TÜLİDEN HABERLER Tansuğ Günsur "OSS Ankara"da Olmaz ki.. "Kaçak"!» gözden kaçmayanlar azar akşamı, Yeni Sahnede "Ka- p çak" oyununun ilk temsili vardı. Yeni Milli OEğitim Bakam İlhami Ertem seyirciler arasında değildi ama, Maliye Bakam Cihat Bilgehan, Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem ve eşleri, Ahmet Muhip Dranas, ka- bine değişikliğinden sonra müste- şarlığı biraz sallanan Adnan Ötü- gen, soprano Belkıs Aran ve oğlu, Atillâ Sav, Cüneyt Gökçer ve eşi, Metin Ant ve İstanbuldan Hale Kuntay, piyesi ilgiyle seyrettiler. "Kacak"ı türkçeye çeviren de za- ten Hale Kuntay. Hale Kuntay son yıllarda, daha doğrusu kocasından ayrıldıktan sonra, çeviri çalışmala- 26 rını pl hızlandırdı. "Kaçak'"ıri oyuncularından biri de Halük Kurdoğlu. Sahnede Ha- lâk Kurdoğlunu, seyirciler arasın- da da Muazzez Kurdoğlunu gören- ler, karı-koca arasındaki buzların eridiğini hemen farkettiler. Ayrılık söylentileri iyice geride kalmış. Adnan Ötügenin, Hale Kuntayı, piyesin güzel çevirisinden ötürü kutladığını duyanlar, kulaklarına inanamadılar. Çünkü çeviride öz ve arı dil vardı. Oysa Adnan ötügen, "konuk" sözüne takılacak kadar tu- tucu dilin savunucusudur. Herhal- de, Bakanla beraber, Ötügenin dil görüşü de değişmiş olacak!.. Cüneyt oGökçeri herkes, "Yap- AKİS rak Dökümü"ndeki başarısından ö- türü kutluyordu. Allah için, güzel oynamış; filmi görenler, sinema- dan, iki göz iki çeşme çıkıyorlar. Garip tecelli yemeli Haklar ve Hürriyetler" hi- kâyesi üzerine tartışmalar de- vam ededursun, geçirdiğimiz hafta Büyük Ankara Oteli salonlarında Hukukçular gecesi vardı. Yargıtay üyeleri, Danıştay üyeleri, Adalet Ba- kanlığı mensupları ve Ankaranın ta- nınmış avukatlarıyla çok kalabalık bir gece... Hukukla ilgisi yok ama, Başbakan Demirel de geceye şeref verdi ve Adalet Bakam Hasan Din- çerin masasında oturdu. Hukukun gerici bir bilim olduğunu, statükoya bağlı kaldığını söyliyenler pek de yanılmıyorlar. Bu toplantıda çok ilginç tartışmalar yapıldı. Başbakan ve esi, Hukukçular gecesinden erken ayrıldılar. Salon- dan çıkarlarken, birçok kişi ayağa kalkarak Başbakanı selâmladı ama, Yargıtay Başkanı ile Anayasa Mah- kemesi Başkanı yerlerinden kıpır- damadılar. Temel hakları ve hürri- yetleri kuşa döndürmeğe hazırlanan İktidarın başı, -ne garip tecellidir!- adaletin temeli olan kurumların başlarından iltifat görmüyor. İkinci balayındakiler K ocasıyla barıştıktan sonra hemen İsviçreye giden Ferhunde Verdi, İstanbula döndükten sonra çok ne- şeli görünüyor ve ikinci halayının tadını iyi çıkarıyor. Play Boy'un ve Batı Klübün güzel ve şık kadınla- rından biri şimdilerde, bu yeşil göz- lü, esmer tenli, ince yapılı kadın. Yalnız, adaşı İstanbulda olmadığı için, biraz mahzun. Ama, adaşı Fer- hunde Birkan da ezeli balayı hava- sında olduğundan, hiç bir yolculuk- ta kocasını yalnız bırakmıyor. Nerde o günler! İzmire gidenler, eski Cumhurbaş- kanının eşi Bn. Gürselin, Karşı- yakadaki evinde çok yalnız olduğu- nu söylüyorlar. (Vaktiyle Çankaya Köşkünde otururken kapısını aşın- dıranlar -adlarını vermeğe lüzum yok, onlar kendilerini tanırlar, bay- ramlarda bile Bn. Gürseli hatırlamı- yorlarmış. Bugün iktidarda olanlar, bu tablodan bir ders alabilseler ba- ri. Ama, nerde! Ders alacakları o kadar çok şey var ki... 15 Nisan 1967