AKİS lik bir ziyafet verilmiştir. Kasabanın okumuş, tanınmış bir genci olan Eczacı Oğuz Söğütlü tarafından ve- rilen bu ziyafete, Kaymakam ile Sav- cı yardımcılarından biri de katılmış- tır. Aşık Mahzuninin saz çalıp tür- kü söylediği ziyafette yenilmiş, içil- miş ve geç vakte kadar eğlenilmiş- tir. Mazisi ve kimliği meçhul şahıs ise, görevi sebebiyle başmisafir o- larak ağırlanmıştır. Bu ağırlanmada, alevilerin dini duygularını istismar suretiyle kazanç sağlama amacım güden, "Ehlibeyt" adındaki gazete- nin -ki bu gazete, bundan birkaç ay önce kapanmıştır- de rolü büyük ol- muştur. Zira, "Ehlibeyt" adlı bu ga- zete, bu, mazisi ve kimliği meçhul şahıs tarafından çıkarılmakta idi. Bu şahıs, Ehlibeyt gazetesi sorumlu- su olarak âşıklar tarafından iltifat günlüğü için, çevresinde, etkili ve sözü geçer kimseler bulmuştur. 1938 yılında, Dersim olayları sı- rasında babasıyla bazı yakınlarının ağır cezalara çarptırıldığı bilinen bu şahıs, bir ara Amerikaya kaç- mış, amerikan ordusunda görev al- SAHA -D.P. yıkılmıştır ya..- Feyzioğlunun kulağını çekmektedir. Bayann Ba- kanının söylediği sözler, işte: "Gerçi bu parti kurucularının çoğunu sevmem, sevebilmeme im- kân yoktur. Maruz kaldığımız bü- yük felâkette ve adaletsizlikte on- ların da payı vardır. Bu yönden günahları büyüktür." Ancak, Bayarla Bakanlarının gönülleri geniştir. Yardımcı devam ediyor: "Ama memleket ve millet işle- rini düşünürken şahsi ilişlerimiz- den, kinlerimizden kurtulmaya mecburuz. Aksi takdirde bu mü- barek topraklar dirilerimizi barın- dırmaz, ölülerimizi kabul etmez... Etse de hakkım helâl etmez ve e- meklerini haram sayar. Onun için millet ve memleket hesabına her kötü düşünceden sıyrılmak vatan borcudur hepimiz için. Dediğim gibi GP. li zevatın ço- gunun bir yönden günahları bü- yüktür. Fakat günahlar ne kadar büyük olursa olsun, intibahlar, pişmanlıklar ve iyi niyetler daha 8 Temmuz 1967 mış ve bundan 10-15 yıl önce Tür- kiyeye dönmüş olan Doğan Kılı Şeyhhasenanlıdan başkası değildir- Dört yıl önce, "komünist - kurt- çu" olarak yakalanan ve tevkif edi- lerek Askeri Mahkemeye verilen bu şahıs, maceraperest bir kimse ola- rak bilinmektedir. 1957 yılında CHP- den kovulmuş, 1961'den sonra TİP'e alınmamış, AP'de ise kendisine hiç şans tanınmamış olan bu şahıs, niha- yet, bir yıl önce kurulmuş bulunan Birlik Partisini en uygun ortam ola- rak seçmiştir. BP'nin sözcülüğüne bu nedenle heveslenmiş ve partinin yayın organı olan "Ehlibeyt"i de bu nedenle çıkarmıştır. Ne var ki, 9-12 Haziran tarihleri arasında kendisi- ni gerçekten samimi bir şekilde a- ğırlıyan Elbistanlılar, durumu bil- mediklerinden, iltifat ve itibarda kusur etmemişlerdir. Ancak, Doğan Kılıç adlı bu şah- sın, 11 Haziran gecesi, için düzenle- nen "Ehlibeyt gecesi"nde bulunması- nın sakıncalı olabileceğini ilk sezen, Aşık Mahzun! olmuştur. Kaptırdığı parasını çıkarmak için onun peşine NE | büyük çapta avdet ederse günah- lar her zaman kabili af olur." Nasıl? Bizim Kayserili profesö- rün işi iş, değil mi? Bakınız, Bayarın Bakanı -Yar- dımcı geçenlerde Demireli bir gü- zel sıvamıştı- G.P. hakkında ne ka- dar mültefit: i "İyi bir programla ortaya çık- 1... Sarıldığı ilkeler Türk Milleti- nin arzu ettiği ve benimsediği il- kelerdir. Siyasi davranışlarının iyi bir is- | tikamette seyrettiğinin aksi iddia olunamaz. Ve nihayet "Biz yıkıcı değil, yapıcı bir muhalefet olacağız' de- mektedirler. Sadece demekle kal- madıklarım da görüyoruz... Yapı- cı muhalefeti Parlamenter formu- lâsyonda fiilen ve iyiden iyiye kul- landıktan apaşikâr... Muhtelif me- seleler hakkında Mecliste yapılan müzakerelerin bir çoğunda ezcüm le plân konusundaki fikir ve ka- naatleri, kullandıktan oylar tenki- din yanı başında yapıcı bir muha- lefet olarak çalıştıklarının da en son delillerindendir." YURTTA OLUP BİTENLER düşmüş, kasaba kasaba kendisiyle dolaşmak zorunda kalmış bu- lunan Mahzuni, bu sebeple, Oğuz Söğütlünün ziyafetinden sonra, Se- merci Kâmilin dükkânında Doğan Kılıça gece programa çıkmaması için engel olmağa çalışmıştır. Ger- çekten renkli, hoşsohbet bir kimse olarak tanınan Semerci Kâmil, saat 19'dan 20'ye kadar, Mahzuniye, ge- ceye katılmaması için ricada bulun- muştur. Bu, belki, bir önsezinin, belki de bir ön-istihbaratın sonuca- dur. Zira Semerci Kâmil adıyla ta- nınan bu şahıs, Elbistanlıları çok iyi bilen ve Mahzuniyi de çok seven bir kimsedir. Bu itibarla, onu alı- koymak için ricada bulunurken el- bette bir bildiği olmak gerekir. Ancak plânlar, gözüpek bir ale- vi olarak bilinen Zerdekeşli Hüseyin Semerci Kâmilin dükkânına gelmesiyle bozulmuştur. Zerdekeşli Hüseyin Ağa, tuttuğunu koparan bir kimse olarak bilindiği için, hem Mahzuniyi, hem de Doğan Kılıçı, gecenin düzenlendiği yazlık sinema- ya götürmekte gecikmemiştir. Ona "Eh, artık iş üç nalla bir ala kaldı demektir. Ama, korkulur, bu at gala demirkırat olacağa benzer.. dersiniz, A.P.'liler? Siz, PA vi böldük!" diye sevinirken... Turhan Feyzioğlu