9 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

9 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

meşinde hiç bir lüzum yoktu. Kendi- sinin Türkiyede turistik bir gaye ile bulunmadığı o çevrelerce iyice bilin- mektedir. Beyanatın başında olduğu gibi sonunda da asıl mesele ile ilgi- leri bir hayli zayıf bir takım sözler söyleniliyor. Ancak beyanatın orta- sında asıl can alacak noktaya şöyle bir dokunuluyor: Memleketimizin u- mumi olarak iktisadi durumu ele alı- nınca bu gün Ur takım sıkıntılar his- sedilmektedir. Ancak bu hal korku- lacak Ur şey değildir. Hattâ tabii bir şeydir. Neden mi? ü kalkınma hamlesi yapan memleketlerin hep- sinde'vaki olmuştur. Beyanatta tel- kin edilmek istenilen fikirler bunlar. Görüyorsunuz ki bir takım sıkıntıla- rımız olduğu inkâr olunmuyor. Yal- nız iktidar mensuplarının beyanları ile tam mutabakat halinde bunların ehemmiyetleri küçümseniyor. Endi- şeye mahal olmaması bahsinde de kalkınma hamlesi yapan başka mem- leketlerin de bu türlü zorluklarla karşı karşıya kalmış oldukları söy- leniyor. Şimdi soralım: Bu mle- ketler hangileridir? Meselelerı bızım— kilere ne dereceye kadar benzemek- tedir? Kalkınmaları hangi devirde olmuştur? Bunlardan da mühim o- larak, Mr. Thornburg'un yapması i- cap eden iş sıkıntılar ortaya çıktık- tan sonra bizi Aavutmak ve teselli vermek mi olmalı 1d1" Yoksa bir mü- tehassıs olarak, mevcudiyetlerini ha" ber verdiği o memleketlerin tecrübe- lerinden takip ettikleri hatalı yollar- dan bizi haberdar edip içinde bulun- duğumuz sıkıntıların doğmasına, hiç değilse bu derece büyümesine lüzum kalmadan kalkınmamıza yardım et- mek mi olmalı idi? Her halde İkinci- . Zira kendilerinin bu türlü memle- Mr. Thornburg Lâfla peynir gemisi...... AKİS, 9 TEMMUZ 1955 ketlerden yeni haberdar olmadıkla- rı muhakkaktır. Bu itibarla beyana- tın bütünü yanında bu kısmı dahi ciddiye alabilmek bir hayli zordur. Adeta teşvikkâr bir eda taşıyan bu sözleri bir an için doğru olsa, her şeyden evvel kendi memleketinin hü- kümetini ve mütehassıslarını tekzip etmiş olacaktır. Şimdi beyanatın sonuna, — bizce bilhassa dikkatle üzerinde durulması gereken kısmına gelmiş — bulunuyo- ruz. Bu kısmın iktisadi meseleleri- mizle alâkasının bir hayli zayıf ol- duğuna yukarıda işaret etmiştik. De- niyor ki Türkiye sıkıntılı Ur devre içinde bulunuyor. Ama Türkiyenin zorluklar içinde kalması ve bunlar- dan kendi gücü ile kurtulması nadir vâki olmuş şeyler değil. Binaenaleyh "geçmişteki hamlelerden — alınacak hızla bu sıkıntılı devre de kolaylıkla atlatılabilir. Bu nokta erinde bi- raz duralım. Sıkıntılarımız kolaylık- la atlatılacak ve cinsten şeyler olsa i, Hükümetimiz neticesi siyasi bir başarısızlık olacak olan bir kredi talebinde bulunmak ihtiyatsızlığını gösterir mi idi? Ve gene kolayca at- latılacak bir güçlük için Amerika bunca dostluğumuzu bir yana iterek bizi o malüm nasihatler ve ihtarlarla başbaşa bırakır mıydı? Biraz daha