13 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

13 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mıştır. D.P. nin menfaati elinden alın- mış, ya da takibata uğramış bir ufak kısmının yakınlarıyla ideal arkadaş- larının teşkil ettikleri küçük ekalli- yetin dışında, A.P. kongrelerinin uğ- raştıkları meseleler ve oralarda söy- lenen laflar hiç kimseyi tatmin et- memektedir. Hele «Bu millet ne iş, ne ekmek, ne refah istiyor. Bu millet af istiyor, afl» incisi, A.P. nin slo- ganı olarak bitirdiğimiz hafta içinde dudaktan dudağa dolaştı ve dolaştığı dudakların bükülmesine yol açtı. A.P., bu sloganıyla fikri hüviyetini aldı. Şu anda, A.P. kongrelerinde ya 1946-50 D.P. sinin, ya da 1957 - 60 C.H.P. sinin kongrelerinde kullanılan bir edebiyattan başka ses işitilme- mektedir. Haftanın sonunda bir gün A.P. Meclis Grup Başkanı Sadettin Bilgiç, kopyacılıkta gülünçlüğe (o ka- dar gittiğini dahi farketmeksizin, İh- tilal öncesi C.H.P. lilerinin feryadını «Korkunun ecele faydası Patenti C.H.P. lilerde bu- zler, A.P. de bir de muhayyele a mevcudiyetinin delilini teşkil et Fakat A. p keneler incisi- ni gene A.P. nin Genel Başkanı Pa- Ppesipleri bir zamanlar Anayasaya maledilen Cum- o zaman nasıl prensipsiz ka- de o zamandan beri esaslarını tamamen terk yoluna girerek inkıraza sürüklenmektedir huriyet Halk Partisi, larak hezimete uğradıysa, şimdi hususi manalar vermeğe çalıştığı Bu, bir uydurma başyazarın dehşetengiz başllızısı- nın başlangıcıdır. la Paşa büyük bir fütursuzluk için- de yumurtladı. Haftanın sonunda cu- martesi günü piyasaya arzedilen ga- zetelerin bazılarında şu haber vardı: ledeceğim. Sizlerin, yuvalarınıza dö- nüp çalışmanızı istiyorum". A. P. nin akıllı başı, bundan son- ra da: "Türkiyede doğumun kontro- lünü durdurmak istiyorlar. Ben bu- nun aleyhindeyim. oMemleketimizde nüfus ihtiyacı vardır. Bu memleket 60 milyonu besler. a çok ça- lışmak lazım." demekte Bu sözler, doğrusu bu EN kahka- halarla karşılandı. Bir tek hatibin bir tek ciddi ko- nuya dokunma seviyesine gelmediği A.P. kongreleri, iki sebepten, taklit ettiği iki devrin neticesini vermeye- cektir : Önce, şartlar başkadır. Son- ra, iktidar sinirini hiç bozmamakta. kös dinleyip kendi işine bakmakta- dır. Bu pazar, A.P. kongrelerinde ay- nı minval edildiği sırada Başbakan İnönü Egeden başkente dönecek ve ilk iş olarak Yardımcılarından eko- nomik ve sosyal meselelerle alâkalı bunun sebebi, gelmeleri, tefsir etmeleri, alan kuvvetleri, YURTTA OLUP BİTENLER çalışmalar hakkında bilgi alacaktır. Pazartesi sabahı da, Plânlama Dairesine gidip plân o çalışmalarına sakin sakin başkanlık edecektir. Törenler Millete adananlar (Günlerden cumaydı. Boğucu bir sıcak başkenti yakıp kavuru- yordu. Ankaranın şehre hakim te- pelerinden birinde bulunan o Askeri, Gülhane Tıb Akademisinin mermer merdivenli büyük kapısı önünde mah- zun bir kalabalık bulunuyordu. Bin- lerce kişi gözleri kapıyı dikilmiş bir vaziyette beklediler beklediler. Ta ki kahredici saatin akrep ile yelkova- nı üst üste gelsin ve 