DÜNYADA OLUP BİTENLER Sovyetler Birliği Çözülemeyen mesele (geride bıraktığımız hafta içinde top- lanan Sovyet (Yüksek Meclisinde konuşan Krutçef, kendine has hare ketli konuşmasıyla, elini kolunu sal layar rak: — Unutmayınız ki yoldaşlar, za man değişti. Stalinle Molotof iktidar da oldukları zaman Sovyettler Birli ğinde açlık hüküm sürüyordu. Hattâ 1947 yılında açlıktan ölenler olmuştu Böyle olduğu halde (dışarıya buğday satılıyordu o zamanlar. Oysa biz bu- gün, ne yapıp yapıp herkese ekmek bu- lalım diye düşünüyoruz" diyordu. Sovyet Başbakanının Yüksek Mec- lisin ateşli onayı ile karşılanan bu söz- leri, Rusyanın bugün karşı karşıya bu- lunduğu en önemli meseleyi bütün a- çıklığıyla ortaya koymaktadır: — Kırk yıldır endüstrileşip büyük ve kuvwvetli bir devlet olmak peşinde koşan Rus- ya, bugün ne enerji yokluğu çekmekte, ne üretim malları kıtlığından yanıp yakılmakta, ne de savunma gücünün sadığından endişe duymaktadır. Fakat bütün bu varlara karşılık, tarımı yıl- lar yılıdır bir türlü düzelememiş, tarım ürünleri bir türlü halkın tüketimini karşılar çoklukta olmamıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse, ta- rım durumunun Sovyetler Birliği için önemli bir mesele olduğunu (açıkca ilk defa kabullenen kimse, Krutçef- tir. Bugünün Başbakanı, işbaşına gel- diği günden başlayarak tarım mesele- leri üzerine eğilmiş, hemen her önem- li iç politika konuşmasında bu mese- lelere değinmekten bıkıp usanmamış- tır. Gerçekten, Sovyet liderlerinin de kabul ettiği gibi, bugün Sovyetler Bir- liğinin tarım üretimi halkın ihtiyaçla- rına yetmekten çok uzaktır. Birleşik Amerikada ohalkın ancak onda biri tarımla uğraşıp, geri kalan onda do- kuzu bol bol besler hattâ hükümetin başına dert olan üretim fazlalarına yol açarken, o Sovyetler Birliğinde halkın üçte birinden çoğu tarımla uğraşmak- ta, gene de geriye okalan üçte ikiyi beslemekte güçlük çekmektedir, Hele havaların kötü gittiği yıllar (odurum daha da kötüleşmekte, tıpkı bu yıl ol- duğu gibi, dışarıdan buğday aramak zorunluğu ortaya çıkmaktadır. Kronik bir başağrısı gr tarımının bugünkü yetersizli- ğinin nedenleri çok ve karmaşıktır. Bir kere, bütün gücünü ağır endüstri- ye veren Stalin, tarımla ilgili mesele- leri görmezlikten gelmiştir. Staline gö- Stalin ve Krutçef Biri ekti, biri biçiyor re Sovyet Rusyanın kuvvetli ve büyük olmak üzere bütün sorumlular tarafin- bir devlet olması için herşeyden önce ağır endüstriyi geliştirmek gerekti ve bu amaca ulaşıncaya kadar tarımdan "bir türlü haraç" alınacaktı. İhmal ve kötü kullanma seklinde alınan bu "haraç", hiç şüphesiz, Sovyet tarımı- nın bugünkü durumuna önemli etki- ler yapmıştır. Krutçef dizginleri eline aldıktan sonra durumda değişiklikler yapmak i- çin büyük gayret göstermiştir. Ürü- nü çoğaltmak için ilk olarak ekilen alanları genişletmeyi düşünmüş, 1954- 57 yıllan arasında Uralların doğusun- da, özellikle Kazakistan ve Batı Sibir- yada yeni tarım alanları açılmıştır. Bu deneme beklenen- sonucu vermeyince Krutçef, 1958 yılından başlayarak, ta- rım plânlamasında ve teşkilâtında de- gişiklikler yaparak üretimi çoğaltmak istemiştir. Bu konuda atılan en ileri adımlar 1960 yılına raslamaktadır. Bu adımlarla Tarım Bakanlığının yetki- leri daraltılıp çiftlik ihtiyaçlarının te- mini ve tarım ürünleri piyasasının dü- zenlenmesi doğrudan doğruya Bakan- lar Kuruluna bağlı birer teknik komi- teye verilmişse de, gene o günden bu- yana beklenen Solüçlar alınmış değil- dir. Sovyetler Birliğinde tarımın istenen verimi sağlayamaması, başta Krutçef dan iklim şartlarıyla açıklanmak iste nilmektedir. İşin aslında, bu iddiada önemli bir gerçek payı yok değildir. Sovyet ülkesinin büyük bir parçasında, özellikle kuzey ve kuzey-doğu kesin- lerde işi çok erkenden düşmekte, ba- na karşılık güney-doğu kesimleri de yeteri kadar yağmur almamaktadır. Toprak ise asırlardır işlene işlene ve- rimini yitirmiştir. 1959 ve 1960 yılların- da erken bastıran kışın yalnız ürünle- ri değil, kasaplık hayvanları da kırıp geçirdiği hâlâ hatırlardadır. İşçiler ve ortaklar atılı uzmanların büyük bir çoğun- Buğu ise, Sovyet tarımının başarı- sızlığını tarım düzeninin bozukluğuna ve tekniğin geriliğine yüklemek eğili- mindedirler. Sovyetler Birliğinde kişilerin top- rak sahibi olmak hakkı olmadığı için, tarım işletmeciliği iki türlü kuruluşun aracılığıyla (yapılmaktadır. Bunların birincisi, "devlet çiftlikleri" diye çev- rilebilecek "soykhoz" lardır. Soykhoz- lar doğrudan doğruya devlet eliyle İş- letilen çiftliklerdir, yöneticileri devlet tarafından seçilir, işçileri tıpkı sanayi işçileri gibi belli gündelik alırlar. Bu- gün Sovyetler Birliğinde toprağın aşa- $ı yukarı dörtte biri devlet tarafın- dan işletilmektedir. AKİS/21