Karacabey: MERİNOS YETİŞTİRME ÇİFTLİĞİNDE BİR İKİ SAAT Yazan: ENVER ÖZŞENER Hi“ seneki gibi bu senede, Eylül ayında Bursanın güzel manzarasını seyretmeğe,. çelikli ve kükürtlü banyo larında banyo yapmağa gitmiştim. Birkaç gün kaldıktan sonra, Karacabey Meri” nos Yetiştirme Çiftliğine gidip Alman: yadan gelen kuvvetli, sanki üstlerinde halı serili gibi sık ve güzel yapağılı Me- rinos koyunlarını, «Yarım Ay? okuyu: cularına tanıtmak arzusunu duymuştum. Merinos yetiştirme asistani Bay Cemal Yağız ile neler konuştuklarımızı kısaca yazıyoru sesli arabada yanyanayız. Bay Yağız anlatıyor : — Mademki Merinos koyunlarını görmek istiyorsunuz, şimdi sizin onların yanlarına götüreceğim. örseniz nekadar sevimli ve neka- dar bol yapağılı hayvanlardır. Yolu üzerinde Oilk rastladığımız sürünün yanında arabayı durdurarak, elile göstermiye başladı: kandırlar. görebilmek için Doğrusu bu haşr erinos olmadıkları — İşte bunlar iki Daha yakından arabadan indim. vanlar, saf kan halde, bunlar bile cüsseli ve bol yapağılı hayvanlardı. Asistana dönerek şu suali sordum : ca Merinos koyunları ile yerli koyunlarımızın arasında ne far vardır? Hafif bir başladı : tebessümle anlatmağa erli koyunlarımız sıklet itiba rile lü olak hafif olduğu gibi, yas pağıları da azdır. İşte aralarında fark bu- dur. Merinos koyunu denince gözünü" zün önüne eti bol, yapağısı çok hayvan gelmeli... diyerek devametti. ir kere düşünün: Avru adan ne yapılan malları, dükâncılar satarlar. ken bize daima « Merinos yünündendir», Merinos kuzularından bir sürü. diye sağlamlığını ballandıra ballandıra övünürler. Halbuki, kısa bir zamanda gerek Merinos çiftliğinde i koyunlarının, ve gerekse aşıladığımız yerli koyunların yapağılarından, Bur. sada kurulmakta olan Merinos fabrika. sında,dışardan gelen kumaşlardan daha sağlamları ve caktır. İşte o zaman dükânc mallarının sağlamlığına daba iyi övüne övüne satarlarken, bende geniş bir ne fes alacağım. ünkü: bana verilen yetişen Merinos aha güzelleri yapıla- 1 KIMIZ, Merinos yetiştirme asistanlığı vazifemi başarabilmiş olacağı Yeniden arabaya binmiştik. Gözle rini kayboluncaya kadar bu koyunlar üzerinden NE ta. — Kimbilir bu hayvanları nekadar çok sever, ve nekadar çok itinayla ba- karsınız?.. dedi iğimde, derin bir iç çek- tikten sonra yine anlatmağa başladı! — Sevilmez ve bakılmaz olur mu? Memleketimizin yerli koyunlarına yes niden kan aşılamak, onlara ticaret ale- minde yeni ve kazançlı yolu göstermek işine,siz de benim yerimde olsanız,benim kadar merakla,. benim kadar canla başla çalışırsınız. Birçok ağıllar.. koç ve koyun gös- terdikten sonra, yine merkeze gelmiş- Bir merinos su kuzu; * tik. Duygularını canı yürekten anlatan asistan, yerinden birdenbire kalkarak: —Göstereceğim tek bir yer daha kaldı... deyip e mpi Va a ei re tüttür zel, beyaz bo alı bir ii EE mi ri ali i burası ince > için kul anılan bir yerdi. pıyı açmıştı; içersini bir Me lie doluy duP.. Cam tüpler, mikroskoplar, hassas .. velhasıl baytarlığa ait birçok ili Yanıma yaklaşara önce şunu söyliyeyim ki.. mem” leketimizde fen haddinden ziyade iler- lemiştir. İşte size gösterdiğim koçlar fazla Ye ala va hayvanlardan €! Kıymetli a birçok şeyler salata keki rdu. Fazla yor: mamak için ayrılırken EE Hakikaten mem koyun: arına yeni bir e aşı ıla mak, vE: koy develi aden faz ir kazanç yolu termek bizim â için ço yük ve TE kıymetli bir yeniliktir. Bu işle alikadar olan ve bütün varlıklarıyle çalışan Merinos Yetiş tirme Çiftliği erkânına, geniş ve sonsuz ne mEkilğ ele dilerim...dedim