YURTTA OLUP BİTENLER Menderesm yerini Demokrat Parti i- çinde kim alabilirdi? Ortaya bazı i- simler atılıyordu Bunlardan bir kıs» mı d hal reddedılıyor, bir kısmı ise mülâhazaaiyle karşılanıyor» du. Mesela Fevzi Lütfi Karaosman- oglu, meselâ Sıtkı Yırcalı, meselâ Fethi Çelikbaş üzerinde dıkkatle du- rulan kimselerdi. Prof. Fuad Köprü- ünün bir intikal kabinesi kurabilece- ği, hatıra geliyordu. Hattâ Samed A- ğaoğlunun ismi geçiyordu. Bu, elbette ki bir günde olup bi- tecek iş değildi. Fakat çığ gittikçe kabarıyordu ve Ankarada şu son haftalarda en ziyade bundan bahse- diliyordu. Hatıra gelen, Adnan Men- deresin yerını alacak kimsenin parti içinde çok "popüler" olması gerekti- siydi. Zira Menderes başbakanlıktan çekilmekle elbette ki siyasi hayattan çekilmiyecekti. Mücadelesine parti i- çinde devam edecekti. Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu bu bakımdan alâka topluyordu. Unutulmayan bir husus, Demokrat Partinin Büyük Kongrele- rinde Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun daima Adnan Menderesten sonra en fazla rey topladığıydı. Bu bakımdan Büyük Kongre merakla bekleniyor- du. Genel Başkanlık ve Başbakanlık Genel İdare Kurulu, şu satırların yazıldığı âna kadar üç seneden be- ri toplanmayan Büyük Kongrenin bu sene hangi tarihte yapılacağını henüz tesbit etmemişti. tarihin iki ay evvelinden resmen ilânını ge- rektırıyordu Turdun hemen her ta- fında Demokrat Partinin il kongre- lerı tamamlanmış, delegeler - seçil- mişti. Ama bu, üç seneden beri böy- Kongre Üze da mahalli Kongrenin mahalli vel toplanması hemen mkân- sızdı. Hem fazla zaman kalmamıştı, hem de bir takan karışıklıklarla çık- ması muhtemeldi. hiç şüphe yok Beledıye seçımlerının aka— biydi. O z seçimler sırasında hasıl alacak bazı kırgınlıklar veya hizipleşmeler de Büyük Kongrede halledilebilecekti. n Menderes, kabinesine kar- şı b şlayan tenkidler karşısında va- ziyetini en ziyade D. P. Büyük Kon- gresinde kuvvetlendırebılecegı kana- eçımler vardı. Büyük seçımlerden ev- atindeydi. Onun içki Kongrenin artık toplantıya çağırılması bekleniliyor- du. Bu, çdDPlılregoe başbakanlıga lâyık tek kimsenin Ad- n Menderes olduğu yolunda bir ne- tıce verebilirdi. O takdirde başbakan kabinesinde ufak tefek tadilât yapar ve yoluna, daha doğrusu yollarına devam edendi. Fakat Büyük Kongre- de Genel Başkanlığa Menderesten başka biri getirilir veya hiç olmazsa başka bir şahsiyet Genel Başkanlık seçiminde Menderese çok yakın sa- yıda rey alırsa işin mahiyeti degı— şirdi. Bir Bakan Daha Amerikada Bu ayın sonunda Amerikanın meşhur gazetesi New York Ti- mes'ın başlığında "Türk" kelime- sinin bulunduğu küçük bir haberi okııyup da yüreğinde sızı duyma- n Türk pek azdır. Havadis Ba- yındırlık Bakam Kemal Zeytinoğ- nun Amerikayı zıyaretıne ait bu- lunuyordu Gazete rıhtım- ları, ara yollarını, köprüleri “tet- kik edeceğini" bildirmekteydi. Bir Bakanın bunları tetkik için bir evvel, aslen Avukat olan Mi ğitim Bakanı Celâl Yardımcı da yeni dünyayı Türkiye Cumhuriyeti hesabına zıyaret etmişti. Türkiye Cumhuriyetinin bu ziyaretten ne kazan dıgı henüz belli olmamışsa da Üniversite gören bakanın şah- sen pek istifade ettiğine şuphe yoktur. Şimdi de Kemal Zeytinoğ- lunun devlet hesabına yaptığı se- yahatın faydalarım beklıyecegız kat : yabancı diyarlara gönderilmesi â- det haline gelmektedir. Bir bakan yabancı memlekete gitmez mi? Elbette ki gider. Ama, tetkik maksadıyle değil. Temasta