1 Eylül 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14

1 Eylül 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ei ek Edebiyat aleminde HAYAT,A. Reşat Nuri Beyin romanları “ Reşat Nnri Beyin her romanında muhakkak Reşat Nuri Bey, son iki sene zarfında, üç roman neşretti: A- cımak, yeşil gece, yaprak dökü- mü... Nuri Beyin her romanında muhakkak bir “Çalı kuşu ,, tipi bulunduğunu, kendi- sini en çok seven arkadaşları, karileri söylerler. Hakikaten ge- rek “Dudaktan kalbe,, * Akşam güneşi , ve gerek “ Bir kadın düşmanı , romanlarında çalı kuşu Ferideyi bulmak mümkün- dür. Biraz hırçın, biraz şımarık güzel ve fazla sevimli bir tip olan Feride, Reşat Nuri Beyin romanlarının en birinci ve en esaslı bir kahramanidi, fakat bu son üç romanda bunları bul- mak imkânı yoktur. Reşat Nuri Beyin bu son romanları hepsi birer tezi mey- dana koymak ve bu tezin etra- fındaki hakikatleri teşrih etmek için yazılmıştır denebilir. Biz bu romanların mevzu ve tezleri- ni burada kısaca hülâsa ede- eğiz. Acımak, büyük emel ve ar- zularlr, memuriyet hayatına atı- lan, muhitinin ve bilhassa aldığı kadının ailesinin tesiri ile en büyük felaketlerle karşılaşan ve utanılacak kadar adiliklere cür'- et eden bir zavallının hikâyesi- dir. İstibtat ve meşrutiyetin ilk seneleri, sırf muhi'in fenalığı, memuriyet şeraitinin fenalığı yüzünden sokaklarda bir çok Mürşit efendilere ast gelmi- şizdir. bir Çalıkuşu ler söyler. bulunduğunu kendisini en çok seven- Hakikaten Dudaktan kalbe, Akşam güne-i ve Bir kadın düşmanında Ferideyi bulmak mümkündür. Fakat son romanlarında bunu bul- manın imkânı yoktur., Onların dilenmek iç'n si- kılarak uzattıkraı titrek elin arkasında, sefalet ve felâketle bir ortüye bürünmüş gözleri- nin içinde eski bir zekâ ve cevvaliyetinin izlerini bu mak mümkündür. Reşat Nuri Beyin “Acımak, eserınn kahramanı Mürşit Efendi budur. “Acımak, romanını mevzuu taşra havatını bılen ve bilhassa taşradakı memurların arasına karışmış olanlar için, hiç de yabancı değildir. Bu hayat o kadar kuvvetli, o kadar canlı bir şekilde yaşatılmış ki.. Yal- nız bu romanın başlanğıcında- ki Zehra hanımı tanıtmak için yapılan mukaddeme pek uzun. Romanın ilk satırlarının oku- yanlar, sonunda bu kadar ca- e olacağını tahmin edemez. er “Acımak, ta çılğın bir aşk yok... Acımak, vazifeye olan merbutiyeti, eski tarzda yapı- lan izdivacın doğrduğu se»giyi, ilk sukutun 2cı ve iztirabını, ni- hayet sefuletin insan ruhları üze- riudeki tesirlerini canlandıran bir romandır. Mürşit Efendi, çok güzel bir tiptir. Eyı düşü- nülmüş, çok fazla etüt edilmiş bir memur tipi.. Onun mektep- ten çıktıktan sonra hiş ettiği vazife heyecanı dürüst düşün- celerin bırer vaka, birer hadıse ile kırılması ve o adamdaki meziyetlerin bu hadise ve vaka- yi içinde çürüyüp gitmesi o kadar güzel vaşatılmış ki... “ Yeşil gece , romanı tez itibarile bu üç romanın en mü himmidir. Muharrir eserin sonu- na romanın tezini koymuştur: İnkılâp bir ginde bitmez. “ Yeşil gece , romanı med- Tes ma: rif mücadelesini canlandır maktadır. Medrese ha- yatının gizli köşelerine maarif çilerin daha pek yakın bir me- zide ne gibi mücadelelerde bu- lunduğunu muharrir çok güzel tasvir etmektedir. Deli Necip, komser, Eyüp boca, anadolunun ekser kasabasında rast gelinen tiplerdir. Kalben maarifin bir âşığı olan Şahin Efendi, med- resede okumuş olduğunu, kalıp- sız fesinin üzerinde sarığın yer- lerinin bulunduğunu her sözüle, her tavruyla an'atmakta, his ettirmektedir. Şabin Efendinin karşısına düşmanlarının çıkar- dığı kadın çok yerinde bulun- muş bir tiptir. Fakat muharrir bu eserinde yalnız tezini nazarı itibare alarak yazmışlır. Sırf medıese ve maa'if mücadelesi- nin canlı bir sahnesi olan roman sayfaları, bu hayatı yakından ilmeyen ve tanımayanlar için o kadar sıkıcı oluyor ki, Arasıra vakaya giren Necip Beyin, bi- raz romandan uzak, hoş ve delice konuşmaları bile romana başka bir tat veriyor. Gönül çok arzu ederdi ki muharrir

Bu sayıdan diğer sayfalar: