K A D |I| N Sosyal Hayat Aşk payitahtı şehırler plajları, manzaralı han, ah guzellıklerı para getirir, kimisine me- deniyetleri, kimisine ise tarihleri.. Avrupada bir kanun maddesi yü zünden zengin olan bir şehir vardır Kanun maddesi şudur: 16 yaşım dol- durmuş olan her şahıs reşittir ve ai- lesinin muvafakatini almadan evle- nebili Bu kanun maddesi İskoçyada me- riyettedir ve yol üstündeki ilk kasa- ba, ilk hudut şehri olan Gretna Green yıldırım izdivacı yapmak istiyenlerin buluştuğu bir aşk şehri olmuştur.. Sevişip ailelerinin rızasını alamıyan İngiliz gençleri, Iskoçya hududunda- ki Starok n cunda yakalandıkları takdirde, aile o- cağını terketmek suçu ile mahküm o- lacak olan bu gençler, nehrin öbür ucunda tamamiyle hürdürler ve İs- koçya kanunlarından faydalanırlar. Eski resimlerde bile, Gretna klarını canlandıran esprilere tesa- düf edilmektedir. Çünkü bu kanun a- sırlardan beri meriyettedir: Birinci tabloda dört nala giden bir atlı arabada, birbirlerine sarıla- rak, Starck nehrini aşmaya çalışan endışelı iki küçük sevgili görünmek- tedir. Baba uzaktan takip etmekte- dir. İkinci tabloda sevgılıler ilk dük- kâna, bir dem 'girip nikâhlarını kıydırmışlardır Uçuncu tabloda ise ükkâna girer ve kamçısı elin- de, onlaı'ı ancak tebrik eder. Çünkü geç kalmıştır. Yalnız Gretna Green'in geçimini sağlıyan bu kanun — maddesinin bir hususiyeti de şudur ki, Ingılızler, o- rada, evlenmeden 21 gün oturm. mecburıyetındedırler Böylece oteller sık sı olar boşalır, sokaklar kol kola gezen sevgılılerle doludur ve havada daima bir neş e, ümit ve gençlık şarkısı vardır Gretna Green'e yalnız kuçuk sev- gililer degıl yıldırım nikâhı ile ev- lenmek, ıstıyenler de rağbet der 1754 senesinde Londrada çıkan bir kanun, bütün İngilterede, askısız ni- kâhı menediyordu. Evleneceklerin is- mi günlerce asılı duracak aılelerın İ- tirazları, bu ba şk r nazarı ıtıbara alınacaktı Askıda durmaya tahammül edemiyen sevgi- liler, bunun çaresını çabuk uldular Green'e hücum başladı!.. aten Gretna Green de her şey, san- kı sevışenlerı birleştirmek için düşü- nulmuştu muslu ve şereilı her- hangi bir vata! nd aş, mülk, arazi sahi- bi, rençber veya işçi, evlenmek isti- yenleri evlendirebiliyordu. — Devamlı surette dukkanında bulunan demır- ci şehrin nikâh memuru olmuştu. tün bu kolaylıklar, bir çok defa suıs- ve Gretna Hep beraber.. Sıkıntılı. zamanlarda, her şeyin yokluğuna insan aşağı yukarı alışır Hattâ bir gaye uğrunda, rogram dahilinde, katlandıgımız sıkıntılar, bize bir nevi fedakarlık ve olgunluk hissi verdiğinden bun- lardan zevk bile duyabılırız Harbi takip eden senelerde İn- gılızlerın gıda maddelerini, vesika- a tâbi olarak, hiç şıkayet etme- den saatlerce kuyruk yaparak el- de etm miş olmaları ve bu fedakâr- lıkları ile İftihar etmeleri, herkesin hayranlığını kazanmıştı. Fakat şa- yet bu sıkıntı, kafi ve devamlı ka- rarlar neticesinde olmayıp, zaman zaman baş gös erseydı millet ay- nı soğukkanlılığı, aynı irade ve fe- dakârlığı gösterebilir miydi?.. A- caba yok olan bir madde, birden- bire piyasaya çıkınca onlar da, sandık sandık alıp evlerine ıstıf etmezler miydi ? Eğer memleketımızde, şeker, çay, kahve veya herhangi bir ad— denin darlıgı hissedilir hissedilmez, alâkalı makamlar, bir müddet 1- çin, bu maddeyi vesika ile alabile- cegımızı, bu maddeyi az yiyebile- ceğimizi bize soylemış olsalardı, bunu milletin