TİYATRO İstanbul 600 biletle 15 bin lira!.. Davetiye — gayet sade ve şatafatsız dı, üzerinde: "Çocuk dostları der— neği menfaatine sayın valimiz b Prof. Fahrettin Kerim Gökay'ın hi- mayelerinde Muammer Karaca ti- yatrosunun Vereceği ilk temsile teş- rifinizi rica ederiz" ibaresi yazılı idi. Bu davet 15 Mart Salı akşamı için yapılmış ve hakikaten o gün açılan ve ilk temsilini veren Karaca Tıyatro— su, bu davetiyelerle hasılat yapara miyetine teberru etmişti. 600 kişilik tıyatronun onbeş bin lira hasılat yap- mış olmasının bütün sırrı, uam- mer Karaca" adından ibaretti. Beyoğlunda ,inşa halinde bulunan bir han'ın üst katını hangar gibi bir pavyon durumunda iken alıp, on ay ıçınde bütün tesisleri ile modern bir tiyatro yapmak, meydan muharebesi azanmak kadar g Bir aktör sadece kendi mesaisine güvenerek, çivinin bile karaborsada bulunduğu şu sırada sıcak, soğu va tesisli, döner sahneli, tünlü, kauçuk döşeli, teknik tertibatı İZ 1şık sistemli, sanatkârları için konforlu kabineleri bulunan bir ti- yatro yaptırmaya kalkışıyor ve gaye- sini on ayda tahakkuk ettirerek, İs- tanbul'un iftihar edebileceği bir mü- essese yaratıyor. Evet bu netice sa- tmak" la izah edilebilir. Bütün sanat hususiyeti ve üstün- lüğü bir tarafa, yalnız memleket ti- yatrosuna yaptığı bu hizmet için Mu- raca, tebcil edilecektir. Ce- saret ve enerjisi ile vasıl olduğu bu netıce ıçımızden daha bir kaç sanat- kâ mer" yapmak için açıl- mış bir yoldur. Gala gecesi Bir — astragan ve vizon meşheri, cevher ve tuvalet - ekspozisyonu daha zengin çeşitli olamazdı. Bütün m her zamankinden olan erkekler, sağa sola, ö- kaya bakmaktan boyun agrısına tutulacaklardı. Işıklar müsait, rasyon renk bakımı dan harıkulade merkezinde idi. Kadın ve erkekler a- rasındaki bu ayrı istikamet - hanım- lar da arada sırada birbirlerini yu— kardan aşağıya süzmüyor değiller dı - ancak perde açıldığı zaman sah- e Muammer görününce bir nokta- da bırl eşti. Saat t olmuştu. Herkes yerini buldugu sırada, Sürey- ya Ağaoğlu, kahverengi vizon kür- künün içinde, yan merdivenlerden sahneye çıktı ve kısa - kısa olmasını AKİS, 26 MART 1955 herkes temenni etmişti - bir konuş- ma ile Çocuk Dostları Cemiyetinin başkanı sıfatı ile, misafirlere ve Mu- ammere teşekkür etti ve bu arada cemiyetin faaliyetinden de bahsede- rek, altı sene içinde, küçük imkân- larla, sokaktan on beş çocuk kurta- rabildiklerini, bunlardan uçunu aske- re gonderdıklerını ve üçün re savaşına katılarak madalya kazan- dıklarını bildirdi. Yardımların deva- mını rica etti. Bayan Ağaoğlu o ka- dar heyecanlı idi ki, konuşurken ses telleri kendisine ihanet ediyor ve sini bozuyordu. Vali ve boyuna göre kurdela Fikret Âdil de çanak tutuyor Müteakiben Vali Gökay sahneye davet edildi. aha evvel muharrir Fikret Adil, elinde bakır bir çanak ve çanakta bir nikel makasla sahne- deki yerini almıştı ali kendisine has nükteleri ile Muammerin bu hiz- metini ve sanat değerini ovdu kurde- lâyı kesti. Mercan renkli ne per- desinin iki kanadını bağlıyan kur- delâyı kesmeden urdelâ kes- ekteki heves ve ihtisasını bilip tak- dir ederek, kendisine bu vazifeyi ver- diğinden dolayı ve ayrıca, ilk defa ile mütenasip bir kurdelâ hazır- ladığı için - kurdelânın yüksekliği İstanbul valısmın göğsü — hizasında idi teşekkur etti. Artık moni bt Vali sevimli reve- ransları ile sahneden inerken alkışlar arasında ağır ağır iyatrosu- nun yeni perdesi açılıyordu... Etnan Bey Duymasın Perde, son derece dikkat, itina ve bü an beri, dekora hususi bir itina gös- termekte idi. Fakat bu tiyatrosunun yenilikleri içinde arzettiği i yük muvaffakiyet oldu. — Dekoratör Turgut Atalay ile Rahmı Karakaş'ı u başarılarından dolayı uzun uzun alkışladık Temsil "edilmekte olan eser: Te- peşehir'den mebus seçilmiş olan Ab- dullah beyin hususi hayatının kari- katürleşmiş hikâyesinden ibaretti. Bu kısaca hülâsa ediliverilen hıkaye bir cümle ile geçiştirilecek ka ehemmiyetsiz değildi. Mebus oldugu halde taşralılıktan bir türlü kurtu- lamıyan karısı; ihtiyaten Mıllet par- tililere hoş gorunmek adıyle imam-hatip okuluna gönderdıgı ve bir gardropçunun kızını iğfal oğlu; yirmi beş sene evvel, ençlik saikası ile birlikte günah işlediği bohçacı Hürmüz'den olan gayrımeş- ru kızı ile Abdullah beyin başı dertte idi. Bütün bu karışık ve pürüzlü işle- ri, halkın diline düşürmeden idare e- debilecek bir mebus ancak Muammer Karaca olabili iyasi hıcıv tıyatrosunun memle- ketımızdekı tek mümessili olan Mu- mer bu işi sı falsosuz başarıyor, bir çağlıyan coş- n ahkaha akisleri ya- er'in tiyatro anlayışı yıl- dız sistemine dayanır ve bütün diğer şahıslar o tiyatroda bir tek rolün en iyi şekilde oynanabilmesi için çalı- şırlar. Bu bakımdan, sahnede rol a- lan diğer şahıslar 1kıncı üçüncü plân- da kalmaya mahkümdurlar. Bununla tiyatrosu için en lüzumlu ve değerli sanatkârları seçmek suretiyle mey- dana getirmiştir. alih Tozan, Renan Fosforoğlu, Şeref Pınar, Selım an, Güzin Özipek, Râna Şi ga Adile Keskiner, Gülriz Sururi, Alev Karakaş, Özcan Tekgül ve Nurhan Defneli'den — teşekkül eden sanatkâr topluluğu n idaresinde ba- şarısının garantisini teşkil etmekte- dir. “Etnan Bey duymasın" m, "Ciba- Ti Karakolu" nun şansına sahip olup olamıyacağı daha ilk temsilinden tah- üzel ve zarif bir si- yasi hiciv oyunu olmakla beraber, bir kaç temsil sonra, elde edilen tatbiki neticelerle suslenecegı kestirilemedi- ği için, böyle bir tahmin yapılamaz oksa, bu eserin de bir mevsim hat rahat çıkaracağı hakkında bahse girenler mutlaka kazanır Muradına eren sanatkâr hiçbir yorgunluk izi yok- tu. Saat yeni günün başlangıcı, yan uammer Karaca, mü- kellef çalışma odasında, bıı'kaç dos- tu ile kalmıştı. Sahneyi tamamiyle son çalışma natkârlar gitmişlerdi. rım da bitirmişler, sa- makyajlarını — temizleyip 29|