12'yı göstersin. am Oo saatte üzerinde Tıbbiye- nin sembolü olan yılanlı rozetin bu- lunduğu kapıda bir tabut gözüktü. Tabut Türk bayrağına sarılmıştı. Tabutun tam önünde sarı saçlarının düştüğü alnı pırıl pırıl terlemiş orta boylu genç bir adam bulunuyordu. Adamın gözleri yaşlı bağrı yanıktı. Onun tam solunda bir başkası var- dı. Daha uzun boyluydu onun da göz- leri yaşlıydı. «1946 Ruhu» bir feryat koparmak, demagojinin şaheserlerini vermek ile yeniden canlanacaktır. Ne hayal! D.P. eğer battıysa D.P. başlarının 1954'ten sonra, kendile- rini iktidara getiren “1946 Ruhu'nu hiç anlamaz hale onu bugünkü çömezleri gibi tamamen hatalı elde posayı tutup o ruhu asıl yaratmış rakip C.H.P. ye kaptırmalarıdır. D.P. "İzmirliler İnönüye alâka göstermedi." Bu, bir uydurma gazetenin havadis başlığıdır. "C.H.P. yurdun her tarafında çöküyor." Bu, bir uydurma haber organının sansasyonel açık- lamasıdır. Böyle başyazı başlangıçları, böyle havadis başlık- ları, böyle sansasyonel açıklamalar son on yıllarını Türkiyede geçirmiş olanların meçhulü değildir. On yıl müddetle D.P. li başyazarlar -hem, gecekondu başya- zarlar değil- bunu söylediler. D.P. li gazeteler -hem uydurma gazeteler değil- bu başlığı kullandılar. D.P. li haber organları -hem, ayakta güç duran haber organ- ları değil- bu sansasyonel açıklamalarda bulundular. On yılın sonunda, dev gibi bir C.H.P. karşısında seçim yapıp iktidarı vermektense diktatörlüğü denemeyi ter- cih eden D.P. büyükleri kendilerini, partilerini ve mem- leketi tarifsiz felâkete sürüklediler. Memleket, şükür Allaha kurtulmak üzeredir ama, kendileri ve partileri bir daha dönmemecesine tarihin yaprakları arasında kaybolup gittiler. Şimdi, hamamda şarkı söyleyip sesine hayran kalan akıllı gibi bir çömez takımı "Yağ satarım, bal satarım.. Ustam gitti, ben satarım" türküsünü bağıra bağıra ça- ğırıyor. Elindeki bayrak, meşhur “1946 Ruhu"dur. Sa- nıyorlar ki bu ruh C.H.P. ile İnönüye çatmak, her gün gandayla avutulan kütlelere, besleme basına, menfaat önünde gözü kamaşan, sopa karşısında ödü patlayan ay- dınlara dayanmak suretiyle bu memlekete hakim olu- nabilir. Boş hayal! 1950'de D.P. yi iktidara getirenler, onu 1960'da yok eden sağlam kuvvetlerin ta kendisidir. “1946 Ruhu" bu kuvvetlerin eseridir. D.P., o kuvvetleri karşısına aldığı gün kendi ölüm fermanını imzalamıştır. Bugün aynı kuvvetler, bütün hışımlarıyla D.P. nin bayağı kopyası A.P. nin karşısındadır. 1946'yı düşününüz! Demokratik, devrimci, faziletli Türkiyeyi yaratacağı sanılan D.P. nin safında veya ya- nında coşmuş sağlam kuvvetler: Genç subaylar, genç talebeler, genç gazeteciler, genç öğretmenler, genç na- muslu aydınlar.. Ruh, onların ruhu olmuştur. D.P. baş- ları, o ruhu sadece kanalize etmişlerdir. İnkâr edilmez başarıları budur. Sonra, kanalize ettikleri kuvvetlerden ayılmışlar ve belâlarını bulmuşlardır 1946 Ruhu, hâlâ alev alev yanıyor. Ama, ölmek, yorganda ölmekten evlâdır" dığı kongrelerde değil. Onların, tam karşısında... "Urganda naralarının atıl-

Bu sayıdan diğer sayfalar: