DÜNYADA OLUP BİTENLER Endonezya Biten efsane Çi değil, bundan daha üç-dört yıl öncesine kadar Sukarno adı bü- tün tarafsız ülkelerde bir ulusal li- derlik sembalü olarak görülüyor du. Bir uluslararası toplantıda Su- k kere, terazinin kefesini kendi yanına bastırmaya yetip artardı. Oysa bugün Sukarno kendi ulusu tarafından şişirilen balonuna gene kendi çevresindekilerin iğnesini ye- miş, oldukça hızlı bir sönüşten son- ra -hiç değilse görünüşte- siyaset a- lanından uzaklaşmak zorunda kal- mıştır. Bugün Sukarno artık Endonezya başkanı değildir. Geçen hafta Ca- kartada toplanan Endonezya Ulu- sal Danışma Kongresi, rejimin yeni kuvvetli adamı General Suhartonun i açıldığı ilk gün ri ve üzerindeki başkanlık sıfatını Yapılacak yeni seçimlere kadar, General Suharto, Endonezya- yı Başkan vekili olarak yönetecek- Asindi Sukarnonun elindeki bü- Sukarno Biten adam 18 Mart 1967 tün yetkiler zaten 1966 Martında a- lınmış ve General Suhartoya veril- mişti. Eğer Endonezyanın yeni kuv- yük bir çaba harcamıştır. Genera- lin Ulusal Danışma Kongresi önün- de söylediği sözler çok açıktır. Su- vetli adamı isteseydi, Sukarnonun oharto, eğer Sukarnonun başkanlık Köşe kapmaca Gestiğimiz haftanın ortalarında dünyadaki sayılı başkentlerin birka- çından birbiri peşinden alınan bazı haberler, gazetelerin gece sek- reterlerine pek heyecanlı dakikalar yaşattı. Sekreterler, bu haberlere göz gezdirdikleri zaman, eski Sovyet diktatörü Stalinin kızının Svet- lana Stalinin- Batıya sığındığını hemen ME fakat bu sığın- manın nasılı ve nedeni bir türlü anlaşılmıyor: Svetlananın annesinin ölümü de tıpkı böyle bir esrar perdesi içinde olmuştu. 1919 Martında Stalinie evlenen Nadya Allilueva, E- kim ihtilâlinin yirmibeşinci yıldönümünün kutlandığı bir gece, bü- tün Politbüro üyelerinin gözleri önünde, kocasının şiddet politikası- nı eleştirmiş ve ertesi sabah odasında ölü bulunmuştu.'Bundan kısa bir süre sonra, Stalinin pek sevdiği Svetlana da bir yahudi gence âşık olmuş ve Sovyet diktatörü, karısından sonra kızım da kaybet- mek bahasına da olsa, Svetlanayı Moskovadan uzaklaştırmıştır. Sta- lin ile kızı bundan sonra, diktatörün ölüm yatağı kenarında buluşa caklardır Uzun süre kendisinden söz edilmeyen Svetlana, şimdi, öyle anla- şılıyor ki, bu arada Brajeş Singh adını taşıyan ve Sovyet propaganda servislerinde çalışan bir hintli ile evlenmiştir. Singh'in ölümü üze- rine de, yanına kocasının küllerini alarak, geçen sonbaharda Hindis- tana gitmiştir. İşte bundan sonra neler olup bittiği pek iyi bilinemi- yor. Bazı haberlere göre Svetlana, Yeni Delhide Amerikan Elçiliğiyle temasa geçmiş ve Batıya sığınmak istediğini bildirmiştir. Ellerine her zaman böylesine bir propaganda fırsatı geçiremeyecek olan ame- rikalılar, şu sırada giriştikleri Sovyetler Birliğine yakınlaşma kam- panyasını düşünerek ve mutlaka büyük bir üzüntüyle, Svetlanayı Birleşik Amerikaya götürememişler, fakat bir uçağa koyarak, bir Batı Avrupa ülkesine sığınması için Romaya yollamışlardır. Bunun üzerine telâş sırası italyan yöneticilerine gelmiştir. Bir yandan, Yeni Delhideki amerikan makamları işin bu kadarını bile çevreden giz- lemeye çalışırlarken, Romadaki İtalyan yöneticileri de Svetlananın Romada olup olmadığı hakkında kimseye bilgi vermemişlerdir. Bu arada hintliler de olup bitenlerden pek telâşlanmışlar ve büyük bir gürültüyle Sovyetler Birliğine, bu olaydan hiçbir haberleri olmadığı- nı duyurmaya çalışmışlardır. Bereket versin, aradan birkaç gün geç- meden, Svetlananın İsviçrede karaya vurduğu ortaya çıkmış ve böy- lece, isviçreliler hariç, herkes rahat bir nefes almıştır. Bu arada pek açıkgöz bir amerikan dergisi, Stalinin kızı ortaya çıkar çıkmaz, Svet- lananın varlığı bile pek şüpheli olan anılarını satın almak için he- men ilk arttırmayı yapıvermiştir,, Büyük devletler arasındaki ilişkilerin son günlerde nereden ne- reye geldiğini anlamak için bundan daha güzel bir örnek bulunamaz. Bir zamanlar Batı için bulunmaz bir propaganda madeni sayılacak bir olay bugün herkese soğuk terler döktürmekte, Stalinin kızını bir ülkeden ötekine kaçırmış veya saklamış olmanın sorumunu yüklen- meye hiç kimse yanaşmamaktadır. Tevekkeli, "atanın ölüsü, evlâdın dirisinden yeğdir" dememişler, ' başkanlık sıfatım da şimdiye kadar çoktan kaldırırdı. Fakat Suharto, Kongrenin son gününe kadar, bu sıfatın Sukarnoda kalması için bü- sıfatı kaldırılırsa donezyada yeni bir iç savaş çıkabileceğini ileri sür- müştür. Gerçekten, Generali bu ko- nuda haksız bulmak mümkün de- 25