EDERİYAT Ham madde ve halkla sanatkâr. Yakup Kadri ' Bütün fikri istihsallerin salkı aşktır. Onun için değil mi ki, fikrin en hâlis mahsulü olan edebiyat, herkese, kalbin yanık ve divane bir feryadı gibi gelir. Paul Verlain, “Ben, sembo- lisma, romantisma nedir, bilmem, Bir kuş nasıl öterse, öyle öterim.,, demiş. Lâkin, biz, bu söze, bir şakadan fazla ehem- miyet vermiyeceğiz. Panl Verlain'nin şiirleri, mevsim ateşiyle ötüşen kuşların cıvıltısından büsbütün başka bir şeydir, Kuşun sesi hançereden, şairinki kafadan çıkar. Evet, bizce de, şiir aşkın evlâdıdır. Fakat, ona gebe olan bir dişi cinsiyet uzvu değil bir er beynin müteaddi hüceyreleridir, İnsandaki, his, havas ve instenkt cihazının bütün unsurları, karışık ve bulanık bir madde halinde buradan geçip süzülür. Kâh, musaffa altın suyu, kâh, büyülü eksir olup buradan dişarı akar, Bizim gözlerimizi kamaştırıp başımızı döndüren şarkılar, cüm- leler ve ahenkler, işte, bu süzgecin sızıntılarıdır. Bunlar, kişinin mizacma ve bünyesine göre muhtelif şekillere ve derecelere ayrılabilir, Fakat, ruhta gömülü ham maddelerin nevi ve miktarı ne olursa olsun, bunların hiçbiri, zekâ de- nilen ince ve dolaşık makinada işlenmeden evvel, bedii ve edebi kıymetini alamaz. Beynelmilel edebiyat pazarında, Türk matamın sürümden o kadar mahrum oluşunun başlıca sebebini burada aramak lâzmımgelir. Biz, her hususta olduğu gibi, fikir sahasında da ham madde- ciyiz. Hislerimizi, heyecanlarımızı hiçbir süzgeçten, hiçbir elekten geçirmeksizin hiçbir. kontrola, hiçbir disipline tabi tutmadan, tıpkı tabiatın verdiği gibi meydana atıyoruz. 17