bulunmak için.. Zira Bakanlar, si- yasi şahsıyetlerdır Teknık sahada ogrenecek şeylerı bulunmamak ge- kir. Zeytino: Amerika Ba- yındırlık Bakanınırı kaç saatini a- yıracağını bilmeyi pek faydalı bu- uruz. Kanaatimizce iki devlet a- damı kısa bir müddet görüşecek- lerdır Halbuki Bayındırlık Baka- z Amerikada bir aydan fazla dolaşacaktır Buna mukabü mem- leketimize gelen yabancı bakanlar ziyaretlerini daima bir kaç güne sığdırmakta, bütün zamanlarını da kendilerine tekabul eden devlet a- Adnan Menderes kabinesinin si- ratlar böyle bir du: hurbaşkanı Celâl Bayarın fikri öğre- nildikten sonra gerçekleşebileceğini kabul etmektedirler. Aksı halde her gayret hüsrana uğramaya mahküm dur. Gayrımemnunların yapabılecek- lerı şey Adnan Menderesin Genel Başkanlığa seçılmesını önlemek veya bir başka adaya çok sayıda rey ver- dirtmek değil, olsa olsa Genel İdare Kuruluna Mükerrem —Sarolun geti- rilmemesini temin İ Yani Partinin Genel Kurmayını Başbakan Adnan Menderesi ciddiyetle muraka- be edecek şahsiyetlerden kurmak te- şebbusunun başarısı heklenılebılecek n büyük başarı olur. "11 li takrir" sahıplerının ve onların taraftarları- nın buna çalışacakları anlaşılmakta- dır. Fakat bunun bir netice verip ver- miyeceği de meçhuldür. Zira bugün- damlarımızla temasa hasretmek- tedirler. Bunun haricinde yapılan ziyaretler devlet kanaliyle değil, çook acentesi vasıtasıyla ölür. Eğer tetkik maksadiyle Ame- rikaya adam gönderecek dövizimiz varsa, Bakanlıklarırı teknı ve se- lâhiyetli adamlarını gönderelim. Farzediniz ki Celâl Yardımcı Üni- versitedeki tetkiklerinden pek fay- dalandı, Kemal Zeytinoğlu yol mevzuunda — öğ İ faydalanacaktır. Ya yarı bine değişikliğinde bakanlıktan dü- şerler, yahut a bakanlığa ge- tirilirlerse?. O zaman, yeni baş- tan Amerikaya mı gideceklerdir, lütfen söyler misiniz? Sonra, bir akan neyi tetkik eder yarabbi? Dünyanın her tarafında bakanlar tetkiklerini yabancı limanları, ant- repoları, rıhtımları gezerek değil, gezenlerin raporları üzerinde ya- parlar. Gezenler ise bu ışlerın mü- tehassıslarıdır, Örüş ufukları açı— hr, sağlam bılgılere sahip o lurlar Tetkık seyahatinden mak- aad da bundan başka şey değildir. Sonra dönüşlerinde ıhtısaslarını rapor halinde alâkalı bakana tak- dim ederler alâkalı bakan da ka- rara val Ama durun.. Zeytinoğlunun A- merikada bir başka ve çok mühim İşi var: Istanbula yapılacak asma köprün ukavelesini im- zalam: Amerıkal dostlarımız kendılerınden, ekonomimizi içinde bunaldığı fevkalâde sıkıntılı du- rumdan kurtarabilmek için 300 mılyon dolar kredi rica ettiğimiz şu sırada bahis mevzuu mukavele- yi kim bilir ne kadar zevkle im- zalıyacaklar ve fesleğinimizi kim bilir ne kadar dikkatle hazırlaya- caklardır! kü Genel İdare Kurulunda da mura- kabe vazifesini başaracak kıratta anılan insan lar bulunduğu — halde bunl rın hiç biri Kurulun aylarca toplantıya çagrılmaması Büyük Kongrenın mütemadiyen — geciktiril- mesi karşısında seslerini dahi çıkar- mamışlar, Partiyi en ziyade alâkadar eden kararların haberlerini gazete- lerden ogrenm ye katlanmışlar, hiç olmazsa istifa etmeyi dahi hatırla- rından geçirmemişlerdir. Politika adamlarımız "istifa m essesesi" ni bilme mezlıkten geldik- lerı müddetçe memlekette her han- i bir murakabenin kurulunacağına, yanı bir şeyin değişeceğine inanmak zor, ama pek zordur. CH. P. Şaka derken... Hadise Ankarada Irak kralı İkinci Faysal şereiîne verilen bir kabul AKİS, 9 TEMMUZ 1955