TARİH runmak üzere hududu aştı (o -bulun- dukları toprak alman hududunun dı- şında kalmıştı- ve silâhlarıyla birlikte içeriye doğru ilerledi. Bu sırada Ta- rm Genel Direktörü von Kapp bir milliyetçi grubun başındaydı. Gelen adamların kendisine destek olabilece- gini düşündü ve bunların yardımını sağladı. Bunlar Berlin'e yürüdüler. Za- fer de kazandılar. Meşru hükümet başkentten kaçtı. Kapp kendini Şan sölye ilan etti. Ancak, bilhassa Ber linde ve Ruhr'da tesirini gösteren bir umumi grev karşısında Kapp dayana madı. Bu sırada, Ruhr bölgesinde sov- yet tipi asker ve işçi konseyleri te- şekkül etmişti. Ordu, General von Seekt'in komutasında harekete geçti ve meşru hükümetin Berline dönme- sinden sonra bunları ezdi. İkinci bir hadise, Yukarı Silezya- daki plebisit üzerine koptu. Versay andlaşması gereğince bölgenin omu- kadderatını tayin için bir plebisit ya- pıldı. Almanya 707 bin, Polonya 479 bin oy aldı. Bunun üzerine Müttefik- ler, bölgeyi iki memleket arasında taksim etmeyi kararlaştırdı. Bu, bü- tün Almanyada infial uyandırdı. Or- du Hükümete bağlı bulunduğuna gö- re harekete geçemezdi. Eski halk kuvvetlerinin ve Kapp darbesi kıta- larının mensupları Polonyaya giden trenlere, bavullarında sökülmüş top- bombaları ile bir mukavemet ha reketi düzenlediler. İki hafta devam eden savaş sonunda Polonyalıları ez- diler. Ama Müttefikler tazyikte bu lundular ve alman hükümeti birlik- leri dağıttı. Karışıklıklar, harp tazminatı ko- nusundaki Paris ve Londra Konfe- ransları sırasında büsbütün arttı. Müttefiklerin talepleri reddedilince fransız kıtaları Duseldorf, Duisburg ve Rurhst'u işgal ettiler. Alman mil- leti, hakareti ta yüreğinde hissetti ve ayaklandı. Bu hareketler bilhassa Bavyerada müsait iklim buldu. Bu- nun bir sebebi şudur: Berlinde ove Prusyada solcu partiler duruma ha- kimden Bavyerada, Eisner temizlen- dikten sonra Başkan von Kahr sol fikirlere aleyhtar, ir iktidar urmuştur ve Münihe hakimdir. Bal- tıkta ve Silezyada faaliyet gösterin dağıtılan halk kuvvetlerinin mensup- ları şimdi Münihe akmaktadır. Bu hareketleri Ordu ve Adalet mekanizması müsamaha ile karşıla- maktadır. Savunma Bakanı Noske as- kerleri meşru hükümetin emri altına alamamaktadır. Cumhuriyete (o karşı düşmanlık ile Versayı kabul etmeme aynı etiket altında görüldüğünden, darbeci her sanık Adaletin elinden pek az ceza veya beraat suretiyle kurtulmaktadır. Weimar Cumhuriyetinde herkes, her an ihtilâl veya darbe beklemek- tedir. Hükümet duruma hakim de- Şildir. Temeldeki sebep Bi rağmen, Sosyal Demokrat eimar Cumhuriyetine karşı girişi- len bu nasyonalist taarruz, en ziyade hudut bölgelerinde revaçtadır ve e- linde kafi kuvvet yoktur. Hareket, ekonomik ve sosyal sahalardaki te- sirleriyle mana ifade etti. Güven ve istikrar hissinin kaybolması, huzurun bir türlü gelmemesi, bütün anarşist kuvvetlerin elele vermesi Hükümeti iktisat meselelerinin üzerine eğilemez hale getirdi. Weimar Cumhuriyeti, İmparator luktan bir eli yağda, bir eli oObalda memleket devralmadı. 