ne rencide eder ? değildir. Fikir özgürlüğü komünizmi serbest bırakır! Peki, devrim aleyhtarlığını serbest bırakmaz mı? Bir din devletini: tinin kurulması için propagandaya izin ver- mez mi? Şeriatın geri gelmesini istemek aynı özgür- lüğün icabı değil midir? Hilâfet talebinin bunlardan , var mıdır? Ne diyor, kripto? Efendim, rejimin zorla değiş tirilip komünist yapılmasını teşvik komünistliktir. Yoksa, zor unsuru bulunmuyorsa bu, fikir söylemek- tir. Aynı mantığı devrim düşmanı kullanmayacak mı- dır? Sanki o hemen "kalkın ey ehl-i vatan” diye mi ortaya fırlayacaktır? Hayır! Fikir özgürlüğü böyle anlaşıldı mı şeriatın da propagandası, hilâfetin de propagan andası, devrimle- rin aleyhindeki propaganda da hep * "fikir platformu” n- da yürütülecek, tıpkı kriptolar gibi onlar da "Biz hal- kı uyarıyoruz, biz halkı eğitiyoruz, biz halka doğru yolu, gerçekleri gösteriyoruz. Ne var, bunda?" diye- ceklerdir. “Aydın çevreler" in o en saf kanadının gözü bunu tutuyor mu? Atatürk Kanununun, Tedbirler Kanunu- nun yapıldığı ve devrimlerin anayasa teminatı altına alındığı bir Türkiyede? Türk milletinin asıl Temel Hakları, devrimleri- nin şeriat propagandasından veya komünist propagan- dasından korunmasıdır. Komünist teşvikçiliği bu memlekette, mahiyetinden dolayı değil, madalyon öteki yüzünden dolayı kapalı tutulması gereken bir kapıdır. BU kapının kapalı tutulması hedef diye gösterilirken an öteki yüzüne İktidarın hiç aldırma- masıdır ki "aydın çevreler" Türkiyede şiddetle ren- cide etmektedir ve kriptoların üzerine himaye kanat- ları çekmektedir. Bu bir sempati meselesi değil bir tepki meselesidir. Geçen hafta Türkiyede çok kimseye fütursuzca gönderilen ve üstelik din ehlini ' nıyla ve canıyla" hilâfeti kurmak için savaşa çağıran şeri- atçı broşürler ortada dururken bir kripto, hem de çok apolitik şekilde ve başka kız: arın kefaretini ödesin diye hapsedilmeye kalkışılırsa —£ aydın bunu protesto eder. Sağcısı da, solcusu da, ortadaki de.. Bu broşürler, düşününüz, Orhan Seyfi -Tonton- Or- honu bile galeyana getirmiştir ve A.P.'nin yazar mil- letvekili, bütün yağcı karakterine rağmen partisinin İçişleri Bakanını broşürleri dağıtanları bulmaya da- vet etmiştir. Hem aslına bakılırsa o kriptonun tavsiye ettiği düzenle bu broşürlerin propagandasını yaptığı düzen birbirinden hırlı değildir. Niçin biri, her türlü demok- ratik teamül çiğnenerek takip edilmek isteniliyor -aslında hiç bir şey yapılacak değildir ve akılsız A.P. eski DP.'nin bedava kahramanlar yaratmak sanatı- na başarıyla devam etmektedir-, ötekine ise devletin güvenlik kuvvetleri seyirci kalıyor? O broşürler de İlhami e a dokunulmazlığına sahip de- erdir ya.. öğrencilerini hapseden bir ikti- dar eğer Söreserpe gönderilmiş bu tarz broşürlerin 15 Nisan 1967 menşeini çıkarıp kamuoyuna bildirmezse onun kripto takibi politikası sadece, bir bumerang gibi dönüp kendisini yaralar. * Aydın, haksızlığa tahammül etmeyen adamdır. ir takım ahmakların Ortanın Solunu, komünistliğe karşı asıl baraj olan Ortanın Solunu komünizme gi- en çeki diye taratmaya kalkıştıkları bir ortam içinde uki kriptolar çok daha akıllı olduklarından bu yeni cereyanın kendileri için asıl büyük tehlike oldu- ğunu anlamışlar ve onu "burjuva deviasyonu" diye kötüleme kampanyası açmışlardır- ve şeriatçılık kol gezerken münferit, ama kei ikiler bir "tedhiş ça- bası" sadece en tatbikçilerine zarar verecek, ll >. da, oluk da bir "iade-i itibar" imkânı acaktır. ” İoliklerinin tam da daha iyi pazara çıkmaya baş- ladığı bir sırada.. Bu mudur, politik basiret? Şeriatçı broşürün kapağı Dokunulmazlıkları nereden?