorgun ve açım; Yirmi bir saattir yoldayız ağzımıza lokma alma meti- nize teşekkürler.. Hurmetler, muhab— betler - Kasım Gülek". * Salı günü Kasım Gülek'in avu- katları tevkıf kararına itiraz et- AKİS, 20 AĞUSTOS 1955 Sırmalı sıfatiyle Dr. Sarol Ve Antalya Antalya, (Hususi) Demokrat Parti Genel Başka- Adnan Menderesin en ya- kın mesaı ve ideal arkadaşı Dr. Mükerrem Sarol vatandaşları tenvir için yurdun bazı köşel rini dolaşıyor ve bu vesileyle yaptığı nezıh zarif, nükte dolu konuşmalarını biz akşamları radyolarımızdan zevkle dinliyo- ruz. Ama bir çok vatan parçası maalesef — onun ziyaretinden mahrum kalıyor. Bu vatan par- çalarından biri de Antalyadır. evlet Bakanının çocukluk ve gençlik çağlarının en güzel yıl- larını geçirdiği Antalyanın sa- kinleri kendisini heyecan için- de bekliyorlar. Dr. Mükerrem Sarol bır çok Antalyalıda son derece tatlı-ve unutulmaz hatı- ralar bırakmıştır. iç kimsenin arzusunu kır- mak itiyadında olmayan ve va- tandaşlarını memnun etmek i- çin kendisini paralayan Devlet Bakanının en yakın zamanda Antalyayı da ziyaret edip ora- ları da tenvir edeceği burada u- mumi bir ümid halindedir. tiler. İtirazı tetkik eden Asliye Ceza hâkimi, sulh ceza hâkiminin vermiş olduğu kararın usulsuz olduğunu be- yanla C. Genel Sekreterini tah- liye etti. Genel Sekreterın Yardımcı- YURTTA OLUP BİTENLER sı Turgut Göle ayni gün Ankara'deki teşkilâtı ile temas etmişti. Kasım Gü- lek'in tevkifi D.P. beklemediği kadar geniş tesır uyandırmıştı Bu— tün ricalara rağmen D.P. gazeteler dahi hadiseyi, layık ldugu veçhile büyük başlıklarla vermişler- di. Muhalefet liderinin her an tahli- yesine intizar olunuyordu. Pazar akşamı bütün dünya radyola- rı Türkiyede Muhalefet partisinin Ge- nel Sekreterinin tevkif edildiğini ha- ber veriyorlardı. İstanbul Savcılığın- dan Sinoba gönderilen yazıda bildi- rildiğine göre Kasım Gülek, Erzurum vapurunun gecikmesi üzerine yaptı- ği basın toplantısında söylediği şu cümleden dolayı suçlu tutuluyor ve muhakemesinden evvel tevkif olunu- "1954 seçimlerinin ne şekilde cereyan ettiğini onlar bizden daha iyi bilirler. Bunun uzerınde SÖZ SÖYy- lememeyi tercih ediyoru D.P. deki toplantı Kasım — Gülek hakkında tevkıf mü- zekkeresinin kesildiği günün ak- şamı Ankaradaki gazete muhabırlerı Demokrat Partinin Genel Merkezine davet ediliyorlardı. Binanın en üst katına çıktılar, bir koridorun sağ ta- rafında bulunan büyük toplantı sa- lonuna alındılar. Masanın tam or- tasında Fuad Köprülü oturuyordu. Sol gerisinde Dr. Mükerrem Sarol vardı. Bu simalar hayret uyandırma- dı. Fakat D.P. nin Genel Başkan Ve- kili iki tarafına iktidar partisinin" - bilhassa bakanlıklarından evvel - hakikaten münevver vs itidal unsuru sayılan iki liderini almıştı: Emin Ka- lafat ve Sıtkı Yırcalı. Pek çok gaze- tecinin işte onları görünce yüreği sızladı. Bu bir. basın toplantısıydı. Prof. Fuad Köprülü muhalefeti vata- na hiyanetle itham ediyordu. Daha BU KASIMI NE YAPMALI?.. ASMALI KESMELİ.