1914-18 o ara- sında Almanya kısa ve uzun vadeli istikrazlara gitmiş ama bilhassa enf- lasyona başvurmuş harbi öyle finan- se etmişti. Enflasyon kağıt para bas- mak şeklinde olmuştu. Bunun netice si 1914 ile 1918 arasında iç fiyat- lar üç misli yüksekli. Markın dış satın alma gücü ise dahada çok düştü tü. 1919'dan itibaren, yeni hüküme- tin bütçesini denkleştirme gayretleri başarı kazanmadı. Tedavüldeki para hacmi büsbütün arttı. Temmuz 1922 ile Haziran 1923 arasında Almanya görülmemiş bir enflasyon afetiyle karşılaştı. Ocak 1923'te tedavülde 1.984 milyar mark varken bu miktar Haziranda 17.291 milyara, Ağustosta 116.402 milyara, Kasımda 92.844.720 700 milyara çıktı. Ocak 1923'te 1 do- lar 18 bin marktı. Temmuzda 160 bin oldu. Ağustosta kur I milyondu. Ka- sımda 4 milyarla 1 dolar alınır hale gelindi. Daha sonra, işe trilyonlar karıştı. Fiyatlar günden güne değil saatten saate yükselir oldu. Lokan- talarda yemek fiyatlarının yemekten Yunus Nadi roman yarışmasında CELÂL HAFİFBİLEK'in Hâdise olan eseri SESSİZLER SOKAĞI ÇIKTI Fiatı : 4 lira İsteme adresi : Rüzgârlı Sokak No. 15 ANKARA AKİS — 444 sonra değil, önce ödettirildiği günler işte bunlardır. Bütün ölçüler kısa za- manda altüst oldu. Para, artık cüz- danda değil bavulda taşınıyordu. Mal- lar sonsuz sıfırlı rakamlarla, fakat yok pahasına satılıyordu. Bir dükka- nın sahibi duvarlarını badana et- tirmektense banknotla kaplattırmayı daha ucuz buldu. Enflasyon gelip çatınca niş halk tabakalarını mahveden bu korkunç enflâsyon, daima olduğu gibi kısa vadeli düşünen iş adamla- rının ekmeğine yağ sürdü. Bilhassa sanayiciler çok memnundular. Kur iç fiyatlardan ve talepten daha çabuk düştüğü için bu, ihraç için prim teş- kil ediyor ve ekonomik canlılık sağ- lıyordu. Almanlar, enflâsyon içinde zenginleşmenin tadım aldılar. İşçiye verilen ücret kendisini ancak aç tut- maya yetiyordu. Maliyet rakam ola- rak yüksek, değer bakımından hiç- ti. Bu devirde dünya kadar şirket ku- ruldu, sanayi imparatorlukları, kon- zenrn'ler doğdu. Thyssen'in maden ve çelik konsorsiyumu bunların en meş- hurlarından biridir. Otto Wolff o ve Hugo Stinnes devrin iş adamlarıdır. Enflâsyon en anormal ticaret ve sa- nayiye bile yaşama hakkı verdi. İf- las diye bir şey kalmadı. 1913'de her ay 815 iflâs görülürken Kasım 1023'te 8 iflâs vakasına şahit olundu. oEnf- lâsyonun bu marazi tesiri, acısını e- konomi sahasında ancak daha sonra- ları hissettirdi. Sosyal sahada ise beklenen oldu: 1919 ile 1922 yazı a- rasında işsizlik gittikçe azaldı. 1922 yazında fiilen kayboldu. İşçi talebiy- le birlikte kâğıt üzerinde ücretler de artıyordu. Böylece geniş bir "şehir proletaryası" teşekkül etti. Köylerden şehirlere akın arttı. Sabit gelirli or- ta sınıf tamamiyle kayboldu. Zengin çok zengin, fakir çok fakir oldu. Top- lumun üst tabakasıyla alt tabakası arasındaki mesafe gittikçe açıldı. Su- ni şişkinlik en sonda tarım sahasına da zarar vermeye başladı. Artık, maddeten, ihtiyaç kadar para basmak imkânı kalmamıştı. Mark başdöndürücü hızla yuvarlanı- yordu. Belediyelere, hatta müessese- lere ek para çıkarmak yetkisi tanındı. Köylü bu para karşılığı mal vermi- yordu. Şehirler açlık tehlikesiyle kar- şı karşıyaydılar. Enflâsyon mukadder neticesini veriyordu. Komünist teh- likesi yeniden baş göstermişti. İşte, Adolf Hitler adında bir a- dam böyle bir Almanyada, bir gün küçük, manasız, kudretsiz ve gülünç Alman İşçi Partisinin kapısından içe- ri girdi ve politika hayatına atıl dı. (Önümüzdeki yazı: Adam - Adolf Hitler kimdir?)