meşhur Unter den Linden üzerindeki İmparatorluk sarayında, 1917de Re- ichstag'daki sosyalist gruptan kop- muş olan Müstakil Sosyalistlerin ken- dilerine Spartakist adını vermiş müf- rit kanadı da, liderleri Rosa Luxem- burg - salon sosyalistlerinden çok i- lerde, bir anarşist kadın- ve Karl Liebknecht'in idaresinde toplantıda- dır. Spartakistler, Berlinde kurulmuş Asker Konseylerinin de çok solunda- dırlar ve Moskovadakinin eşi bir Pro- letarya Diktatörlüğü peşindedirler. 9 Kasım günü niyetleri, bir Sovyet Cum- huriyeti ilan etmektir. Durumu haber alan Sosyal oDe- mokratların iki liderinden Scheide- mann Meclisin Koenigsplatz'a bakan pencerelerinden birine koştu. Aşağı- da büyük bir kalabalık toplanmıştı. Scheidemann başını uzattı ve arka- daşlarının tam, kati mutabakatını al- mamış bulunduğu halde Cumhuriye- ti ilân etti. Berlindeki İşçi ve Asker Konseyleri duruma hakim oldular. Cumhuriyetin idaresini Ebert'in baş- kanlığındaki altı üyeli bir direktuva- ra, Halk Komiserleri Konseyine dev- rettiler. İşte Weimar anayasası, böyle ku- rulmuş Cumhuriyetin arkadan gelen istimi oldu. Mevcut kuvvetler (Cumhuriyetin ilanıyla beraber, al- man toplumunda üç kuvvet dini belli etti. Bunların birincisi, ik- tidarda olan Ebert'in Sosyal Demok- ratlarıdır. Sosyal Demokratların a* sılları, 1848'de Alman İmparatorlu- gunun kurulduğu sırada (Hohenzol- lern -Alman İmparatorluk ailesi-'lere yenilmiş olan liberaller, yani askeri aristokrasi önünde boyun eğmiş kü- çük burjuvazidir. Bunlar, kelimenin o devirdeki manasıyla gerçek ihtilâlci değildirler. Bolşeviklerin Oo yaptıkları tarzda radikal değişiklikler (o isteme- mektedirler. Tercih ettikleri, orta yol- dur. Cumhuriyeti kurmuşlardır, bir anayasayı gerçekleştireceklerdir. . İ- dealleri liberal - siyasi manada- ve demokratik bir Cumhuriyettir. İhti- rasları askeri Almanyanın yerine bir teknik Almanya kurmaktır. Birinci Dünya Harbi sonrasında Sosyal De- mokratlar İkinci Dünya Harbi son- rası Hristiyan Demokratlarıdır. İkinci kuvwvet, ihtilâlci kuvvetler- dir. Evvelâ Asker Konseyleri vardır. Bunlar Kasım içinde yerden mantar gibi bitmişlerdir. Ancak coğrafi ve sosyal bakımdan bir birlik manzara- sı arzetmedikleri gibi aynı tarzda da düşünmemektedirler. Nitekim, bunla- rın Berlindeki temsilcilerinin kurduk- ları Merkez Komitesidir ki Cumhu- riyetin idaresini Halk (Komiserleri Konseyine devretmiştir. Asıl ihtilâlciler, Müstakil Sosya- listlerdir. Bunlar ve bilhassa Sparta- kistler bolşeviktirler. Rusyada Lenin ve arkadaşlarının gerçekleştirdikleri- ni Almanyada tekrarlamak istemek- tedirler. Cumhuriyetle, Demokrasiyle alâkaları yoktur. Bunları eskimiş ad- detmektedirler. Berlinde şefleri, oLi- ebknecht ve Luxemburg'la birlikte Ledebour, Münihte Kurt Eisner'dir. Mevcut üçüncü kuvvet Ordu, da- ha doğrusu Genel Kurmaydır. Genel Kurmay, bağımsız kalmıştır. Harpten önce İmparatorluk Reichstag'ına he- sap vermeyen Genel Kurmayın, Cum- huriyetin zayıf Reichstag'ına boyun eğeceğini sanmak hayaldir. Ordu, sa- dece İmparatoru tanımıştır. Şimdi şefi, Mareşal Hindenburg'tur. Ordu, kendini harpte yenilmiş saymamakta- TARİH fon çaldı. Telefon, doğrudan doğruya Spa'daki Başkomutanlık Karargâhına bağlıydı. Bu, gizli ve hususi bir hat- tı. Ebert odada yalnızdı. Telefonu aç- tı. Karşıdaki ses "Ben, Groener" de- di. Ebert ile General Groener arasın- da, daha 1916'tan itibaren bir dostluk kurulmuştu, İki adam defalarca baş- başa vermişler, iyi gitmeyen harp ta- lihi karşısında monarşiyi ve anavata- nı nasıl kurtaracaklarını konuşmuş- lardı. Sosyalist liderle Ordunun? nu- maralı adamı, Cumhuriyetin ilân olun- duğu o gün aynı konuyu bir defa da- ha görüştüler. Ebert anarşi ve bolşe- viklikle mücadele edeceğini bildirdi, Ordunun ananelerini koruma ve onla- ra riayet etme sözü verdi. Bunun üze- rine Groener Ordunun yeni rejimi ve hükümeti bütün imkânlarıyla koru* Alman ordusunun subayları Sakat bir felsefenin kurbanları dır. Nitekim Başbakan Ebert, müta- rekeden sonra dönen kuvvetleri Bran- deburg kapısında "Sizleri selamlarım. Sizler ki savaş meydanlarından yenil- mez olarak dönmektesiniz.." diye kar- şılayacaktır. urulan İttifak vw Cumhuriyeti, daha ilk hafta- larda ihtilâlci kuvvetler tehdit itti. Halk Komiserleri Konseyinin içinde, solcu elemanlar vardır. Bunlar, İşçi ve Asker Konseylerine dayanarak memleketi idare etmek niyetindedir- ler. Buna mukabil Ebert ve taraftar- ları başka fikirdedirler. Dayanacak- ları kuvvet olarak, onlar da Orduyu seçtiler. 9 Kasım günü, Cumhuriyetin ilâ- nından bir kaç saat sonra Ebert'in Berlindeki Başbakanlık odasında tele- yacağını söyledi.. Başbakan sordu: Feld a Başkomutan o- erek kalacak mı? Groener müsbet cevap verince E- bert : Feld Mareşale, Hükümetin şükranını iletiniz.." dedi ükümetin de, Ordu başlarının da kâfasında Rusyada cereyan etmiş va- kaların heyulası vardı. Cumhuriyetin kuruluşunu takip eden haftalar, bu- a bir boş endişe olmadığını göster- könimeiein ayaklanm. po ihtilâli, Benide Aralık ayında zafer kazandı. O ayın ba- şında Almanya Sovyetleri Kongresi Berlinde toplandı. Bunlar, memleke- tin dört bir tarafındaki İşçi ve Asker Konseylerinin delegeleriydi. Toplantı-