n er hale gelmiştir. Ancak bütün imparatorluğa göre düşünülmüş bir sanayi programı dahilinde çalışabilen sanayi, gövdenin par- çaları kopup eski olarşi yeni bir Tuna çalışma birliğine inkılâp edemeyince, manasını kaybetmiş ve bir ihracat sanayii vaziyeti- ne düşmüştür. Öyle bir zaumandaki doğrudan doğruya ihracat için tesis edilmiş ve bunun için lâzım olan sermayelere malik başka memleketlerdeki sanayiler bile, ihracat yapmak husu surnda (cihandaki bünye islihalesi dolayısile) müşkülât içinde idiler. Bundan başka, harp sonrası Ayusluryasımnın sermaye merkezi olmak yasfı da tasfiye edilmiştir. Bu iki darbeye, bir de Âvrupadaki her kıt'a memleketinin bu- gün maruz bulunduğu müşkülâtı ilâve edesek (1), Avusturya: cığın ne kadar sun'i bir memleket haline inkılâp ettiğini anla- rız. Bir iktisadi torso! Tramvay geçtikten sonra bir kenarda kalıveren bir kanlı gövde parçası, Şimdiki Avusturya, bir zamanki fonksyonların elinden birer birer gittiğini bittabi sezmiş ve buna göre tedbirler almak iste- miştir. Bu tedbirlerin en büyüğü, memleketin eşsiz denecek ka- dar güzel dağlık mıntakalarında ve dünyaca tanınmız Viyana- da, bir türizm yaratmaktır. Dağlık mıntakalarda, bütün Ayvus turya köyleri, otele inkılâp etmiştir. Dağlera, ovalara ve göl kenarlarma milyarlar dökülmüş ve her Ayuslurya kasabacığı ile kâyü bir turizm merkezi haline geti" rilmiştir. Şoseler, genişletilerek asfalt ile örtülmüş, 3000-4000 rakımlı tepelere çelik teller uzatılarak hava tramvayları yapıl- mış, mağaralar elektrikle tanvir ve merdivenler, balkonlarla teçhiz edilerek gezilip görülmeğe değer bir hale sokulmuş; köy evleri atel, köylüler otelci olmuş; hulâsa bütün bir memleket, birkaç yıl içinde, yabancı seyyahlar çekerek onlara yaz kız hoş vakitler geçirmek işini bir sanayi, bir ilim haline koymuştur. Bu hususta İsvicreliler nümune ittihaz edilmiştir. Yalnız, İsviç- renin seyyah müşterileri daha ziyade ebynelmilel olmaya mu- kabil Avusturyalılar, hazırlıklarını daha ziyade şimal komşula- (D 21, 22 mnumaralı KADRO'lara müracanal 20