YURTTA OLUP BİTENLER. elerde durum bir parça tebellür et- miş, tarafların fikirleri, karşılıklı tartışmalardan sonra iyi-kötü bir sonuca bağlanmıştı. Hükümetin, A. P.li Bakanların da iştirak ettiği, af konusundaki bildirisi, halkoyunda, ki tarafın anlaşma zemini bulmağa doğru gittiği fikrini doğurmuştu. Ba- zı gazetelerin -ki bunlar devamlı su- -ette aynı telden çalmaktadırlar- ya- nına rağmen, iki tarafın anlaşmaya yaklaştığını gösteren gerçekler teb- liğde mevcuttu. İşte bundan dolayı- işin kolaylıkla halledilebile- gi iyi niyetli bazı politikacılar ta- rafından söyleniyordu. oOAncak pa- ırtesi toplantısında meselenin biç de o kadar kolay olmadığı anlaşıldı, sıraA. P. heyeti, kalındığı yerden haşlamak şöyle dursun, daha gerile- meye gidip, meseleyi yeni baştan ele al- mak temayülünü gösterdi. İlk söz- ri, "Haziranda af çıksın" oldu. O gün Başbakan İnönü, A. P. li po- likacıları sadece dinledi. A. P. liler konuştular, konuştular. Meseleyi sa- *e bir noktadan mütalâa ediyorlar, fın, Meclis tatile girmeden çık- -asını ve kademelerin biraz daha mullendirilmesini istiyorlardı. Af ın siyasi yatırım konusu yapılması- istemelerine rağmen, seçmenleri- n önüne bol malzemeyle gitmeyi a- kıllarına koymuş gibi konuşuyorlar- Müzakerelerde ziyadesiyle sıkı- n, obocalayan ve buram buram ter- leyen, A. P. nin teşkilât Başkanı bir oObakıma Genel Başkan Vekili- Orhan Kapanlı oldu. Arefe günü hükümetleA. P. Genel İdare Kuru- arasında kuryelik yapan Kapanlı P. Genel İdare Kurulunun bu ko- daki fikrini Hükümete taşırken sına böyle çorapların örüleceğim mediğinden, Genel Başkanın dav- tuşını hayretler içinde karşıladı ve karşı tarafın nâzik tebessümleri al- da ezildi. Nitekim Kapanlı, top- lantıyı müteakip, Genel İdare Kuru- lundaki vazifesinden istifa ettiğini P. li İdarecilere bildirdi. £ Böyle- kendisiyle daha fazla oynanma- nın önüne geçmiş olacak, hiç değil- arefe günü yaptığı ogörüşmelerin yükünü omuzlarındanatacaktı. O gün, Kapanlının istifasını ogeri alması hususunda A. P. nin mutedil milletvekilleri ne kadar uğraştılarsa sonuç elde edemediler. Ama bir gün sonra Kapanlı istifadan vazgeç- meyi evlâ buldu ve olaylar kendisini haklı çıkardı. Böylece, Koalisyonun (kanadını teşkil eden A. P. ve C P, arasında yeniden büyük aykırı- lar ortaya çıktı. lider ki.. birgün sonraki toplantı daha ha- raretli ve tarafları birbirleriyle da- Haluk Nurbaki Kafada et yerine beyin olunca... ha çok karşı karşıya bırakacak şe- kilde cereyan etti. A. P. Genel Baş- kanının fikri de vuzuha kavuştu. A. P. heyetindeki çoğunluğun iste- ği, uzun ve dolambaçlı sözlerden son- ra anlaşıldı. A. P. evvelâ, affın bi- rinci kademesinin Haziran içinde ta- hakkukunu istiyordu. Ayni zaman- da, kademenin biraz daha genişle- tilmesi, 20 yıla mahkümların da affa Kemal Bağcılar Yolunu şaşırdı dahil edilmesi (o talepler arasındaydı. Hele "müebbet"ler de affın şümulü- ne girerse, anlaşmamak için sebep yoktu! A. P. Genel İdare Kurulu- nun fikri de buydu! İş buraya kadar gelince Başbakan İnönü duruma müdahale etmek lü- zumunu hissetti. Bir evvelki toplan- tıda A, P. Genel İdare Kurulunun fikri olarak kendisine A. P. li Ba- kanlar tarafından söylenenlerle şim- di ifade edilenler arasında dünyalar kadar fark vardı. Kim doğru söylü- yordu, bunu anlamak gerekmektey- di. Başbakan, Gümüşpalaya durumu izah etti. Hükümetin, Bakanların ifadelerine göre hazırlanan bildirisi- ni A. P. kanadının tasvip ettiği osa- nılmaktaydı. A.P. Genel Başkanı, iie kur- — Bakanlarım beni, alimin bize oyun etmişler" dedi. Konuşmaların burasında bir A. P. li Bakan dayanamadı. Aynı zaman- da Genel İdare Kurulu üyesi bulunan emi Ökten: — Nasıl olur, Paşam? Biz ara- mızda neler konuştuysak burada on- ları naklettik. O zaman aldığımız karara göre bir bildiri hazırladık ve altına istisnasız hepimiz imzamızı attık" dedi. Mesele öyle karışık bir duruma gir- mişti ki, Başbakan İnönü durumu bütün açıklığıyla öğrenmek arzusuy- la masadaki oturuş nizamına kendisinden uzak olan A. P. 11 Bakanları yanına çağırdı. Bakanlar Hükümet Başkanına izahat vermek üzere yanına gittiler. Oturduğu yer- de rahatsızlanmış gibi hareketler ya- müşpalanın mırıldandığı görüldü: "— Paşa, dikta yapma!" A. P. Genel Başkanının mırıltı ha- linde söylediklerini ancak çok yakı- nında bulunanlar duyabilmiş/terdi. Ya- nında bulunanlar, Gümüşpalanın "Pa- şa, baskı yapıyorsun" gibilerden bir lâf etmek istediğini birkaç o da- kika düşündükten sonra o bulabildi- ler ve bu tip dil sürçmelerine alışık olduklarından -zira Gümüşpalada ra- kamları şaşırma, sıralayamama gibi gariplikler de vardır- sadece gülüm- sediler. Başbakan İnönü A. P. li Bakan- larla konuşmakta olduğundan, Gü- müşpalanın dediklerini duymadı. Müzakerelerin bundan sonraki kıs- mı Gümüşpalanın Bakanlarından şi- kâyeti ve A, P. Genel İdare (oOKu- rulu üyelerinin affın şekli hakkın- daki görüşmeleriyle geçti. A. P. AKİS, 23 MAYIS 1962