AKİS İsmet İnönü Başbakanlıkta Bir ikaz daha.. Yapılması gereken şey İdare adamlarının -yerli halkın de- yimiyle "Elbistan Hükümeti"nin- zamanmda gerekli tedbiri almama- ları, bir bakıma, olaylara seyirci kalmaları sonucu büyüyen ve va- him hal alan bu olaylardan sorum- lu olarak 62 kişi hakkında soruştur- ma açılmış bulunmaktadır. Halen 7 kişi tutukludur. Tutukluların başın- da ise Doğan Kılıç gelmektedir- Dini devlet düzeni için propaganda suçundan sanık olarak tutuklanan Doğan Kılıç, olaylardan dört gün sonra Mersin Cezaevine götürül- müştür. Geri kalan 6 kişi ise, "tah- rip ve yağmacılık" suçlarından sa- nık olarak Elbistan Cezaevinde yat- maktadır. imdi bir "pişmanlık" havası- nın hakim olduğu Elbistanda, es- kiden olduğu gibi, insanların dost- ça, kardeşçe yaşaması pek kolay ol- mıyacaktır. İdare adamlarının baş- ka yerlere atanması ile meselenin halledilemiyeceği | bilinmelidir. Ö- nemli olan, kişilerin uyarılması, ta- banda mevcut olmayan ayrılığı yü- zeyden de kaldırmaya çaba sarfe- 8 Temmuz 1967 dilmesidir. Zira Elbistanlılar, her- şeye rağmen birbirlerini sevmekte gene eskisi gibi yaşamaya can at- maktadırlar. Biraz anlayış, ilgi, biraz da bu gibi olayların asıl nedenlerini açıklayıp anlatmak, on- ları gene biraraya getirecektir. Ak- si takdirde, 12 Haziranda Elbistan- da cereyan eden olayların çok daha tehlikelilerinin yurdun başka köşe- lerinde de cereyan edeceğini söyle- mek kehanet e alam Başbakanlık "Arabam teker meker" Haftanın başındaki Pazartesi gü- nü, saatlerin 11.30u gösterdiği sırada Sıhhiyede, küçük çay bahçe- sinin kenar masalarından birinde oturmakta olan şahıs birden heye- canlandı ve caddeden geçmekte o- lan siyah, lüks bir otomobili AKİS mu see göstererek, "— , bak, geçiyor işte, geçi- yor, ln musun?" dedi. içinde kırmızılar. giyinmiş orta yaşlı bir bayan bulunan 06 DY 130 YURTTA OLUP BİTENLER plâka numaralı Chevrolet marka otomobil, arkasındaki telsiz anten- lerini dalgalandırarak Bakanlıklar istikametinde gözden kayboldu. Bu olaydan iki gün önce, saatle- rin 1715i gösterdiği bir sırada, Başbakan Demirelin özel Kalem o- dasında iki kişi, yine bir otomobil meselesi üzerinde konuşuyorlardı. Bunlardan genci, siyah elbiseli, u- zun boylu, yakasında Siyasal Bilgi' ler Fakültesi rozeti bulunan muha- tabına, — Bey fendi, sizin ve eşinizin, sayın Başbakana ait bir makam o- tomobilini özel hizmetlerinizde kul- landığınız söyleniyor. Ne dersiniz?" diye sordu Yakası rozetli şahıs hiç telâşlan- madı. Koltuğunda hafifçe kımılda- narak, "— Aslı yok! Bu otomobil poli- sindir ve burada servis otomobili o- larak kullanılır" dedi. Masanın hemen bitişiğindeki bir sandalyede oturmakta olan genç, bunun üzerine ikinci soruyu sordu: — İyi ama, resmi otomobillerin plâkasının rengi siyah değil midir? Bu otomobilinse hem plâkası özel, hem de içinde telsizi var. Buna ne dersiniz?" Yakası rozetli şahısta, belli et- memeye çalıştığı bir sıkıntı belirdi. Hafifçe kızararak, — Kardeşim, malüm; polis oto- mobilleri çeşitli 'plâkalar kullanabi- irler. Telsiz ise, benim, sayın Baş- bakanla temasımı temin edebilmek için konulmuştur." AKİS muhabiri, Pazartesi günü Atatürk Bulvarından geçmekte olan 06 DY 130 plâka numaralı lüks o- tomobilin arkasından bakarken bu konuşmayı düşünüyor, o Başbakan- lık özel Kalem Müdürü Muammer Ekonomdan başkası olmayan mu- hatabının verdiği cevapların doğru- luk derecesini hesaplıyordu. Çünkü, içinde kırmızılar giyinmiş bir ba- yanın bulunduğu bu Otomobil, Eko- nomim "Polisindir" diye direttiği, Başbakan Süleyman Demirel için, devlet kesesinden 80 bin liraya sa- tın alınmış makam otomobiliydi. Devlet parasıyla alınan, benzin ve bakım masrafları devlet tarafin- dan karşılanan, buna rağmen özel plâkası ve 2000 metre takatli telsi- ziyle birlikte Özel Kalem Müdürü Muammer Ekonomun “ve Bayan Ekonomun- emrinde ve hizmetinde bulunan bu otomobilin ilginç bir hi- kâyesi vardır. 15