Oyun: "Kartal Tekmesi"; komedi, 3 perde. Yazan: Refik Erduran. Tiyatro: Ulvi Uraz Topluluğu (Gençlik Parkı; Açıkhava Tiyatrosunda). Sahneye koyan: Uraz. Dekor-Kostüm: Bülent Erbaşar. Konu: Çoğu oyunlarında sosyal ve politik konulan nükteli bir dille islemiş olan yazar, yeni oyununda, daha aktüel sorunlara değiniyor. Bir gizli emniyet teşkilâtı bürosunda, bu teşkilâtı gülünç tipleri -ve uğraşı- ları- ile hicvetmek için yazılmış gibi görünen -bu yönü ile de Moro- jekin "Polisler"ini hatırlatan- "Kartal Tekmesi", yakışıklı, açıkgöz ve oportünist bir emniyet memurunun, teşkilâtını da kendi oyununa âlet ederek, tanınmış bir kapitalistten para sızdırmak için düzenlediği bir siyasi "çete" hikayesiyle, birden, yön değiştiriyor ve politik bir fars halini alıyor. Günümüzün "sosyal adalet", "halkı sömürülmekten kur- tarmak" sloganlarının, henüz gerçek bir proletaryası teşekkül etme- miş toplumumuzda ne komik durumlara yol açtığını göstermek iste- yen yazar, bu sloganlara safça bağlanan bir zengin aile kızı ve prole- taryayı temsil eden dört hamalı demagoji gücüyle zararsız hale getir- mekte zorluk çekmeyen Kompradorla, bizdeki fikir çarpışmalarının gerçekçi bir tablosunu çizmeğe çalışıyor. Oynayanlar: Müzdat Gezen (Cafer), Tolga Tolga (Nur), Ali Yalaz (Müstecabi), Ahmet Gülhan (Şef), Ali Poyrazoğlu (Yıldırım), Ercan Yazgan (Papçum), Ulvi Uraz (Aziz), Nur İnsel (Ferhunde) v.s. Beğendiğim: Ulvi Urazın çizdiği, her bakımdan, nefis komprador portresi. Entrikayı yürüten Yıldırım'da, güçlü bir istidat halinde beli ren Ali Poyrazoğlunun sahne hakimiyeti. Hamalların Padişahı"nda Ercan Yazganın, Müstecabi'de Âli Yalazın çizdikleri canlı, renkli tipler. Salon sosyalistini temsil eden Nur'da Tolga Tiginin ve şımarık komp- rador karısında Nur İnselin özenli oyunları. Beğenemediğim: Yazarın, düşüncesini savunmak için yazdığı oyuna, düşüncesi kadar sağlam bir tiyatro yapısı, inandırıcı ve sürükleyici bir vaka durumlar ve kişiler kazandıramamış olması. Bu yüzden düşünce- sini paylaşıyor, nükteli repliklerine gülüyor, ama oyununa, oyun ola- rak, inanamıyoruz. Sonuç: Yazarın dediği gibi: "Keman güzel ses çıkarma aracıdır, ada- mı dövmek için kullanılmaz. Ama konser vermeğe çalışırken üstünüze bir torba atılırsa kemanı üzerinde paralamak zorunda kalabilirsiniz! Lütfi AY 8 Temmuz 1967 ölçüsünde tanınmış sopranomuz Leylâ Gencer, şimdi, Napolideki San Carlo Operasında oynadığı "Sappho" operasıyla yeni bir başa- rı kazanmıştır. Son yıllardaki verimli çalışma- ları dolayısıyla vrupa basınının kendisine geniş ölçüde yer verdiği Leylâ Gencere, bu sefer, Viyanada yayımlanmakta olan aylık "Die Bühne" -"Sahne"- dergisi -Haziran 1967 sayısında- bütün bir sayfa ayır- mış ve "Sappho" temsili sırasında çekilmiş büyük bir resmini koymuş- tur. Derginin müzik eleştirmeni Ca- rola Eckert, bariton Louis Ouilico ile birlikte oynadığı "Sappho" ope- rasındaki mükemmel icrasından do- hayatiyet"le (oSappho'yu canlandır- mış olduğunu belirtmektedir. Sözü geçen opera, 1796'da Cata- nia'da doğup 1867'de ölen ve Rossi- ni, Donizetti, Bellini, Verdi gibi ün- lü bestecilerin çağdaşı olan Giovan- ni Pacini'nin eseridir. 127 yıldanbe- ri unutulmuş olan bu güzel eseri. San Carlo Operasının müzik direk- törlerinden Mo. Rubino Profeta, Mi- lânodaki Ricordi arşivlerinden bu- lup çıkarmış ve bunca zaman sonra yeniden sahneye konulan eser, ge- rek İtalyada, gerek öteki ülkelerde büyük ilgi uyandırmıştır. "“Sappho"nun ilk temsilini 1840- da vermiş olan San Carlo Operası, bestecinin 100 doğum yıldönümü vesilesiyle eseri yeniden sahnesine çıkarmış, rejisini Margherita. Wall- mann yapmış, Orkestrayı Mo. Fran- co Capuana yönetmiş, dekorlarıyla kostümlerini de Calasanti ile Moore çizmişlerdir. Ulvi Uraz Ankarada İstanbul tiyatrolarının, birbirini iz- leyen ziyaretleriyle Başkentte ti- yatro mevsimi yaz ortalarına ka- dar uzamış gibidir. Kent oyuncula- rı ve Engin Cezzar - Gülriz Süruri topluluklarından sonra, şimdi, Tem- muz başından beri Ankaraya gelmiş ve temsillerine başlamış olan Ul- vi Uraz Tiyatrosuyla, İstanbul tiyat- rolarının turne oyunları kapalı sa- lonlardan açık havaya geçmektedir. Gençlik Parkındaki Açıkhava Ti- yatrosunda temsillerine başlamış olan Ulvi Uraz topluluğunun Anka- ra seyircisine sunduğu ilk oyun, Re- fik Erduranın "Kartal Tekmesi" a- dını taşıyan son eseridir. Topluluk, bu eseri 8 Temmuz tarihine kadar oynadıktan sonra, iki yıldanberi se- yircisinin tükenmediği anlaşılan, "Hababam Sınıfı" komedisini tek- rarlamaya başlıyacaktır. 23