Süleyman Nazif ve 1906 İnkılâbı Bursa Valisi Tevfik Bey - Bir linç teşebbüsü- - Salmaslı Sarım Ağamcanyan #üleyman Nazifi yazarken müverrih, “ bir parça da Hariri olmak mecburi- yetinde bulunur. Malümdur ki Hariri bir arap edibidir. « Mekamali Hariri» yi yazmıştır. Mekamati Haririyi Meclisi maarif Azasından Ahmet Hamdi efendi tertüme etmiş ise de, aslından, yani arapcasından alak. Bir Türk ondan istifade edemez. Mekamati Haririyi Münif paşada kısmen tercüme etmiştir. Münif paşanın tercümesi o basit ve Türkçedir. Matbudur. Fa- a eserin en biler reümesini Selâni Terakki mektebi muallimliğinde ai 1908 Meyrtiyeinde Amasya b'u olarak çıkarılm olan İbrahim Cudi elendi yazmış SE > Fakat matbu değildir. Hoca Cudi efendinin tercümesi Türkçeye benzeyen bir tercümedir. Haririnin hüneri şudur ki: bir mevzuu hiye makalesi yazar. bali ta esleli saliline kadar götürür. İşte Süleyman Nazifin a azan müverrihin de böyle iki zıt cereya kapılması zaruridir. Çünkü Süleyman Na zif ef'al ve âmalinde biribirlerine Ta muha- lif, mü ii iki hiyet arze Bir yandan bakarsınız, Nazifi şahikalar kadar ya Nazifi alçaldıkça alçalmış görürsünüz İşte aşağıda yazacağım fıkra madalya nın eri tarafıdır. Madaly Sie ters tara- fında Nazif küçülmüş görü 1008 (1324) nklabı la 10 Temmuzdan bey, mektubcu: Süleyman Nazif bey, ma- arif müdürü: Azmi bey, i mektebi mü vini: Şükrü bey idi. inkılâbı oranın Ermeni elebaşılarından Ağamcan eldi ve Süleyman Nazif endil ahali Oterlip (ölundu, Şimdi cümlesi Vali konağına gittiler. Vali beyi en çikarup sokakda patakir yacaklar, © Müst ET olduğu cezayı icra eyliyeceklerdir; DE tai Vali edecekler» demekdi. epem attı. İnkılâbın kanla boyanma sina müsamaha & NS im. Çünkü bizim yapt ığımız nümayişlerle hükümet ortadan alkmış, halk galeyane em , gomalmaz, Tevfik beyi linç — Nazifl.. ver diğin emri şimdi geri ire yoksa şu tabağı em GOSUİAr ANIZ. şi Nazif şaşaladı. O'da ayağa kalktı. Fa- kat bir söz söylemege kadır olamadı. Nazifin şaşkınlıgından istifade ile Ağam- canyana dönüp : Yazan: A.A. ALP * Haydi. çarşıya git, ahaliyi derhal dağı ben de geliyorum, w Ni put gibi nakaldı . Nazifin bir söz söylemediğini, bir hare- kette bulunmadığını görünce, o da emrime itanta mecbur kaldı. Küsün, küsün arka- sına dönüp çarşıya gili. Ve ahaliyi in gıttı, Ağamcanyan gittikten sonra zif ile beraber yine solraya oturdu k. Si. kün ile güzel güzel fasulyemizi, Deme mahallebimizi yedik. Sonra da e Erce, bir sevkitabii ile çarşıya, Vali harem ko- nağı civarına gittik, ıçtimadan, iğtişa ve line me sokaklar ii e yoktu. Bütün bu işler ni Naz i lime taati a ak'ayı ağzıma vr kimseye söylemedim. O sır ende - O sırrın şimdi bilmem kaçıncı yıl- öm üdür ? Valinin, meşrutiyete sadakat yemini ifasından istinkâf etliğinide, kimseye sez- dirmemişdim. Nazifin Tevfik bey aleyhine kıyamı, Tev- fik beyin yenin etmemesinden değil, şahsi sebeplerden ileri geliyordı. Mes'elede bir kadın hadisesi.. ve kadın hadisesinden ileri gelme bir intikam hissi vardı. Nazif âlemi âbta hissiyatını gizlemez, «kinim di- nimdir» dediği gibi: «bir nefsim ve bir me maliki Osmaniye» dahi derdi, Filhakika Vali Tevfik bey o muamele- ye müstahak idi. Çünkü herkes inkilâba sadakat edeceğine yemin ettiği halde, 6 istinkâl etmiş idi. Ona hiç kimsenin emniyeti yoktu. Bir aksülamel olduğu takdirde Tevfik bey bü- yük bir tehlike teşkil ederdi. Ancak, inkilâbı daha ilk günlerinde kanla bulaştırmak caiz değildi, Zaten inkilâba iştirak edişim, sirf vatanperverlik ve hamiyeti milliye namına olup, İttihat ve Terakki namına değildi. İttihat ve Terakkinin vücudundan bile - inkılâbdan önce - haberdar değildim. Brusada a a bir tesadüf eseri idi. Do ai çabuk ka uayyen bir muhlet ii olmak üzere, ek M << | lâm için her türlü rozet siparişlerini: 1000 TANESİ ma maa 90 TÜRK LİRASI fiyat ile kabul ederiz. Bu fiyatta gümrük masrafı dahildir. Teslimat paye Valta han No. 9 İstanbul vâ. Na. BENİM, v NLARIN HİKAYELERİ Büyük e binlerce hi- kâyesi arasından seçilmiş en güzelleri bir arada * Basan ve Salan : Resimli Ay Basımevi T.L, Ş. | Fiatı 50 Er. > —— — Halka, sıhhati ile alâkadar olmasını öğütleyen, hastalıklara karşı alına- cak ilk tedbirleri öğreten ( Lokman Hekim) adlı güzel bir aylık mecmua | Dr. Hafız Cemal | LOKMAN HEKİM | Pazardan başka yi öğleden sonra saat (?itan 6 ya) kadar İstan- bulda Divanyolunda (l04) numaralı | hususi kabinesinde hastalarını kabul! eder. Salı, cumartesi günleri sabah | saat(9i - 12)ye kadar hakiki fıkaraya| bakar. Herkesin haline göre ve eder. Muayenehan İ telefonu 22398. (Yazlık Tel: Kandili i 38 - Bekle rbeyi 48) dir. | Okuyucularımıza sayın doktoru Dahiliye Mutehassısı | ve değerli mecmuasını tavsiye ederiz. | İ ai