YURTTA OLUP BİTENLER takınılan adaletsiz tutuma son ver- mek ve inanç hürriyetini, ibadet ve âyin hürriyetini sağlamaktır! Genel Başkan, AKİS'çiye, iktida- ra geldikleri takdirde Diyanet İşle- ri Teşkilât Kanununu da değiştire- ceklerini ve sünni hâkimiyetini gi- derici tedbirler alacaklarını söyledi. Mutaassıp olmıyan, aydın fikirli, sanata ve folklora düşkün alevi kit- lesinin BP tuzağına düşüp düşmiye- ceği, şu günlerde zihinleri meşgul eden bir sorudur. Geçen hafta İstanbulda "Dost- lar Sofrası'nda cereyan eden bir konuşma ,bu noktaya ışık tutabilir. Yusuf Baba reddetti osbıyıklı, ortadan biraz uzun boy- Pı lu, babacan tavırlı seksenbeşlik adam, karşıdaki masadan, Tek rakı- sıyla dolu kadehim kaldırdı, tam yu- dumlıyacağı bir sırada dış kapının çalındığım duyunca, — Gelen kimlerdi, hanım?" di- ye sordu. Güleç yüzlü eşi , "— Yabancı değil, efendi; üç can geldi. Beklediğimiz üç can" ce- vabını verdi. Saçları yağmurdan ıslanmış üç genç, saygıyla içeri girdikten sonra aba"nın elini öptüler ve masada kendileri için ayrılmış olan yerlere oturdular. Sofra, orta halli idi: Balık, sala- ta, pilâki ve bir şişe rakı. Sofrada, "Baba"dan sonra kadeh kaldırılıyor ve içki içiliyordu. Bu, sofranın bir özelliğiydi ve "Baba'ya olan saygı- yı gösteriyordu. İkinci' bir özellik de, dedikodudan, politikadan ko nuşmanın yerini şiirin, müziğin ve "nefesin almış olması idi. Ancak, saatlerin su gibi akıp git- tiği bir sırada gençlerden biri Yağa ba" ya, — Bir parti kurulmuş. Sizi de almak istiyorlarmış. Girdiniz mi?" diye sordu. Yaşlı adamın cevabı: aberim var. Bana geldiler. Girmemi çok istediler, amma kabul etmedim. Bu partinin değil, hiç bir partinin içine girmem! Politikayla işim yok.." oldu. Sonra da mii bazı nefesler okumaya başla Bu a, geçen hafta İstan- bulda, Kızıltoprakta, Taşköprü Cad- desi üzerindeki 58 numaralı apart- manın ikinci katında bir dairede ce- reyan etti. Sedirde oturan posbıyık- lı, yaşlı adam, son bektâşi şeyhle- 8 rinden, "Yusuf Baba" diye anılan Yusuf Tahir Ataerdi. Bektaşi Şeyhi- ni ziyarete giden gençlerden biri -mevlevi müziğine (o âşinâ, kudüm çalmakta ünlü- bir yazar, ikincisi hâlen Hukuk Fakültesi son sınıfta okuyan bir öğrenci, üçüncüsü de A- KİS'in İstanbul Temsilcisiydi. Oturduğu evin hemen yanıbaşın- da, kendi ismiyle anılan bir tekke- nin de vaktiyle şeyhi olan, İstanbul- dan çok Ege bölgesindeki alevi ve bektaşiler arasında oldukça nüfuzu' bulunan Yusuf Babanın -istendiği halde- girmediği oparti ise, Birlik Partisi idi. 80 bin seçmene tesir e- AKİS larından derleme, aktarma, değiş- tirme suretiyle hazırlanmıştır. Ale- vileri avlamak ve herkesi tavlamak amacı, bu ilginç programın 10. mad- desinde şöyle dile gelmiştir: "İşsize iş, aşsıza aş, Evsize ev, okulsuza o- kul temin etmek... Unutulan sadece, kızlara koca" vaadidir! Yüzbinler dönüyor Mezhep çatışmasının hâlâ sürüp gittiği ve bazı çıkarcı çevreler- ce sürdürüldüğü bir memlekette, amacı alevi oylarını kanalize etmek olan Birlik Partisinin, her şeyden önce, alev! kitlesine zarar vereceği- "evde kalmış B.P. yöneticileri çalışıyor Hü diyelim, hü! debileceği ileri sürülen Yusuf Baba- nın Birlik Partisine iltifat etmeyi- şinin bir nedeni olması gerekirdi. İstanbulda, sadece son iki ay içinde 11 ilçede teşkilât kuran -hem de en pahalı ve gözebatıcı yerleri kiralayan- bu partinin tüzük ve programı, halen Ankarada avukat- lık yapmakta olan, önce DP'li, son- ra "DP'yi nasıl kapattırdım?”" kita- bının yazarı, sonra Hür. P.'li, daha sonra da CHP'li olup, her üç parti- den de her seferinde adaylığını koy- duğu halde birtürlü milletvekili se- çilemeyen Cemal Özbey tarafından, öteki partilerin tüzük ve program- ni söylemek hiç de kehanet sayılma- malıdır. Bu basit gerçeği göremiye- cek kadar şahsi hesaplar peşinde koşan AP, BP'ye karşı kendi teşki- lâtını uyaracağı yerde, -aksine-, bu partiye maddi destek olmaktadır. Bazı alevilere göre, BP'nin kurulu- şundan hemen sonra İktidar, maddi sıkıntı içinde olduğu bilinen birine in lira vermiştir. Parayı çanta- sına koyan bu zat, AP'den aldığı ta- limata uyarak Malatyaya gitmiş ve teşkilât kurmak için çalışmıştır. An- cak, uyanık insanlar, olan Malatya- daki aleviler, daha bu şahsın Malat- yaya gelmesinden önce durumu ha- 15 Nisan 1967