YAEZAM: Mükerrem Kâmil Su Bu güzel genç kızı, böyle ilâhi bir müziğin derinliği içinde döndüre döndüre.... pe döner dönmez Anadolü- da on beş günlük kısa bir gezinti yapm ak üzere yola çıkmıştım. Pikrim. dönüşte Ankaraya inmekti. Pakat is- tasyonda çok sevdiğim arkadaşlarımdan iri : — Olmaz, dünyada bırakmam, Diye ısrara başlayınca dayanamadım. Bir otomobile atlayarak doğru Yes ekin güzel evlerden birinin önün» gin Evde büyük bir telâş vardı. Arka daşımın yetişmiş iki kiz önemli bir düğün için hazırlanıyorlardı. eme he mevzu Üzerine şuluyordu, dayanamadım : — Kimin bu düğün, kuzum? Diye sordum. Genç kızlardan iri Selda: a Sunanın Dedi. Öteki sarı saçlı, mavi gözlüsü kara gözlüsü tamamladı ; — Kültür bakanının kızı, Sunanın, İçimde bir yangin oldu çime derin bir uçuruma yuvarlanır gibi olan” ların duyduğu bir ürperme, bir gınlık geldi, geçti. OVe halimi belli 4 etmemek için ev sahibi bayan Neri- manla konuşmağa devam ettim. Arka- daşım : — Ne iyi ettimde seni bırakma: dım. Dönüşte uğrasaydın bu enfens, bu muhteşem düğünü remiyece ii diyor, karısı da : — Çidden eşsiz bir gece geçirece- ğiz. Sunanın düğünü bu, kolay mı? iye sözünü tamamlıyordu. —Sunam, Sunam, benim küçük Sus nacığım benim; bu gece gelin oluyor ba? Yalnız içi ve İri Akşama kadar, arkadaşımın işine ait projelerine, baş MN vakit geçir” otoda | kızın arasına (o sıkışarak ai zarif köşklerinden birinin Satinde durduk. Çankaya; bu gece her zamankinden daha şen ve daha aydınlıktı. Sunaların köşkü aşıklar içinde yanıyor, içerden tatlı, se bir müzik sesi geliyordu. Bastığım yeri görmiyecek, tanıdı” ğım insanları seçemiyecek kadar Şaş- ini Güzlerimi; Sunayı arıyordu. u görmek, içimin bütün acısı ve bütün hasreti ile onu görmek, ondan sonrâ kırık, yaralı dönüp gitmek istiyordum. Salonlar dolu idi. Renk, koku, ışık, müzik, güzellik, sevinç ve saadet, her şey vardı. Biraz sonra hep birden bir alkış sesi başladı. Her yüz gülüyor, her göz sevinçten, sevgiden yaşar” 1. OL! Küçük Sunam benim; en Büyüğü: müzün kolunda, beyaz tül köpükleri ve pırıl pırıl yanan gümüş teller içinde süzüle ek geliyor . Bu alkış tufanı büyük salonlarda ne kadar çağladı, müzik hangi hava ile çoştu, taştı bunu bilmiyor, seçemiyor um, Gözlerimden: bütün ışıkları, ses” leri, kalabalığı ve güzelliği ile bu salon, mem zarif mavi köşkü silin” imdi içimde; on beş yıl önce tanr dığım küçük kız çocuğu ses veriyordu. Onu , çocukluğunda kere görmüştüm. Kumral saçlı, parlak gözlü güzel yüzlü, çok zeki birşeydi. Bir gece beraberce bir yere yemeğe davetli idik. Ev sahibinin çocuğu oyuncakla" rını ortaya çıkarmıştı. Sunayı, kendisinden ancak bir iki #iaşd eg ie