Yazan: UMRAN NAZİF YİĞİTER Akşan artık iyice çökmüştü. Birkaç memur ve birkaç balıkcıdan ibaret olan kahve ri çınarın dibine sinmişler kahvelerini içiyorlardı. «Beybabar elli lik.. av meraklısı.. ve bütün kasaba EN sevgilisi bir ihtiyardı, «Beybabar içmezdi. Kahve peykelerindeki dediko- dulardan hoşlaşmazdı. İçerlek mahallelerin birinde ufacıcık bir evi ve güzel bir işin hayat: haftada m geri kalan saatlarını uyumakla geçirmekdi. Aile hayatı; hemen her bekârın sürük- lendiği, mili kötü tesirlerinden onu uzak bırakmıştı... İviyi sever.. ona acırdı. Zira o, güneş kadar ayi hava kadar müessir olan işret.. kadın ve zevk âleminin bir kurbanı idi. O, bu kasabaya geldiği zaman ne ka- dar temiz ve toy bir çocukdu «Beybabavnın Ulviye sevgisi sırf bun- danileri gelmiyordu. Kendisini, bir hasta- lığında ölümden kurtaran Ulvi olmuştu. Demek ki «Beybaba» da her insan gibi kendisini sevdiğinden.. meri iyiliği dokunduğundan Ulviyi e «Beybabar acı, acı güldü. — Yazık olur sana oklar evlâ- dim! dedi: Sonra ilâve etti: ok yalnız kaldın...ne yapacağını , Yerlilerden alacağın kızla Ulwi, parmakları arasında e uçmuş all ii gülümsedi v — Yerli olsun.. yabancı sne artık benim için kadın mühim bir ihtiyaç... VEF.. yi ve güzel bir kadın ise ünev Tüks ihtiyaç lay önüne eğip — Hem eBetabış dedi,, o benimle münevver.. ince.. hassas bir kadın nasıl yaşıyabilir.. Artık ben bir serseri... Sözüne devam edemiyordu, Sesi titri- yordu : — Ben eski Ulvi değilim... 30 fikir,. duy- ÖLUMU x gu. hepsi.. hepsi Gk için öldü... diye ai istiyor Ulvi, evvelce ikrah yi A bügün delicesine seviyordu. O, dün, Hacı Mumtaz ie iri erine bir in yüzüne Bugün ona gıbta.. ve takdirle Bakiyöi rdu. Dün: «vazife mukaddesdir|..» vi Bugün bu kalmeye gülüyordu. n her şeyin fevkinde: namus.. haysiyet ve öl bakmı ta” — Sizin İstanbuldan gelmiş akrabanız bir hanım varmışi.. TANGONUN ağ mefhumlarını görüyordu. Bugün onlara ham edi- kıymet verenleri budalalık ile itti yordu. Ulvi bu Kai eglerini «Beybaban ya söylemedi. b e — Evet. diği onlarla yaşayamam., Onlar bizi cok yama Halbuki ben, onlari senelerce evvel ne kadar çok ki, öl Beybaba.. Sonra daha fazla söylememek ve er kileri biraz olsun hatırlamamak için sustu. Bir müddet geçince dudakları kıpırdadı; Beybaba, dedi. Ben de bu sizin kadar takdir ettiğim için, miş akrabaniz bir. hanım varmı zun bir süküt çalkalandı ya istemiyor Sizin gel loş v cak o ortada bir saç soba.. «Karıml» diye hitap edeceği bir kadın.. ve uzun kış geceleri canlanmıştı. yeni ln kırışık çehresinde daha fazla büy e e tebes- süm belirdi, Kaş ii ını kaldırdı — Seni, Ulvil.. ben ondan ai fazla everim. Bana itina eltin ki... sana ölünceye Okadar şükran borçluyum.. Doğrusunu söyliye- yim; onu da sana lâyık görmüyorum. Ulwinin bütün neşesi kaçmıştı, Bu adam böyle neden kraldan fazla kral taraftarlığı yapıyordu? Ve ona, Ülvi hakkındaki bu büyük itimadı kim vermiş ti? Ona âdeta kızar gibi oldu ve: — Niçin efendim? Sizin aileniz efre- ME olduktan sonra. a, .İşin içyüzü bildiğin gibi ie Bir ii birçok karakterde. ubhtelif yaşayış ve düşünüşde insanlar bulunabileği a en ufak bircüz'ü olan «le radı (Oarasında da iyisi ve kötüsü bulunabilir. Öyle değil mi oğul? Ulvi muhatabının sualine cevap ver medi, Ve aklınağgelen ilk şeyi sordu: — Dul muP — Zannederim! akat bunun ne ziyanı var? — İS ölme Biraz da telâkki meselesi: — Birisini mi seviyor? pe 5 ole ike üz bu