BOĞAZİÇİNDEN - BATUMA| 11. KIRIM YARIMADASI AŞIKLARI abah olmuştu. Fakat fırtına yine tün bu yol meşakkatlerine önceden kat- lanmak gerekti. Onun için işi talihe ha- vale etmekten başka yapacak birşey yoktu, Eğer havanın açılmasını bekleme- ğe karar verseydik takayı karaya çe- kip ilkbaharı gözlemeliydik. Onun için JE:2 © yolcu yolunda olmalıdır, deyip sahilden açılmağa başladık. Lâkin ne fayda ki bu açılmak hevesi bize yaramadı. Tevekkele : — kğ 18 Onun için: yolcu yolunda olmalıdır, deyip sahilden açılmağa başladık. « Eğer hahi selâmet derkenaresi » sözünü söylememişler! Karadenizin coş- kun dalgaları arasında bocalarken pu- sulamız miknatisiyetini kaybetmemiş mi? Felâkete de bakın ki, biz bunun farkın- da değildik! Aklımız sıra, rotamızın doğru olduğunu zannediyorduk. Halbuki, enginde yol aldıkça, Türk karasuların- dan tamamen çıkmış, ve Kırım yarım- adasına doğru yaklaşmışız! Seyahatimizin üçüncü günü -yani İneboludan hareketimizdenberi - hava sakinleşmişti. Güneşin yeni doğan ışık- ları altında, sol tarafımızın, deniz ile ufuk hattı arasında kalan dağların karaltılarile örtüldüğünü gördük. Hay- retimizden donakalmıştık! O zaman, vakıtsız deniz aşkınının gözlerimizi kör ettiğini anlamıştık. Bu karaltı Kı- bir muziblik yapmıştı ki sormayın. Arkadaşım bay C. V. yerinde duramı- yor, pusulayı ayağının altında parça parça etmekistiyordu. Mamafih içimiz. de, hiddetini en çabuk yenip itidalini toplayan gene o oldu. Kaptanlığı he- şarka Bereket çocuklar, rotayı çevirin, kumandasını verdi. dile kolay gelir ama bunu bir de bize sorun Hiç unutmam: Martin 18 inci günü Çarşamba fenerini sağımızda gördük. Artık gönlümüz rahat etmişti. Fakat arkamızdan da «iki dokuz fırtınası» ye tişti. Batıdan koca bir kara bulut yaklaşıyordu. Yüreğimiz yeniden kr barmağa başlamıştı. Hissikablelvukır umuzda aldanmamışız meğer! Aradan bizi bastırıverdi... sağnak içinde kalmıştıkiki anlatamam! Sabih Alaçam ? ea il iin sml im le eee m Pl t ; a I ©