YURTTA OLUP BİTENLER Disiplin Kuruluna sevk veya ola- ğanüstü kurultayda tüzük değişik- liği yapmak gibi iki fikir vardı. Derhal sevketmek formülü ( sakıncalı idi. Hukukçuların bu konuda ayrı fikir- de olmaları büyük ihtilâflar yarata- bilecek, üstelik, böyle bir imkândan yararlananları müşkil duruma dü- şürebilecekti. Sancar ve Satır tipi tecrübeli partililer ise hadiselere gaman bıra- kılarak ve açık verilmeden formül Yüksek Disiplin kuruluna . tü bir kurultay Me for- mül olarak, Çarşamba günü topla- nacak Parti Meclisine tavsiye “edil. mesine karar verdi. İlk karar, tekli- fin Genel Merkez tarafından yapıl- masıydı. Ecevit, toplantıdan sonra İnönüye gitti. Son karar Şalı günkü "Genel Merkez - Âkil adamlar" toplantısı Genel Başka- nın tavsiyesi üzerine yapıldı. Zira nönü, kendisi Kurultaya daha bir taraftarken, temas ettiği partinin bulunmasını Hattâ onlar, olağanüstü bir kurul- tavsiye (ediyorlardı. Hac Yolcuları Bu, bir ajans haberidir: "Sudanın yüz kadar tesir sahibi politikacısı bu yıl Suudi Arabis- tan Kralı Faysalın davetlisi olarak hacca gideceklerdir. Hacılar ara- sında, Genel İdare Kurulu Başkanı İsmail el Ezberinin başkanlığın- da 45 kişilik bir Milli Birlik Partisi heyeti, Umma Partisi Başkanı İ- mam el Hadi el Mehdinin başkanlığında gene 45 kişilik bir Umma Partisi heyeti ve Yasin Ömer el İmamın başkanlığında İslâm Andlaş- ması Cephesinin 10 kişilik heyeti bulunacaktır," Kral Faysalın böyle nazik bir daveti Sudana inhisar ettirmemesi çok muhtemeldir. Bilinen cömertliğiyle Suudi Arabistan kralı bunu bütün islâm, ülkelerine, bu arada tabii Türkiyeye de teşmil edebilir. Bu düşünceyle şimdiden, Ankarada, bir takım listeler hazırlanmak- tadır. A.P. heyetine Başbakan Demirlin başkanlık etmesi muhakkak görülmektedir. Onun yanına hiç şüphesiz Fethi Tevetoğlu, Faruk Sü- kan, "dış seyahat olsun da neresi olursa olsun" ekolünün mümtaz temsilcisi İhsan Sabri Çağlayangil, aynı ekolden Ertuğrul Akça, Hüs- nü Dikeçligil katılacaklardır .Kral Faysalın bir cemile olarak Elmalı, Serdengeçti, Kısakürek ve Osman Turandan mürekkep özel heyeti Bilgiçin başkanlığında davet etmesi beklenmektedir. C.H.P.'yi "beleş Kasım" adıyla daha çok tanınan Kasım Gülek yetkiyle temsil edecek- tir. Bir başka kalabalık heyeti de Turhan Feyzioğlunun başkanlığı, Emin Paksütün ikinci başkanlığı ve şimdiden bir kuran kursuna yazıl- dığı bildirilen Coşkun Kırpanın sözcülüğündeki Ç.E.P. teşkil ede- ir. Bu yolculuktan faydalanarak memleketin bu büyük kafalarının kendi aralarında Türkiyenin bir takım meselelerim karara bağlaya- cakları Başkentin siyasi çevrelerinde muhakkak sayılmaktadır. duğunu hissetmişti. Ecevit teprübelilerinin bazı tereddütleri ol- "onları tay kararı alınsa dahi, bunda acele edilmemesini, daha önce Grupta mücadele edilerek, Grup Yönetim Kurulunu isyancıların elinden al- mayı salim yol olarak görüyorlardı. Bunlar, Gruptaki ruh haleti deği- şikliğinin Oo farkındaydılar ve Gru- pa güveniyorlardı. Pazartesi günü Ecevit Kuzey - batı Anadolu gezisinden döndüğün- de, durum buydu. Merkez Yönetim Kurulu derhal toplandı ve olağanüs- 12 ikna edecek bilgilerimiz var" dedi. Genel Sekreter kendisine ve "âkil adamlar "ın sağduyusuna güveniyor- u, Dediği çıktı. Teşkilâtta esen ha- va ve Teşkilâtı o karıştırmak için Feyzioğlu ekibinin kararları ortaya tıktığında (o meselenin biran önce halline herkes lüzum gördü. Ç.E.P partiyi, mahalli oseçimlere gidilir- ken arkadan, hançerlemek niyetin- deydi. Üstelik, Senato da altı yılını AKİS doldurmuştu ve devrenin altı aydan fazla olamayacağına dair hüküm vardı, Ameliyat ne kadar erken ya- pılırsa tedavi o kadar çabuk ola- caktı, Ancak toplantıda, Kurultayın toplanması teklifinin Genel Baş- kan tarafından yapılması daha uy- gun görüldü. İnönü, akşam, Parti| Meclisinde (oOokunacak bu teklifini imzaladı. Toplantıda kendisi bulun- mayacak, başkanlığı Kemal Satır yapacaktı Bu şırada Ç.E.P. mensupları Ku- rultaya kendilerinin de taraftar ol- duklarıı söylüyorlar, hattâ Kurul- tayın, kendilerini dinledikten sonra kendilerine hak vereceğini ileri sü- rüyorlardı. Unuttukları, Kurultayın AP'li değil CHP'li üyeler tarafından teş- kil edileceğiydi ve Teşkilâtın kendi- lerine karşı tam bir galeyan halin- de olduğuydu, kurultay için akıllardaki tarih, 14 Nisandır. Üniversite Karamanın koyunu Son zamanlarda, T.B.M.M. kulisle- rinde sık sık rastlanan bir tip, bazı kimselerin dikkatini çekiyordu. Kısa boylu, uzun boyunlu, zayıf, a- lâmeriken traşlı, sağa - sola sallana- rak yürüyen bu iri gözlüklü adam, değişik zamanlarda, değişik kişiler- . le "halvet" halinde görülüyor, bu arada, bazı AP'li siyasilerle özel bir yakınlığının bulunduğu gözden kaç- mıyordu Merak edenler, kendisinin kimli- ğini ve Meclis kulislerindeki bol meşrubatlı halvetlerinin sebebini öğrenmekte gecikmediler. Bu şa- hıs, Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen -Edebiyat Fakültesi Dekanı, İh- san Doğramacı profesörlerinden Prof. Şaban Karataştı. Son zaman- larda onun bir "rektörlük sevdası- na tutulduğunu bilenler, Meclis ku- lislerindeki esrarengiz görüşmelerin sebebini de anlamakta zorluk çek- mediler. Adara, haklı olarak, "suyu başından tutmak" için çalışıyordu Çünkü, henüz tam özerkliğine ka- vuşmamış olan Atatürk Üniversite- si için Tektör tâyin yetkisi halen Milli Eğitim Bakanlığının elindeydi ve bu tâyin, Bakanlar Kurulundan 18 Mart 1967.