enfaa uğruna normal bir sukunla karşılamıyacak tek bir Türk vatandaşı tasavvur e- dilebilir miydi? Vesika ile verile- cek olan a maddesinin mıktar çok az bile olsa, elbet bir çare ara- yıp bulacaktık.. Şekeri çocuklan- a saklayıp, sade kahve içmeye alışacaktık Reçel yerine pekmez yıyecektık Belki bazı yerlerde ba- nım faydasını bile görecektik. tımallere yol açtı, bazan bırbırlerını hiç tanımıyan, trende tanışan genç- ler Gretna Greende trenden ınıp ev- lendiler ve nihayet 1989 senesınde, evlenmek i tıyenlerın 21 gün Gretna Green'de kalmak mecburıyetınde ol- dukları ilân edildi.. Bugün Gretna Green'de herhangi bir namuslu va- tandaş nıkahı kıyamaz.. Resmı bır nikâh memi vardır. Fakat a!l muhafaza edılmıştır ve yeni nıkahlı— lar, daima, bir demirci "örs" ünün üzerinde el ele tutuşurlar. Nikâh memuru çok ciddi yüzlü, suratsız bir adamdır ve yıldırım ni- kâhı ile evlenmek ıstıyenlere adeta hayretle bakar B rin en büyük o idare eden M. Gordon, çok neş'eli bir İtalyandır.. Karısı ile aynı şehırde yıldırım nikâ- hı ile evlenmiş, mesut olmuştur ve gelenlere cesaretle beraber bol bol spageti vezir. Otelin bolünde İtal- yanca şu sözler yazılıdır: Dünyada Jale CANDAN Şark vilâyetlerimizde çayı daima çok ay şekerle içerler. İngilterede tanıdıgım Ur çok kadınlar da harpte şeker bulamadıkları için, mecburen sekersiz çay |İiçtil klerını fakat sonradan, un daha zevk- li olduğunu farkettıklerını soyle— mişle Bugun bizi uzen şey, az şeker yemek, çay yerine ıhlamur kullan- mak değildir. Bızı perişan eden şey intizamsızlıktır. Filânca dükkân- da, şeker tevzıatı yapıldıgım du- yup sıraya girii Bazen sıra tam bize gelmışken şekerın bitti- gını ilân edıyorlar Vakit kaybına narak e dönı önerken, bakıyorı! k omşu, mahallenın bütün çocuk- larına birer dondurm vadederek z Çırpı- hepsini seferber etmış da kilo seker toplamış.. Hattâ şeker satışlarında darlığa rağmen hiç bir vesika ibraz edilmediği ıçm, bu işi kendılerme meslek edinen, şeker tevzii mahallerinde dolaşa- rak, şeker ıstıfçılıgı yapanlar var- mış. B nlar yaptıkları işten utan- mak şöyle dursun, açık gözlülükle- rıyle, ıftıhar ediyorlarmış.. O 1 ya! Gemisini kurtaran kapta! Fakat hayır, alakalı ma— kamlar ne yapıp yapıp her şeyi halka, cesaretle soylemelı, halkı bir progra dahilinde, inanarak, sıkıntıyı paylaşmaga alıştı malı— im olan bu birliği, bu timadı temin etmektir. Yoksa bu- gün sıkıntısını çektıgımız madde- ler, ihtimal çok yakın zamanda bollaşacaktır, bunu hepimiz biliyo- Tuz. iki şey sem hiç bir zaman terketmi- yecektir: Birisi, seni her yerde gören Allanın gözüdür, diğeri de seni her yerde takip eden annenin kalbi! Şehirde eğlence yerleri bol değil- dir ve aşktan başka insanı avutacak biç bir şey düşünülmemiştir. Bu da sevgililere kurulan bir tuzak, bir im- tihan sayılabılır M Gordona göre Gretna Green'i meşhur şahsiye- ti parlak unıforınalı istasyon şefi M. Tennsyon dur: O bir ruhiyatçı olmuş- Gen çl r burada daima çift olarak, gözleri gözlerinde, elleri el- lerinde inerler, der. nları karşıla— mak cidden hayattakı en büyük kimdir. Trenden inerden, ellerınde küçük bir bavul ve kafalarında bü- yük projeler vardır.. Hemen nikâh memuruna koşar, ısımlerını kaydet— tirir ve 21 günlük imtihana tâbi olur- lar. Bu 21 gün sonunda evlenmeden dönenler vardır. Fakat ekserisi evle- nirler. Dönüş trenine binen gençlerin AKİS, 9 TEMMUZ 1955