erçi Fransanın pakta katılacak Ok batılı devlet olması pek muhtemel de- ğildi ama, teklif buz[arı eritiyor ve polıtıkasını Suriye ve Lübnana göre ayarlıyan Fransanın reaksiyonunu önlüyor. Lübnan gırecek mi? S imdi sıra Lübnandaydı. Lübnanın 3 beyaz saçlı, yakışıklı Cumhurbaş- kanı Camille Chamoun nisanın başın- da başkentimizi resmen ziyaret ede- cekti. Bu münasebetle, Türk - Irak paktına taraftar bulunan fakat Su- rıye ile olan bılhassa ticari, ekono- munasebetlerı dola- yısıyle ıhlıyatlı davranan Lübnanın endişel eı'ı açık kalble görüşülecekti. hafa sonra da Celâl B ar Be y utu şereflendirecekti. Mü- zakerelerın ıkıncı kısmı orada cere- yan edecekti. Basın Bir affın içyüzü Yaşlı tatlı yüzlü hanım : — B ece alıp götürdükleri- ni çok gördüm ama, gece getirdikle- rini hiç goı'medım 'dedi. sözleri söyleyen, inanılm derecede Hüseyin Cahıd Yalçına ben— ziyordu ve eç vakit evine dolmuş- lar, babasının affedildiği müjdesini vermişlerdi. onların hepsınıbır başkası allatmış, saat 20 nkaradan telefon ederek "Hüse- yin Cahid beyefendiye hürmetleriyle berabeı' hadiseyi bildirmişti. Bu, biz- zat Baş akan nan Menderesti. , Şişliden Hürriyeti Ebediye tepesine dogr giden bahçeli evin bırakılacağını düşünüyorlardı de Yalçının tecrübesi vardı. Babası- nın bir çok defa götürüldüğüne şahit olm uştu Polisler hep o zaman acele ederlerdi. Ama geri getirirken acele edıldıgını görmemişti. Hakikaten İs- anbul savcısı, talimatın ancak ertesi sabah geleceğini söylüyordu .Öyle-ol- du, Hüseyin Cahıd Yalçın ertesi gün ogle üzeri ta 10 ük hapisten sonra hurrıyetıne kavuş U, Yalçının affı kolay (temin edilme- mişti. Bunun için bizzat Başbakan Adnan Menderes inanılmaz gayret sarfetmiş, t Partinin bazı yüksek kademelerını iknada çok zor- luk çekmişti. Hü n Cahid Yalçın- ın mahkümiyeti Menderesın içine da- i kendi yüzünden ma ti ve mademki gözetilen gaye tahak- kuk etmişti, ıhtıyar gazetecinin ha- pisten kurtarılması da deres için bir vazıfeydı şahsen selâhiyeti yokt AKİS, 26 MART1955 Fakat buna Tebliğin hususiyeti 18 t günü gazeteler büyük baş- lıklarla kabinenin bir gece evvel m dört saat süren bir içtima yap- tığını bıldıı'ıyorlaı'dı Tahmin ettikle- rine göre "iktisadi durum üzerinde mühim görüşmeler" cereyan etmiş- ti. Bilinen, toplantıdan sonra Başba kanın Çankayaya giderek. Cumhur- başkanı Bayar ile goruştugu idi. Halbukı o içtimada iki mühim karar alınmış: bir gazetecı - Huseyın Cahid Yalçın - affedilmiş, bir gazeteci - E- rol Güney - Türk tebalığından ıskat olunmuştu. Gazeteciler birinciyi er- esi gün, ikinciyi iki gün sonra ber alabildiler. Hakikaten cuma ak- amı geç vakit Anadolu Ajansı b tebliğ yayınlıyarak Yalçının affedil- diğini bildiriyordu. - - — YURTTA OLUP BİTENLER Yalnız, gözden kaçmayan bir no ta teblıgın kaleme almış şekliydi. Hu— yin Cahid n Anayasanın 42 nci maddesı geregınce affedilmişti. Bu madde şuy Cumhuı'başkanı hükümetin tek- lifi üzerine, daimi malüllük veya ko- cama gibi özlük sebeplerden dolayı belli kimselerin cezalarım kaldırabi- lir veya hafifletebilir. Cumhurbaşkanı, B.M.M. tarafın- dan sanıklanarak hüküm giyen ba- kanlar hakkında bu yetkiyi kullana- ma, Halbukı neşredilen leblıgde hadı— se şöyle anlatılıyordu .kendisi hakkındaki Hapis cezasının ıskatı Teşkilâtı Esasiye Kanununun 42 n maddesine göre İcra Vekilleri Heye— tinin 17/3/1955 tarihli toplantısında - Dağın arkasından ilk haber eşeğimizi kuyruğundan — yakalamış olmanın ve zavallıcığın kaybolduğu dağın arkasında katledilmemiş bulunduğunu görmenin sevinci içindeyiz. 2 Mayıstan bu yana cereyan eden üzücü hadiselerin en acısı nihayet tasfiye edilmiştir. Eğer uslu durursak eşeğimizin tamamına eniden kavuşmamızın, geç de olsa, kuvvetle muhtemel bulunduğu an- lıyor. laşılıyor. Bakim teminatının eski haline getirilmesi, Üniversitenin eskisi kadar muhtariyete lâyık görülmesi, Kırşehirin tekrar vilâyet haline konulması, siyast partile: ye seçim sırasında radyolarda tanınan on dakikalık konuşma akkının iadesi, karma liste yapma serbestisinin yeniden tanınması, gaze- ki tecilerin elini kolunu bağlayan basın kanununda, ka i yeni müeyyidelerim ldırılması ne zaman gerçekleşecektir, bir şey söylenemez. Ama şimdi, tam on senelik mücadeleden sonra bu memlekette ahici manasile kurulması için evvelâ, "Tayık olmaya' sa hürriyetlere tekrar mizin tamamını rica etmeye mec demokratik rejımın bir zamanlar sahip olduğ uz bu lıderlerden alıp goturduklerı eşeği- Demokrat Parti iktidarının ilk yıllarında, meselâ 1982 de demokrasiye gözlerini açanlar Hüseyin Cahid Yalçını hapiste bulmadılar, kikim temi- natını yaralı bulmadılar, bulmadılar, partılerı radyı aza bulmadılar, çok se Unıversıteyı Celâl odan yt bir basın kanunu bulma, ımcıya kıskıvr k - bağlı faydalanamaz bulmadılar, Kır şehiri ılar. O zamanlar bili- niyordu ki memleketımızm hakiki demokrasiye kavuşması için mutlaka ve mutlaka halli gereken ana davalar vardır. piyonluğunu yaptıgı tisine nazaran daha mu tarafından bır sevgi ve emniyet halesile Parn bunların şam- Par:- çevrili olarak iktidara getiril- mişti.'Hep beklediğimiz, bütün Muhalefet yılları boyunca azabını çektik- leri Meselelere Demakrat lıderlerııı el atmalarıydı. zuu bir Anayasa vardı. Ortada hakkı lanımıyardu. Bahsettiğimiz ilk yıllarda bir kaç adım atıldı. dııruldu ve 2 Mayıstı itti. imdi hep onun peşin gozlerı ne hoştu deyip dı vuşmak İçin . Kulağı ne güzeldi, 'uruyor, onun hasretile yanıyor, ona tekrar ka- ne mücadeleleri göze alıyoruz. Halbuki bi; rytada şikâyet mev- eclis tüzüğü vardı kı mııhalefete SÖz Ortada Rudyu davası vardı. Vardı, Fakat sonra hemen 'an sonra sevgılı eşeğimiz dağın arkasında kaybolup inde: urnu ne sıcaktı, iz Demokrat Partiye elımızdekı eşegımızın-yerıne bır küheylan verecek diye ümidler bağlamış- e miz geri verildiğinde 'ip ip üzülmek, eşeğimizi başımızdakileri alkışlayıp -oyalanmakmış. üzülmek, eşeğimize kavuşup se- ulup sevinmek ve eşeği-