AKİS Çarın bulunduğu (OBaşkomutan- lık karargâhı tedbir almak lüzumu nu anladı. ar, emir subayı olan General İvanofu bütün yetkilerle Petrograd üzerine yürümeye ve is- yanı bastırmaya memur etti. İva- nofun emrine bir emin birlik veril- di- Yeni bir rejim işliyor Akşam Duma kaynıyordu. o Bol miktarda üniformalı vardı. Fa- kat bunlar asker değil, asker kıya- fetine girmiş işçilerdi. Elli fabrika işçisi ve üniformalı 25 kişi Sovye- tin yapacağı ilk toplantıya geldiler. Delege olduklarını söylüyorlardı. Fakat ellerinde hiç bir vesika yok- tu. Söz üzerine delegelikleri kabul edildi. Daha sonra onlara başkala- rı da katıldı. Toplantı açıldığında işçi milletvekillerinin adedi ikiyü- zü bulmuştu. Derhal bir prezidyum seçildi. Seçim tartışmasız geçti. Çke- idze Başkan oldu. Başkan Vekil- lerinden biri, gene (OKerenskiydi. Genç avukat kudreti elinde tutan iki teşekkülün ortak üyesi olmakla günün adamıydı ve en yetkili du- rumda görünüyordu. Prezidyumda çoğunluk, ezici bir şekilde menşe- viklerdeydi. Bolşevikler, Lenini Pa- riste görmüş olan Steklof ile Soko- lof ve Şliapnikof m temsil ediliyordu. o Çok kimse gibi bolşe- vikler de gafil avlanmışlardı. Sovyet çalışmalarına devam e- derken zafer ohaberleri geliyordu. Bir asker içeri dalıp bunu bildiri- yor, heyecanla alkışlanıyordu. Göz- de alaylardan Semenovski Alayı ih- tilâle katılmıştı. Kronştad, Fin kör- fezinin bu kilit noktası düşmüştü- Sovyet, bir "redaksiyon komite- si" kurdu. Bu komite, halka yapı- lacak tebliğleri kaleme alacaktı. Va- kit geceyarısını geçmişti. Toplantı odasından içeri senyör edalı, beyaz saçlı, saygı uyandıran tipte bir pro- fesör girdi. Bu, liberal burjuvazi- nin temsilcisi Pol Milyukoftu. Ma- saya yaklaştı ve şöyle dedi: — Efendiler, bir tek karar var- dır: İktidarı alıyoruz!" Şehirde bütün bunlar olurken o gece tiyatrolar halkla doluydu ve Iransız artisti Victor Francen ya- zar Bernstein'in "Hırsız"ını oynu- yordu. Baleler ise adam almıyordu. Hadiselerin aldığı sürat Mogi- lefteki karargâhında bulunan Ne- 8 Temmuz 1967 kolayı da harekete geçmeye mecbur etti. 13 Mart sabahı saat beşte, koy - Seloya dönmek üzere “sıfır numaralı katar'ma bindi. Mesafe 700 kilometrelik düz bir yoldu ve o zamanlar 24 saatte almıyordu. Çar henüz ne yapacağını kesinlikle kararlaştırmamıştı. Ama bir şeyler X DERZ gerektiğini artık anlıyor- u. Aslına bakılırsa Petrogradda da ne yapılacağını bilen azdı. Fiili ikti- darı almış olanların istikbal için fi- kirleri dağınık ve sisliydi. Çâr Ni- kolayla olmayacağında herkes müt- tefikti, Ama ondan sonra, görüşler fark kazanıyordu. 13 Martta Çar trenine binerken Başkentte karışıklıklar tekrar baş- ladı. Dükkânlar, evler yağma edili- yordu. Önüne gelen omuzuna bir tüfek asmıştı. Silâh depolarının bü- tün kilitleri (kırılmış olduğundan asker elbiseleri, kasaturalar, tüfek ler, tabancalar ortadaydı ve ibadul lahtı. Eski rejimin sorumlularına veya kötü şöhret sahiplerine ihtilâl- ciler cezalarını kendileri overiyor- lardı. Kronştadda deniz erleri askeri valiyi kurşuna dizmişler, komutan- larını ve subaylarını öldürmüşler, karılarının, kızlarının ırzına geçmiş- TARIH ler, korkunç bir vahşet ve rezalet hüküm sürmüştü. Helsinkide aynı şey olmuş, orada da Baltık Donan- masının başkomutanı Amiral Nepe- nini, Nikolaya karşı olduğu halde çapulcular vurmuşlardı. Petrogradda bile durum daha parlak değildir. Çarın Dumayı fet- hetsin diye Moskovadaki toprakla- rından kaldırıp getirttiği (Nikola Maklakof tevkif edilmiş ve Piyer -ve-Pole gönderilmiştir. Karısı ha- pishanenin kapısına gidip te koca- sından haber sorduğunda kendisine Maklakofun kanlı gömleği verilmiş- tir. Önüne gelen önüne geleni tevkif etmekte, Piyer-ve-Pole ogönderilen- lerin sayısı mütemadiyen kabar- maktadır. Hemen bütün eski Ba- kanlar, polis şefleri) amiraller, ge- neraller birer birer yakalanmakta- dır. Bunların evleri gruplar tarafın- dan talan edilmektedir. Meşhur Protopopof Dumanın bir korido- runda Kerenskiye yaklaşmış ve şöy- le demiştir: "— Ekselans, tevkif edilmek ü- zere kendi rızamla gelmiş bulunu- yorum.." Duma ve Sovyet bu karışıklığa, bu sorumsuzluğa bir son verilmesi- Asker ihtilâlcilere katılınca bütün silâh depoları kırılmış, silâhlar hal- kın eline geçmişti. Omuzuna tüfek asan sokağa firlıyor, vuruşmaya baş- lıyordu. Ama, vuruşacak kimse de kalmamıştı ki.. nun için bunlar ateş yakıp başına geçiyor, ısınıyorlardı. 29