irı le an KADRO Her kahramanın bir destanıcıst vardır. Destanlara geçmemiş hahramanlıklardan hiç kimsenin haberi olamaz. Yeryüzünde, kim bilir, ne büyük hadisler hendilerine layık bir itade vasıta- sından mahrum kaldıkları için adi vak'alar gibi anutulap git- miştir. İş erinin, hareket erinin, kendi işlerim ve kendi hareketlerini Züpt Ve tespit edecek bir kimseyi çok defa yanıbaşında bulun- durmakh istemesinin sırrı bundadır. Eski devirlerde, «vahanüvisler» ve şairler, fütahat yollarında serdarlarla atbaşı beraber dolaşırlardı. Otağların, hatırı en çok sayılan konukları onlardı. Çünkü, bir «vakanüvisz isterse bir zaferi hezimet ve bir hezimeli zafer şekline svkabilir. Bir şair de levent bir yiğiti, bir kambur cüce ve kambur bir cüceayi levent bir yiği€t kılığında göstermek kudretini haizdir. Hemen çoğu, derin ve ince bir «intwition» sahibi olan iş ve ha- reket adamları bunu iyi bilirler ve meydana koydukları eserin herkesten önce bunlar tarafından tasdih va tahtir edilmesini isterler. Zira, halkın hafızası zayıftır, yüreği kaypaktır. Hiç bir şey yazılıp mühürlenmeden ona tevdi olunamaz. Zaten, yazılıp mühürlenmemiş bir işin, yalnız iş alarak ne ehem- miyeti vardır? Bu iş, mutlaka, kâğıt veya mermer östünde birer satır haline girecek ve ancak o zaman ebediyet içindeki mana ve kiymetini hkazanacaktır. Kahraman için destancısız halmaktan daha Feci bir şey vardır. Kötü, beceriksiz ve anlayışsız bir destancının eline düşmek... Sezar, bundan karktuğu için kendi yaptıklarını hendi eliyle ve- sikalandırmıştır. İkinci Sezar, - yani Sezar Borgia - ise haletle- 3