KADIN Aile Çocuğunuzdan zevk duyun Hiç bir çocuğun yüzü başka bir ço- cugunkine benzemez. —Aynı şekilde her çocuğun gelişme kabiliyeti birbirin- den farklıdır. Kımı ocuk vücut kuv- yürür, adeta küçük bir atlettir, halbu- ki diğer taraftan parmaklan becerik— sizdir veya geç konuşur, hattâ erken- den emeklemesini, — yuvarlanmasını bi- len küçük atlet geç yürüyebilir. Kimi çocuk ise her şeyi o kadar geç öğrenir ki acaba bir kusuru mu var diye insanı şüpheye düşürür, sonradan da sınıfında i bakarsınız çok vasat zekâlı bir çocuk çok erken konuşmuştur. Bütün bunlar gösteriyor ki, her in- san ayrı ayrı vasıflar ve tekamul saf- halarına haizdir. Kimi çocuk iri kemikli, iri yapılı kimi çocuk ne yese bile zayıftır ve en mesu gününde dahi iştahsızdır. Bütün bunları bilirken çocuğunu- zu olduğu gibi kabul edememek, ondan şikâyetçi bir edâ takınıp onu sevmiyor- muşsunuz hissini vermek elinizden gel- meli mi? Siz çocuğunuzu yüzü, ahlâkı, hareketleri, noksanlıkları ne olursa ol- sun sevin. Ondan zerk duyun. Çünkü evvelâ çocuğunuzun «tipi» ni değişti- remezsiniz, ikincisi; bu hissi bir tavsiye olmayıp son derece mühim bir nokta- ya temas etmektedir. Olabildiği kadar için takdir edilip sevilen çocuk kendı— ne emniyeti olarak büyür ve mesut ol- mak ihtimalleri daha kuvvellıdır. Öyle bir ruha sahip olur ki kabiliyetlerini azami derecede geliştirir çıkan bütün fırsatlardan istifade etme- ğe cesareti vardır. Eksikliklerini kendi- ne dert etmez.. Fakat anne ve babası tarafından olduğu gibi kabul edilemi- yen, daima bir kusuru, bir noksanı ol- duğunu hisseden çocuk kendine karşı güvensiz olur. «Bizim Hasan — çok geç yürüdü», diye sık sık bebekliğinin bu normal hâdisesinin başına kakıldığını doymak, «Kardeş, bu çocuğa bilsen ne kadar kalsiostalin iğneleri yaptırdık, ne vita- minler, ne kuvvet şurupları içirdik, na- file, bir türlü toparlanıp normal bir ço- cuk kılığına giremedi hep sıska, hep sıska» diye Zzavallının kabahati olmıyan bir şeyden suçlu oymuş gibi bahsedil- diğini işitmek, «Babası da ben de sarı- şınız, bu nasıl böyle kara kuru çıktı bilmem» diye dudak büküldüğünü gör- mek çocukta durup dururken suçluluk duygusu ve aşağılık duygusu — gibi 18 kompleksler yaratılmasına sebep olur. Ruhuna bu gibi kompleksler gizlenen ocuk hiç bir zaman akli ve bedeni ka- bılıyetlerırıden tam olarak istifade ede. mez. Hayatının başlangıcında maddi ve mânevi bir noksanlığı olduğunu his- seden çocuğun bu hissi büyüdüğü za- man on kere daha kuvvetli olacaktır, ve aşağılık duygusu ve suçluluk duygu- su onun şuuraltına yerleşecektir. Bu duygular ise insanları huzursuz, kıskanç, ilmi ün ma: Boylelıkle hem iyi çocuk yetiştirir, hem de çocuğunuzun zevkini çıkarırsınız. Moda Dagınık saç hıkayesı H saçlarım kesme arzu duyarlar. Günden güne saçlar kafatasına da- ha yakınlaşır ve kenarları gittikçe da- ha iğri büğrüleşir ve nihayet maymun tüyüne benzemeğe başlar. Kadınlar saç kesme hususundaki deliliklerini, «daha rahat veya daha ekonomik» diye ma- zur göstermeğe çalışırlar. Fakat bera- berlerinde defterlerini tetkik edecek olursanız kadınların saçlarım - kırptır- akla ne vakitten ne de paradan ya_na kârlı çıkmadıklarını — görürsünüz. eden biri varsa o da berberlerdir. Ha- nımı, yatağından henüz kalkmış ve ge- yatmağa hazırmış gibi gösteren dağınıklığı haiz zarif saçı edinebil- mek için «şekil verme» denen es- rarengiz merasime tâbi olması lâzım- dır. Tabii, bu görenlerin kalbini çarp- tıran dağınıklığı ancak ve yük bir artist yaratabılır buyrun berber masrafın: u kadar olsa iyi. leri çok derine inmekte ütün tarih yunca görülmüştür ki, para sağlam, politika sahnesi sakin ve kadınlar el üs- tünde taşındığı — zamanlar, berberlerin en fazla böbürlendikleri — zamanlardır. Herhangi bir tehlike sosyal nizamı tah- dit ettiği zamanlar ise modaya bir dur- gunluk arız olur ve eski halinde kalır. Vaktaki tehlikenin arkasından bir kaos doğar kadınlar ekseriya başlarına vu- uluş için — dayanılmaz bir ncak, bü- Binaenaleyh, Kısa saçın kök- ran kurt havasım koklamağa baş- larlar Fransız ihtilâlinin — dehşet devre- sinden sonr: n asrın 1920 seneleri- nin ateşli gençlıgını hatırlatan bir çığ- rından çıkma hali kendini gösterdi. Ka- dınlar evvelâ saçlarını — kestiler sonra da elbiselerini — çıkardılar. (O devirde kadınlar göğüslerini' 1920 tipinin ba- Kısa saç Ama ne - kadın... caklarını gösterdiği kadar gösteriyor- lardı) Korselerini attılar. Tarihi müşa- hedelere göre — korselerin — atılmasını daima birbirile ilgili iki hâdise takip etmektedir -ahlâk düşüklüğü ve enf- lasyon. O zamanın laübaliliği, Fransız ka- dınlarının «a la victime» (kurban mo- dası) dedikleri ve giyotinle uçurulma- dan saçları kırpılan — mahkümları kor- kunç bir şekilde hatırlatan bir saç mo- dasını benimsemelerinden pek âlâ an- laşılır.. Bununla ilgili fakat nisbeten daha az ürpertici bir reaksiyonda ka- dınların harp sonrası Kalyasında sokak- larda dolaşan annesiz çocukların saç- larım taklit etmeleridir, 1920 nin «rüz- gârla dağılmış» dası kadınların yeniden haşarılığı elle- rine alacaklarının vahim bir işaretidir. Sosyal hayat Masraf yaratanlar E rsan Taksi mi? Selanik — Caddesi <x» numaraya bir araba gönderir misiniz? Derhal, efendim Bırkaç dakika sonra pırıl pırıl bir- araba kapıya dayandı. Dünyanın ancak birkaç şehrinde bizdeki gibi lüks taksi- ler mevcuttur T a bir hanım güçlükle ara- baya yerleşırken gideceği yeri söyledi; Demirtepe, Fevzi Çakmak so- kak. Hanım şoförün para bozamadığını görünce ziyarete gittiği evin kapısını çaldı, ya elindeki parayı — bozmalarını veya otomobil parasını vermelerini ri- ca etti. Mesele halloldu. Salonun ra- hat koltuklarına oturdular. Ev sahibi AKİS, 11 ARALIK 1954