YURTTA OLUP BİTENLER hastalık, sakatlık parasından yüz milyonlar verilecektir. Bu yetmez- se, devletin sağlıyacağı iç krediler- le, dış kredilerle, bütçeden yapaca- ğı aktarmalarla" gene belirli bazı iş adamları daha çok zengin edilebile- cek, devlet işletmelerine ortak edi- lebilecek, böylece bunlar, devletin sırtından, halkın sırtından servet yapabileceklerdir.." dedi. Bu talihsiz denemenin, neticede, Türkiyeyi, Amerikayı aratmıyan şa- tafatlı şehirleri, topraksız köylüle- ri ve düzinelerle köy sahibi efendi- leri ve gösteriş yatırımları ile bir Güney erika ülkesine benzetece- ğini, sosyal huzursuzluğun sürekli patlamalar meydana getireceğini ve komünizmin yayılmak için fırsat bulacağını ifade eden CHP Genel Sekreteri, AP'nin uzun süre iktidar- da kalmasının Türkiyeye bunları ge- tireceğini, bu, gözle görülür tehli kelerin ancak, Anayasanın ekono- mik ve sosyal ilkelerine uygun Orta- nın Solunda bir politika ile önlene- bileceğini bildirdi. İktidarı ve onun iz sürücüsü Gü- ven Partisini en çok kızdıran konuş- ma, Ecevitinki oldu. Aydın Yalçın, sükunetini kaybederek, Ecevite "pa- ranoyak" demeğe kalktı. Fakat aldı- ğı cevap hem kendisini ve hem de Aydın Yalçını grup o başkanı yap- mak şanssızlığı ile malül AP Grupu- nu pek üzdü. Değişen Meclis Bu plân müzakereleri, Millet Mec- lisinin manzarasının değiştiğini gösterdi. Meclis, eskisi gibi "diken- siz gül bahçesi" değildi artık. Ana muhalefet partisinin kendisini ta- mamen topladığı ve dipdiri bir hü- viyete girdiği görülüyordu. Ortanın Solu hareketi, ana muhalefet ola- rak kürsüde en güçlü sözcüler ve görüşlerle temsil ediliyordu. Plân müzakereleri, CHP için bir şeyi is- pata vesile verdi: Bir parti, kendi içindeki sabotörleri tasfiye edince, sayıca azalsa bile, gerçekte kuvvet- leniyordu. CHP'nin Grup ve Genel Merkez yöneticileri, plân müzake- relerine bunu ispat heyecanı ile ha- zırlandılar. 20 kadar profesör ve bi- lim adamıyla işbirliği yapıldı. Bi- lim adamları grupunun koordinas- yonunu Parti Meclisi üyesi Besim Üstünel üzerine almıştı. Üstünelin çalışma kapasitesi de bu vesile ile ortaya çıkmış oldu. Plân müzakere- lerinden önce CHP'li Grup yönetici- leri, 14 komisyonda bütün parla- menterleri görevlendirdiler. Bilim adamlarının teknik çalışmalarına paralel olarak, bu komisyon çalıştı. Siyasi tercihler büyük dikkatle ya- pıldı. Netice başarı idi. Grup Baş- kan vekilleri Nihat Erim ile Kemal Satırın ve Genel Sekreter Ecevitin konuşmaları aynı politikayı çeşitli yönlerden işleyen ve tamamlıyan şekilde düzenlenmişti. AP'liler dahi CHP Grupunun canlılığını itiraf Zz0- runda kaldılar. CHP Grupu işe öyle sıkı sarılmıştı ki, görüşmelerde, söz sırası almak için, görüşmelerin b lıyacağı günün sabahı saat 05'00'te Devlet. Plânlama Teşkilâtı binası Pilavcı bir plâna doğru AKİS gelen ilk AP'li, Şadi Binay 16. ola- bildi. Kendisinden önce gelenlerin hepsi CHP'liydi. u manzaraya çok canı sıkılan kimselerini başında Demirel geliyor- sa, onu takibeden de mutlaka Feyzi oğlu idi. GP Başkanı, sabote etmek istediği partideki canlılığa bir türlü tahammül edemedi. CHP sözcüleri- ne, bir parti başkanı değil de sanki silâhşörlük görevini yüklenmiş bir milletvekili hafifliğiyle (durmadan sataştı. CHP'lilere cevap vermekle kendini görevli saydı ve ikide bir kürsüye çıktı. Hattâ bir defasında, CHP'nin bir sataşmasına cevap için söz talep etti. Oysa, ortada sataşma filân yoktu. Başkan söz vermedi. Feyzioğlu direndi ve AP'lilerin oyla- rıyla kürsüye çıkabildi. GP lideri, plân üzerindeki uzun konuşmasın- da da yanardöner bir politika izle- di. AP'nin plânını büyük Ölçüde methediyor, arada ufak tenkitler ileri sürüyor, muhalefetin yapıcı ol- ması gerektiğini, belirtiyor, sonra da bir iktidar partisi lideri edasıy- la muhalefet partilerine şiddetle saldırıyordu. o Demirel ve AP'liler, Feyzioğlu ve diğer G.P.'lileri alaylı gülümsemelerle | dinliyorlar, arada gönüllerini almak için, bir-iki önem- siz önergelerini kabul ediyorlardı. GP'liler, bu tutumlarının kamu- oyunda nasıl karşılandığını çok me- rak ediyorlardı. Bir ara, Feyzioğlu kürsüde konuşurken, Arif Ertunga kulise çıktı ve oradaki iki gazeteci- ye "Turhan beyin konuşmasını na- sıl buldunuz?" diye sordu. Gazetecilerden biri, " Nerede eski Feyzioğlur.. AP- yi sokup sokup çıkarırdı" diye ce- vap verince, Ertunganın suratı asıl- dı, — Bekleyin, bekleyin, o da ola- cak! | Hele bir teşkilâtı kuralım, he- le bir Ekim ayını geçelim!" dedi. Fakat Demirelin bir davranışı, GP'yi büyük hayal kırıklığına uğrat- tı. Demirel, sekiz saatlik konuşma- sında GP'ye cevap lüzumunu dahi hissetmedi! Bu derecede kaale alın- mamak GpP'lileri çok kızdırmış ol- malı ki, plâna kırmızı oy verdiler. Bunun Üzerine AP Grup Başkan Ve- kili Osman Sabit Avcı, GP için "şa- gile deyimini kullanarak alay TİP ve diğerleri TİP Grupu da görüşmelerde olduk- ça faaldi. Fakat CHP kendini to- parlamış, muhalefet saflarında tek 8 Temmuz 1967