Sarka rolünü oynamış oldu. Kaymaka- mın karısı Simka'da bir — fevkalâdelik yoktu arız bir arıza da olmadı- ğına göre, Mediha Gökçer'in bu rolü iyi oynadığını soylıyebılırız Vida'da Han- dan Uran için aynı şahadette bulunmak biraz güç olacak. Radyoda ve sahnede bir kaç muvaf- fak yaşlı kadın kompozisyonunu görüp dınledıgımız bu genç sanatkârımız Vida rolünü hakkıyla — benimseyememiş gibi idi. Biraz daha himmet, biraz daha ro— ecek ve belirecektir; fakat Handan'ın rolündeki çekingen hal, beklenen neticeyi almasına mâni oluyor. Müteveffa Todoroviçi — tanımadığı ve akrabalıkta da kavalın dokuzuncu deliği mertebesinde — olduğu halde en çok ağlayan kadın olan Gina'nın rolü, Meliha Ars için çantada kekliktir. Yani Meliha Ars, hiç sıkıntıya düşmeden bu rolün üstesinden geliyor. Kendisinin ka- biliyetinden de bu beklenmektedir. Eserde bir teyze ve bir de kızı var ze kızı aynı zamanda ve en sonra anlaşıldığına göre Tahmetlinin gayrımeşru çoc ur. Teyze rolünü B dia Bayhan temsil ediyor. Bir meclı e ve kısa müddet için sahnede görülmesinde isabet var. Zira, bir tuhaf konuşma tarzı ile seyircinin rahatsızlığını arttırması mümkündür. Tezye kızı ise, Devlet Tiyatrosuna bu i Devlet Konservatu- için uy- gore, pek büyük bir kusur sayılmaz. Sahne alış- kanlıgı denilen pişkinliği elde edinceye kadar bu hah üzerinden silkip atamaz. Bununla beraber Devlet Tiyatrosu sah- nesi, bir genç kız rolünün yerini dol- durmak imkânım bulduğu için memnun olmalıdır. Gılgameş B ir adam, adam da değil, yan çıplak adam kılıgında Tanrı ile inşan ara- , kırma bir yaratık ve üç saat boyun- ca ne insan ne de Tanrı olabılen bu mahlükun macerası de var, ü Felsefesi uzun bir felsefe: Yıgıtlıge dostlug a, faya, aşka, ölüme ve ölümsüzlüğe daır seçme cumlelerle şıırleştırılmış bir fel- sefe ama kım da bır Tanrı ile beni be- şerin bırleşmesınde meydana gelmiş, yarı insan yarı tanrı bir mahluk bulun- madığına göre eserin — felsefesinin de insanlara doğrudan doğruya bir faydası yok demektir. Geriye ne kalıyor? Tarıhımızden menkıbelerımızden ya, Yunan klâsiklerine özenm Bize göre bu ihtimallerin bırıncı— si ve ıkıncısı makbuldür ama eserde gö- ruluyor ki, müellif uçuncu ihtimali seç- Miş, Yunan klâsiklerine öze nMiş. n Asena, eserırıı takdim edep yazısımn başında «Zaman ne ş çızgıler goruş— ler, sezışler bulmak mümkün Bunu inkâr eden zaten yok Eğer böyle bır bag, geçmişle geleceği ekle- yen bir bağ bulunmasaydı, 1nsanlıgın mü Z vasfi olmaz, hayvandan kalmazdı. Fakat eçmişin gelecekle ir- tibatım takviye eden sa çın Vazife— si geçmişin asarını, geçmış sul- leri ile tazelemek — değil, bılakıs eskı kıymetleri bu günü sanat anlayışı ile işlemektir. Tanrılar ve insanlar dramının Provadan görünüş Fakat prova eksik geldi AKİS, 11 ARALIK 1954 TİYATRO Cüneyt Gökçer -Muazzez Lütas Tarzanla annesi muellıf edebiyat ve felsefe olarak es- alar manımı ışığında tetkik etmış görünüyor ama tıyatro için neden bütün gayreti bir özentiden ibaret kal- mış? O da karma bir özenti: Biraz Yu- nan stili, biraz Shakespeare'vari dram biraz Racıne veya Comeille haıllelerı— nin havası ve hattâ biraz da modern ti- yatro tarzı karışmış ve Gılgameşın ti- yatrosu olmuş. Bizim beklediğimiz, al- kışlamak için can attığımız telif -tiyatro bu değildir. ne mevzuunu Yunan mıtolopsınden alıp, Yunan felsefesini, ize yabancı duygularla aşılamaya gay- ele alıp, müzelik tiyatro anlayışı i de sanatlaştıran Tanrılar ve İnsanlar'ı telif tiyatromuz için kazanç saymak a- yız. İkisi de büyük emek mahsulü ama ne çare, telif tiyatro değil! İstenilen Türk - tiyatrosu bu değil! tiyatro anlayışı ile yazılmamış olduğu için benımsenem seri ahneye konması için sarfe- dilen gayretı eseri seyrederken goruyor ve üzülüyoruz. Nedir Gılgameş, ne tiyor? Neden insanların kaderine 1syan ediyor, isyan ediyor da eline ne geçi- İ temsil ediyor? Noel baba mı? sahneye niye çıkıyor, madem bir şey yapamıyacak, otursun gök katında... Güzellik ılahesı Iştara ne oluyor? O aşık olunmak İçin mi yok- sa aşık olmak için mi tahayyül edilmiş? Velhasıl, Gılgameş'in macerası in- 31