dıkkatlıce bakılacak olursa, Mr. Th- ormburg'un da mimi kanaatinin bu soyledıklerınden farklı olduğu an- laşılır. Çünkü o da nihayet geçmiş- teki sıkıntılarımızı yenme güç Ve az- mimizin halen içinde bulunduğumuz Zorlukları yenmek için dahi başlıca dayanağımız olması gerektiğine dik- kati çekmektedir. Pek doğru. Buna biz zaten herzaman iman edegelmi- şizdir. Şahit olarak da hakikaten şimdiye kadar olan hamlelerimiz ge- niş yürekle ve güvenle öne sürülebi- lir. Beyanatta son bir nokta daha var ki, çok söz götüreceği gibi, bu günkü mevzuat muvacehesinde münakaşa- sını yapmak ve aksi kanaatte bu- lunmak çok zordur. Maliye Yeni reiskont rayici 26 — Şubat 1951 de evvelce yüzde 4 olan reiskont rayici yüzde 3 e dü- şürülmüş ve o günden bu yana üze- rinde hiç Ur değişiklik yapılmamıştı. O zamandan beri iktisatçılarımızın çoğu reiskont rayicinin yükseltilme- si fikrini müdafaa etmişlerdi. Para politikamız ve Merkez Bankasının muamelelerinde- o zamanlardan beri enflasyonu .önleyici değil, bilâkis kö- rükleyici tesirler görülmüştü. Arada alınan bazı antienflasyonist kararlar- dan muhtelif menfaat guruplarının tazyikleri neticesinde cayılmıştı. Şim- di biraz geç kalmış olmakla beraber reiskont rayicinin yüzde 4,5 a yük- seltilmesi kararı verilmiş bulunuyor. Reiskont rayicindeki artışın antienf- lasyonist tesirler meydana getireceği muhakkaktır. Fakat acaba bugünkü İKTİSADİ VE MALİ SAHADA T. C. Merkez Bankası Reiskont nabzı 4,5 enflasyon şartları içinde — rayiçteki S 1,5 luk artma kâfi tesir yapabilir mi? Bu hususta çok şüpheli oldugu— muzu kaydedelim. Daha U reiskont rayici kabul edılmış olsa idi bile ancak kredi genişlemesinin önü- ne geçilerek antienflasyonist tesir te- min edilebilirdi. Bu sözlerle yukarıda)| söylediğimizi inkâr etmiyoruz. Şunu söylemek istiyoruz ki meydana gele- cek olan antienflasyonist tesir kredi genişlemesinin azalmasıdır. Kredi ge- nişlemesinin azalması meseleyi halle kâfi değildir. Çünkü şimdiki halde e- konomimizde fiyat seviyesini bugün- künün birkaç misline kolaylıkla çı- karabilecek kadar iştirak gücü mev- cuttur. Meselenin üzerinde konu şmak için bir müddet beklemek lazımdır. Amerika Buğday politikası Amerika Birleşik Devletlerinde şu günlerde üzerinde münakaşalar ya pılan en mühim ekonomik meseleler- den biri muhakkak ki 1956 yılı buğ- day politikasıdır. Amerikâda bir ta- rihten beri hükümet buğday ekim sa- halarını tehdit — etmekte böylelikle fazla istihsalin önüne geçmiye ça- lışmaktadır. Fakat bu buğday ekici- lerinin gelırlerının azalmasına sebeb olduğ n bir taraftan da bunlara muayyen pırıttıler ödemektedir. Ame- rika takip ettiği bu politika ile fazla buğday istihsali neticesinde fiyatlar rın düşmesiyle umumi buhran mey- dana çıkmasına mani olmaya çalış- maktadır. er yıl ekilecek azami saha Tarım Bakanlığınca tesbit edilerek buğday ekicilerinin tasvibine arzedilir. Şu son günlerde 1956 yılı mahsulü için Ba-

Bu sayıdan diğer sayfalar: