9 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

9 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Kuzey Afrika Hürriyete doğru Sekiz aylık müzakerelerden sonra Nisan - Perşembeyi Cumaya bağ-layan gece, Pariste imzalanan Tunus - Fransız anlaşmaları niha- ransız Meclisinin tasdikine su- nul ldu Hükümet, Fransız Milli Mecli- si azalarına tasdık projesinin mucip sebeplerini ihtiva eden metinleri da- ğıttı, tasdik müzakereleri 7 ve 8 Temmuzda yapılacaktır. Anlaşmaların Fransız Meclısınde nomılerıne kavuşacaklardı ların yürürlüğe girmesi ıçın Fransız Meclısının tasdiki ve Tun Beyın tasvibi gerekmekteydı memleketinin kuvvetli adamı Burgiba'nın müdahalesi ile yapılan bu anlaşmaya muhalefet etmiyecek- ti. Fransızlar da Tunus ile bir anlaş- maya varmaktan başka bir çare gö- remedı, çünkü bütün dünya efkarı um! esi önünde Fransa suçlu zıyetteydı Kuzey Afrika'nı! almz Tunus değil, Fas ve Cezayır gibi idaresini memleketlerinde sömürge kurmuş, bu memleketler halkını ken- di kendılerını ıdare etmek hakkından mahrum mişti. Tun e Kuz Afrika meselesı, Bırleşmış Mılletlere de götürülmüşse de, Fransa peşinen Bırleşmış Mılletlerın bu hususta ve- receği hiç bir karara uymıyacağını bıldırmıştı Bu mesele, Sovyetlere ve Arap Birliğine de yeni bir koz mişti. Batılı devletler somurgecılıkle ıtham olunuyordu. Geçenlerde, Ban- ung'da toplanan Asya - Afr k Kon- feransında da bu tenkidler tekrar ve Kuzey Afrika memleketlerinin muh- tariyetlerine kavuşmaları temennile- ri İzhar edilmişti. Fransa'nın sömürge siyaseti 1881 de Tunus Beyi ile yaptığı an- laşmayla Fransa bu memleketi himayesi altına almış, fakat sonraları anlaşma hükümlerini hiçe sayarak 0- rada sömürge idaresini kurmuştu. U- zun seneler bir Fransız sömürgesi 0- larak idare edilen Tunus şimdi 1881 anlaşmasına benzer bir anlaşma te- min edebilmiştir. Fakat, bu Şüphesiz ki bir başlangıçtır Tunuslular yakın bir gelecekte tamamen istiklâllerine kavuşacaklardır Sömürge sahibi İn- giltere, Hollanda gibi diğer devletle- rin aksine Fransızlar yerleştikleri böl- gelerde yalnız bir koloni İdaresi kur- makla kalmamışlardı oraları kendi öz vatanları gibi benimsiyorlardı. Zaman la bu memleketlerde, milliyetçilik ce- reyanları kuvvetlenip, kendi kendile- rini idare etmek arzusu başlayınca, ortaya dünyanın ilgisini çeken bü- yük anlaşmazlıklar çıkıyor. Fransa devleti, sömürgelerindeki r avuç vatandaşının menfaatlerini haleldar etmemek için bütün bir memleket a- AKİS, 9 TEMMUZ 1955 Kapaktaki politikacı Habib Burgiba Bu asrın başlarında, Tunusun u- fak bir köyünde bir çocuk dün- yaya geliyordu. FEbeveyni adım Habib koydu. Habib kara kuru, ufak çapta bır yavruydu. Hiç kim- se aynı çocuğun, yarım asır kadar sonra bir Haziran günü Tunusa ayak basarken görülmemiş teza- hüratla karşılaşacağını hatır ve hayaline getirmiyordu. Halbuki a- radan geçen elli sene Habib Burgi- ba'yı - tabii Fransızların hataları sayesınde - memleketinin 1 numa- ralı kurtarıcısı ve kahramanı yap- mıştı. Habib Burgiba evvelâ Tunusta, sonra Fransada tahsil gördü. Ken- di yaşındaki bütün genç Tunuslu- lar gibi Fransız kültürüyle beslen- mekle beraber gaye olarak mem- leketinin istiklâle kavuşmasını bi- liyordu. Daha mektep sıralarında politikaya başladı ve uğramadığı felâket kalmadı. Ama genç Habib bunların hiç birinden yılmadı. Fa- aliyetini evvelâ Desturun çerçevesi ıçınde gösteriyordu. Destur, yarı siyasi, yarı dini, yarı so syal bir teşekkuldu ve Fransızlardan mem- leketi kurtarmak i ıçın bır muayyen politika güdüyordu. t bu po- litika çıkar bir polıtıkaya benze- miyordu. Habil urgiba ve arka- daşları oradan ayrılıp Yeni Des- meydana getirdiler. Yeni Destur hem daha dinamikti, hem de hedefine varmak için yolunu daha iyi seçmişti. İkinci Dünya harbinde Habib Burgiba ve arka- daşlarım müttefiklerin yamnda gö- rüyoru: Ancak har; sonra Fransanın kendılerıne ıstıklal va- adi vardır Yeni Desturcular b vaadın tutulmasını beklemektedır ler. İhtimal ki Fransa harp işinde verilen sözlerin sonradan tutulmak mecburıyetıne pek inanmamakta- dır. Zira tam beş yıl bu vaadini ha- tırlamamayı tercih etmiştir. Bu- nun uzerın edir ki bir müddetten beri devam eden sabotaj ve tethış hareketlerı alevlenmiş ve bir çığ gibi büyümeye başlamıştır. sadece Tunustan yükselm da ona katılmıştır. Habib Burgiba Yeni Desturun tek değil ama birinci sınıf liderlerin- den biridir ve karşı koyma hare- ketlerini o Idare etmektedir. İsmi gün geçtikçe bütün arap âlemine yayılmakta, kendisine haklı bir halisini en tabii haklarından mahrum etmekte tereddüt göstermiyordu. Tu- nuslular senelerce bu ideal uğrunda mücadele ettiler. Nihayet Fransa hem dünya efkârı onunde kendini te- mize çıkarmak ve hem de Tunus'ta- şöhret yapmaktadır. Habib Burgi- ba bir çok arkadaşlarının aksine itidal taraftarıdır ve her şeyin bir- den elde edilemiyeceğini bilmek- tedır Ama ilk li olarak memleke- tinin iç hukumranlıgının gerçek- leşmesi şar' Bu talebın cezası ise sürgün ol- muştur. Bir kaç yıl geçince Yeni Desturun lideri bir adaya sürgün edilmiş ve orada tecrit olunmuş- tur. Elbette ki Habib Burgiba bir çok şey yapmıştı ve şohretı hak- lıiydı. Ama yre" vaziyetine girmesi kuvvet ve kudretini bir misli arttırmıştır. Habib Burgiba, başına gelenlere rağmen nme- miş ve boyun eğmemiştir. Fransız- lar Tunusa muhtariyet vermekle mükelleftirler. Bunu kabul etme- dikleri müddetçe kendilerine Ku- zey Afrikada Trahat, zur yok- tur. Hakikaten Burgıbanın sür- günde bulunduğu zaman zarfında bir kazandan sından Fransaya getirmişler ve zi- yaretçi kabulüne müsaade etmiş- erdır Bu sırada da M -Fran- emperyalist polıtıkayı terk için hazırlıklar yapmaktaydı. akat Tunusa iç hukumranlıgı- nı iade şerefi Edgar Faure'a nasip olmuştur. Besmi Tunus hükümetiy- le müzakereye girişen Fransız baş- bakanı muhataplarının, kendi ya- , nından çıkar çıkmaz gidip Burgi- badan direktif aldıklarım görünce bu yaman adamı çağırtmış ve Tu- nus meselesini onunla karara bağ- lamayı daha uygun bulmuştur. An- laşma imzalanınca - bu andlaşmay- la Tunus iç hükümranlığına ka- vuşma yoluna giriyordu. Burgiba- nın memleketine dönmesine de mü- saade verilmiştir. İşte o gün bütün Tunus yerinden oynamış ve milli kahraman eşi emsali az bulunan bir merasımle yurt topraklarına ayak basmıştı Şimdi Habıb Burgiba bir yan- dan memleketin huzur ve süküna kavuştururken diğer taraftan da tam hükümranlığın hazırlıklarını yapmaktadır Küçük köyün çocuğu artık Tunus'un beyden ve başba- kandan da kuvvettı 1 numaralı a- damıdır ve milletinin itimadını haiz olarak hürriyet ve istiklâl ateşini yalnız Tunusta değil, bütün Kuzey Afrikada yakmaktadır. ki tebasını daha iyi korumak için Tunusa otonomi vermeğe razı olmuş- tu. Tunus ile bir anlaşmaya varmak zaruretini eski Başbakanı Mendes-France hıssetmıştı, fakat o-

Bu sayıdan diğer sayfalar: