YURTTA OLUP BİTENLER Fethi Çelikbaş Bu — şartlar — altında... uki o geniş çaptakı değişiklikte hem ğaoğlu'nun aynı ka- da kuvvetle muh- mühleti kısaltmış bulunuyor. anda yapılacak iş Samed Ağaoğ- luna, parti içinde muhalefetteyken sa- hip olduğu düşüncelerini vekâlet kapı- sının dış tarafında — bırakmamasını ve muvaffak olmasını cam gönülden dile- mekten ibarettir. elikbaş ne yapacak? arti içinde murakabeyi mümkün kı- lacak bir — şahsiyet iktidara geçer- aynı çapta bir şahsiyet murakabe vazifesini yapabilecek duruma gelmek- tedir. Geçen devrede Fethi Çelikbaş - Emin Kalafat - Enver Adakan triosunun hem memleket, hem de Demokrat Par- ti için faydalı bir iş görmüş olduğunu inkâra imkân yo Sonradan trio, düo haline gelmiştir. Şımdı Fethi Çelik- baş'ın Demokrat Parti Meclis gurubun- da Hükümeti — murakabe — edecek bir zümreyi teşkilâtlandırması, onun iskele- tini kurması kabildir. Tenkidler samimi olduktan sonra, bundan ancak kâr te- min edilir. Muhalefet ile İktidarın ara- sındaki münasebetler göz önünde tutu- lursa huzursuzluk — veren gidişi frenle- menin tek yolu bundan ibaret görün- mektedir Her halde Bütçe müzakarelerini ta- kip edecek devre, alâka uyandıracak bir devre olacaktır. Kelle isteyenler u sırada Meclis'te, ikinci bir veki- başının yenilmesi için bazı alâ- geçilmişti. hedef Adliye Vekili Osman Şevki Çiçekdağ idi. Çiçekdağ'ın ne Meclis için, ne de umumi efkâr önünde 6 sempatık olmadığı bıhnmektedır Mu- zam liyordu. Bahis mevzuu mesele bir türlü kurulamayan Adli Tıb Meclisi idi. r celse evvel Demokral Partının . Büyük Millet Mec- getiren Müfit Erku- Çiçekdağı kimsenin meçhulü değildir. sevmediği Mesele D. P. Gurubunda görüşül- düğüne göre bütün milletvekillerinin işi bildiklerine şüphe yoktu. Buna rağmen tartışma hararetli bir hava içinde cere- yan etti. Her şey gösteriyordu ki. liye Vekilinin rakipleri, kendisini yet vekâletten uzaklaştırmak emelindey- diler; Bu yüzden, vekılın Verdıgı izahat- da çalışmaya razı olur olmaz Meclisin kurulacağım söylüyordu. Bu izahatın soru sahibini tatmin — etmesine imkân yoktu. Kürsüye geldi ve heyecanlı bir eda ile vekilin «Büyük Millet Meclisin- de tecelli eden milli iradenin emri»ni tanımadığını söyledi, kendisini doğru- dan doğruya vazifesi ile ciddi surette meşgul olmamakla itham etti. Müfid Erkuyumcunun konuşması pek çok mil- letvekili tarafından hararetle tasvip edi- fa olarak söz aldığında konuşması ge- ne Demokrat milletvekilleri tarafından sık sık kesildi. Milletvekilleri Çiçekda- ve sadece gelmesini ihtar ediyorlardı. Buna rağmen vekil temposunu 'bozmadı ve kendisinin Adli Tıp Meclisinin ku- rulmasını istediğini, bunun için elinden geleni yaptığını,; ancak eleman bulun- mamasının buna mani olduğunu bildir- di. Hakikaten son derece parlak cümle- ler kullanıyor, fakat bu cümleler çok zaman milletvekillerinden bir kısmım güldürüyordu. Vekil, hakikaten güç bir vaziyette kalmıştı. Müfid Erkuyumcu ihtimal ki son darbeyi indirmek üzere tekrar kürsüye geldi ve vekilin şahsına hücumlarına devam etti. Hayli ağır kelimeler de kul- lanıyordu. Vekilin lakâydisini şiddetle tenkid ediyor ve bir takım bahanelerle işin savsaklanmayacağını belirtiyordu. Konuşma gene hararetle alkışlandı. Fa- kat Osman Şevki Çiçekdağ üçüncü bir defa söz almadı ve mesele bitti. O gün, öğleden soma Adliye Ve- kilinin istifa edeceği şayiası çıktı. İşlet- meler Vekâleti gibi Adliyenin de boşa- lacağı pek çok kimsenin rüyasına girdi. Ancak haberin aslı yoktu. Osman Şevki Yazısız ! Bugünlerde bir . gazetenin — Ankara Maarif Müdürlüğü okullara abane kı. bulu makta ve enlerde dağarcıkları M u igün cebimizdeki paralarımızın çoğunu bu işler için harcamıyor mu- Uuz? Biz. sayın Valimizi ve Maarif Müdürümüzü —bu — ileri görüşlerinden dolayı — takdir. ederiz. AS24.195 (Türk Sesi Gazetesi) Çiçekdağ bir defa daha, tamamile ken- disini devirmeye matuf bir manevraya mukavemet etmişti. Bakalım daha ne kadar edebilecek. Zira devrilsin, devrilmesin bu hücumla- rın kendisini fena halde yıprattığından zerrece şüphe yoktu Basın Bir tarziyenin hikâyesi P azar günü —Türkiye'nin bütün rad- yoları öğle yayınlarında bir mektup okudular. ğrusu — istenilirse bu bir hususi mektuptu ve — Devletin radyosu ile alâkasını anlamak hayli güçtü. Mek- tubu Dünya gazetesinin sahip ve baş- muharriri Falih Rıfkı Atay İstanbul ba- rosu avukatlarından Burhan Apaydın adında birine yazıyordu. Burhan Apay- dın Devlet Bakam Dr. Mükerrem Sa- rol'un vekiliydi ve mektubun radyoyla alâkası belki de hem Tradyo- nun, hem bakan sıfatının başında Devlet kelımesının n işlerini tedvire memur Devlet Ba- kanı hemen Anadolu Ajansının itiraz etmek diye bir âdete sahip bulunmayan AKİS, 17 ARALIK 1954