DÜNYADA OLUP BİTENLER ğildir. Orta Cava bölgesiyle Borneo- nun bazı kesimlerinde Sukarnonun halk arasındaki itibarı hâlâ pek bü- yüktür. Eski başkan, buralarda, hâ- lâ ulusal birliğin kurucusu olarak görülmekte ve bu birliği koruya- cak tek insan olarak düşünülmek- tedir. Öteyandan, ülkedeki polis ve asker kuvvetlerinin bir bölüğü de Sukarnoya bağlı kalmaya devam et- mektedir. Özellikle paraşütçü kuv- vetleri varlıklarını ona borçlu bil- GEÇEN HAFTA DÜNYADA De Gaulle FRANSA — Fransız genel seçimlerinin ikinci turu, geride bıraktığımız haftanın sonunda yapıldı ve Fran- sız Milli Meclisinin önümüzdeki dört yıllık yapısı ni- hayet belli oldu: İlk turun hemen ertesinde De Gaul- le'cülerden yükselen turun sonunda, den hemen hemen atbaşı çıktıkları Şu satırların yazıldığı bakılırsa, Meclisteki 486 koltuktan 244'ünü De Gaul- le'cüler, 240'ını da muhalefet kazanmıştır. Dört koltu- gun sahibi henüz kesinlikle belli değildir. Fakat mu- halifler içinde Gisgard d'Estaing'in De Gaulle eğilim- li Bağımsız Cumhuriyetçileri ve oylarını U.N.R. ile birlikte kullanan bazı orta yolcu partiler ol- duğu düşünülürse, De Gaulle'ün bir dört yıl daha hü- kümet etmekte güçlük çekmeyeceği kendiliğinden or- taya çıkar. Komünistlerle Sol Federasyonun durumu- iyimser seslere rağmen, ikinci iktidarla muhalefetin bu seçimler- anlaşılmaktadır. sıraya kadar gelen haberlere genellikle na gelince; ikinci turda yaptıkları seçim işbirliği her ikisinin de işine yaramış görünüyor. Nitekim, Komünistler sayıla- rım 41'den 72'ye, Sol Federasyon ise 87'den Öyle anlaşılıyor ki, Meclisteki en kuvvetli muhalefet 116 ya çıkarmışlardır. şimdi bunlar- dan gelecektir. Hele Mendes * France gibi çok kuvvetli bir politikacı- nın sol cephe içinde, Meclise girmesi, son yıllarda meydanı pek boş r lan De Gaulle'cülere herhalde epeyce soğuk terler döktürecektir. İNGİLTERE — Geride bıraktığımız hafta İngilte rede de ara seçimi haftasıydı. İngiliz İşçi Partisi için deki sol kanadın Başbakan Wilson'a karşı açık bir is yan hareketine girişmiş olduğu bir sırada yapılan bu seçimlerde, 1964 yılında İşçilerin kazandığı, fakat sonradan çeşitli nedenlerle boşalan üç koltuk için ya- rışılıyordu. İşçiler, 1964 yılındaki kadar açık arayla olmasa da, Batı Rhondda'da ve Nuneaton'da yapı- lan seçimleri kazanmışlar, fakat Pollock'taki koltuğu muhafazakârlara kaptırmışlardır. Bu ara seçimlerin | de alınan sonuçların en dikkati çeken yönü, Galler bölgesindeki Batı Rhondda'da ve İskoçyadaki Pol-| lock'da Gal ve İskoç milliyetçilerinin ilk defa 10 bi-| nin üzerinde oy toplamayı başarmış olmalarıdır. Si-| yasal gözlemciler, bu gelişmenin nedenini milliyetçi! akımların giderek kuvvetlenmesinden çok, eyi, ler halkının merkezi hükümetin mahalli sorunlar kar- şısında gösterdiği anlayışsızlıkta aramaktadırlar.. BUNLAR DA OLDU 26 AKİS mektedirler. Bütün bunlara ek ola- rak, Ekim 1965 darbe denemesin- den sonra sağcıların. katliâmından kurtulup yeraltına sığınan veya ses- lerini çıkarmadan günlük hayatla- rım yaşamaya devam eden solcular, Sukarnonun kendileri için son şans olduğunu düşünmektedirler. Bu ba- kımdan, General Suhartonun, eğer Sukarno bütünbütüne işbaşından u- zaklaştırılacak olursa, Endonezya- da yeni bir iç savaş çıkacağını söy- lemesi, yersiz ve gereksiz bir kötüm- serlik sayılmamalıdır. Karışık günlerin eşiğinde .Şte, bugün Endonezya böyle bir İ tehlikenin eşiğine, gelmiş bulunu- yor. Bunun nedeni,' Kongreye ha- kim olan aşırı sağcıların, Generalin sözlerini dinlemek konusunda faz- la istekli olmamaları ve sonunda başkanlık sıfatını Sukarnonun elin- den almalarıdır. Kongrenin Sukar- nonun durumunu incelemekle gö- revlendirilen özel bir komitesi, es- ki liderin elinden başkanlık sıfatı da dahil bütün yetkilerinin alınma- sına karar vermiş ve bu karara ek- lediği bir notla da, Dr. Sukarno hak- kında 1965 darbe denemesiyle ilgili olarak bir soruşturma açılmasını istemiştir. Hatırlanacağı gibi, Endo- nezyadaki sağcı çevreler böyle bir soruşturmanın açılmasını daha ge- çen yılın ortalarından itibaren iste- meye başlamışlardı. lusal Kong- re, Suhartonun uyarmalarına rağ- men, bu kararları aynen benimse", miştir. Şu satırların yazıldığı sırada, Su- karnonun bütün bu olup bitenler karşısındaki tepkisi henüz bilinmi- yordu. Fakat Cakartadan gelen ba- zı haberler, eski başkanın, sağlık ne- denleriyle, bilinmeyen bir yöne gö- türüldüğünü bildirmektedirler. Öte- yandan, General Suhartonun, duru- mu daha fazla karıştırmamak için, şimdi oSukarnonun, eğilse, mahkeme önüne çıkarılmasını “önle” meye çalışacağı anlaşılıyor. Fakat böyle bir olay Sukarnoya yeniden kamuoyu karşısına çıkmak ve çok ustası olduğu demagojilere dön- mek fırsatını (o vereceği için, eski başkanın kendiliğinden mahkeme önüne çıkmak isteyip istemeyeceği bilinemez. Eğer Sukarno mücadele- den vazgeçmemeye karar vermişse ki öyle olduğu uzun bir süredir an- laşılmaktadır- o Endonezyayı ulusal bütünlüğünün parçalanmasına ka- dar gidebilecek güç günlerin, bekle- diğine şüphe edilmemelidir. 18 Mart 1967