Neşriyat Bol ve yeni neşriyat Satılmadıktan sonra İvır- Zıvır urkıye nin matbuat bakımından dün: zengin emleketlerın— den bırı oldugu hususunda fazla şüph ye mahal yoktur Bunu görüp anlamak nin dört bir tarafı yeni neşriyat ile do- zludur. Gazetelerimizin — sayısı, pek az altı, yedi gazete çıkar. Hem bu vilâyet- ler, nüfusu fazla yerler de değildir. Ger- çi gazeteler tek yapraklıdır, boylan da çok zaman bir iri avucun boyundan fazla degildîr Tirajlarına gelince bir kaç yüzün 1çındedır Evet, yalnış oku— madınız, bir kaç yüzün — içindedir yaprağın yarısından çok - fazlası ılanla doludur. Tabii, resmi ilân.. Mecmualara gelince, her gün bir yenısımn çıktığını — görmekle üzülmeli i, yoksa memnunluk mu duymalı belli delıldır Mecmua adedinin çogalması elbette ki iyidir, ama bunların çoğu isim değiştiren şeylerdir ve çıplak kadın re- simlerile doludur. Son zamanlarda bir muanın adı Kuş ise, Daldaki Kuş-Sa- rı Kuş-Kırmızı Kuş - Öten Kuş -ÖOt- meyen Kuş gibi...) bir imtiyaz almakta ve ona devam etmektedir. Aynı usul, bitip tükenmez şekilde tatbik edilmekte- dir; Tâa, mecmua sahibinin hafızası za- afa uğrayıp başka isim bulamaz olun- caya kadar... 28 KÜLTÜR Yeni yıl bütçemiz ve maarifimiz 955 yılı bütçesine dair ilk rakkam- ıklanmış bulunuyor. Bu fir- ederek yeni bütçede karşılanmasını lüzumlu gordugumuz arif hizmetlerine dair — düşün- duklerımızı burada açıklamakta fay- da buluyı Uzu llar maarıf'ınuzın çeşidi hızmetlerınde bulunmanın verdi» gı tecrübeye — da yanarak söyliyebili- riz ki, Türkiye'de en ziyade himme- te ve gayrete muhtaç ve lâyık ışle— rimizin başında, Öğretim ve eğitim hizmetleri gelmek tedir. 927 tarihinde yapılan nüfus sa- ımında, Turkıye deki okur yazar- lar nısbe tinin umum a nazaran, cak. 2 den 1baret ol- duğ bu nısbetın 1954 de, ancak ’7 3 2 yükseldiği anla: şlmış tır(D). Medenı milletlerle mukayese edilince pek düşük bir seviye arze- den bu nisbete dahil bulunanların çoğu, ancak cüzi bir okuma bilgisin- den başka bir mazharıyete sahip de- ğillerdir. Bu gibilerin ekserisini, ger— çekten bilgili insanlar ve bilgi pına- rından lâyıkiyle faydalanmış kımsev ler addetmeğe imkân yo Bu halde asgari bılgı sevıyesıne ulaşmış — vatandaşlarımızın — sayısı, henüz nüfusumuzun üçte birine bile yukselmemıştır diyebiliriz angi mevzuu ele alırsak ala- lım, medeni memleketlerin ölçülerine vurulunca henüz pek geride olduğu- muzu inkâr edecek vatanperver yok- tur. Her sahada 1lerlemege hamleler re çevirmek mecburiyetindeyiz. On- dan sonra da, plâna alman hedeflere varmak için devamlı ve muntazam gayretler sarfetmeliyiz. Bize göre, bir memleketin yük- selişi ve milli refahın artışı; her şey- den önce vatandaşların bilgi seviye- sine bağlı bulunmaktadır. Biz, evve- lâ, memleket maarifinin on plâna alı- nıp, her şeye takdimen takviyesine ve halkımızın süratle bilgili insanlar halıne getırılmesı lüzumuna inanan- lardan Ilk ogretımden üniversiteye ka- dar, tekmil öğretim ve eğitim mües- seselerimiz, sayıca ve keyfiyetçe ki- fayetsizdirler. (D İstatisttik Umum Müdürlü- ğü yayınlarından 342 No.) 1952 yılı İstatistik Yıllığı Sayfa: 96. Hasan Refik ERTUĞ Köyler 'mizin yarısından çoğun- da ılkokul b madığını inkâr ede- meyiz ün oylerımıze okul bina- sı yapmış olsak bile buralara gönde- recek sayıda öğretmen mevcut de- ğildir. Orta — öğretim müesseselerimiz, ilkokul mezunlarına yetmemekte ve bir çok oıtaokularla liselerde, — çift öğretim yapılma ır. Kız ve erkek çocuklarımızdan sanat — öğrenmek istiyen onbinlerce evlâdımıza, kendi şehir ve kasabala- rında bu çeşit okulları açamıyoruz. Mevcut sanat okullarında, zamanın ve işin icaplarına uygun âlet, tezgâh, atelye ve lâboratuvar bulunduramı- yoruz. Uç üniversitemiz var. Dördün- cüsünü açmak için azami gayretler harcanıyor L kın halen faalıyette bulunan telerimiz, — istekleri Ve muracaatları karşılaya or. Dör- düncüsü açıldığı zaman, v kte ka- dar geçecek müddet zarfında arta- cak olan talepler dolayısiyle, yük- sek öğretimdeki darlık devam edip gidecektir. Işte bir tablo ki, Türk maarifinin büyük gayret ve himmet bek- ledıgını ifadeye kâfidir, sanırız. Ma- arifimizin manevi cephesıne yâni tedrisat işlerine ve öğretmen yetişti- rilmesi mevzularına hiç temas etme- sek bile; okul binası, öğretim mal- zeme ve âletleri ile öğretmen ve teş- kilât bakımından maarif sahasında karşılaştığımız - boşluklar, muazzam- Bunları süratle sağlamak mec- buriyetindeyiz. Fikrimizce; Hükümet ve Maarif Vekâleti; Türk maanf' inin bu ihtiyaç- larını, bırbırlerıne bağlı e yıllara ayrılmış muvazeneli programlar halinde Büyük Millet Meclisine sun- malıdırlar. Bu programların gerekti- receği tahsisat miktarları dar yuksek olursa olsun, bütçeye ne ka- dar ağır gelirse gelsin, Meclis bu pa— rayı temine çalışacaktır, buna em bulunuyoruz. Yeter ki, Tu k aarıf'ı— mizin gelışmesıne daır n bu lar pri gramlar Maarıf Vekaletı me tan arasından — ve dışarıdan seçılecek gerçek mutehassıslar tara- fından — hazırlanı rek mucip sebepleri, gerekse hesapları tatmin- kâr ol Vatandaşlarımız maarife harca- dayı sağlayabilir.. Her şey satıhda alır. İrfan ve marifet; refah ve saa- detin temelidir. AKİS, 11 ARALIK 1954