na karşı uyanık olmalıdırlar" denil- miştir. İhtiyatlı TEKSİF'çiler -Teks- til Sendikasının kısaltılmış adı - 27 Mayıs İhtilâli öncesinde, ziyadesiyle meşhur Nuri Beşerin başında bulun- duğu Türk - İşin ne hallere düştüğü- nü gördüklerinden, "yoğurdu üfliye- rek yeme" prensibinden şaşmama ka- rarında olduklarını göstermişlerdir. İstanbul Tekstil ve Örme Sanayii İşçilerinin Müşterek Pazar konusun- daki görüşleri de, Müşterek Pazara a- lınmamız ile ilgili müzakerelerin ya- pıldığı şu günlerde, Türkiyede çalı- şanların hakları bakımından önem ta- şımaktadır. TEKSİF'çiler haklı ihti- yatlılıklarını burada da göstermişler ve Müşterek Pazara girmenin önce bir "bünye" meselesi olduğu üzerinde İttifak etmişler ve herşeyden önce "yer li sanayinin ıstırap çekmemesi için ge- rekli tedbirlerin alınmasını" tavsiye etmişlerdir. Aksi halde, esasen mev- cut olan işsizliğin daha da artması TEKSİF'çilere göre çok muhtemeldir ye "eğer işsizlik bu güne kadar rast- lanmadık bir seviyeye ulaşırsa şaşkın- lık gösterilmemeli" dir "Kuru Maliyeci" Fakat TEKSİF'çilerin asıl gayretle- ri vergi politikasına teksif edilmiş- tir: Raporun en mükemmel olarak ha- zırlanan kısmının bu olduğunda, he- men herkes ittifak etmektedir. Gelir Vergisi tadilâtının sadece büyük ka- zançlı ticaret erbabına yaradığım ve emekçiler aleyhine bazı durumların ortaya çıktığını obelirten raporda, "Alaybek Komisyonu" adıyla tanınan Vergi Reformu Komitesine de yükle- nilmektedir. Maliye Bakanı Şefik 1- nanın geniş ölçüde vergi kaçırdıkla- rını belirttiği yüksek gelir grupları- nın, vergi nisbetlerini indirmekle ne faydalar sağlanacağının bilinmediği, bilâkis Alaybek Komisyonunun yeni, vergi kaçırma imkânları sağladığı i- fade edilmektedir. Alaybek Komisyo- nunun teklif ettiği "yatırım indiri- mi"nin, Ziraat ve ticarete büyük iş- letme sahiplerine yıllarca vergi öde- meme imkânı sağlıyacağı ileri sürül- mektedir. TEKSİF'çiler Tavizler Ko- misyonu diye adlandırdıkları "Alay- bek Komisyonu"na ve tabii bu arada Maliye. Vekili Şefik İnana da vergi reformlarındaki haksızlıklar (o konu- sunda, veryansın etmektedirler. Ku- ru Maliyeci Şefik İnan -tâbir, Bahir Ersoya aittir- TEKSİF'çilere göre, takip ettiği vergi pilitikası ile Devlet gelirlerini azaltarak kalkınmayı bal- talayıcı bir tavır takınmıştır. 193 sayılı kanunun dar gelirliler aleyhi- ne tâdil edilmesini liği" dikası liderleri, bu arada ünlü vergi AKİS, 28 MAYIS 1962 Yunus Kara Dinamik o yardıma uzmanı Kaldor'un, vergi sistemimiz hakkındaki tenkidlerine hak vermek- te ve şöyle demektedirler : "Bu politikadan 180 derecelik bir dönüş yapılmadığı takdirde plân, kalkınma ve sosyal adalet (o lâfları kendi kendimizi aldatmaktan başka bir manaya gelmiyecektir." Karagözün evinde olanlar İstanbul Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Kongresinde, halen-idare- 11. Dönem Faaliyet Raporu Dikkate değer bir çalışma YURTTA OLUP BİTENLER yi elinde tutan Bahir Ersoy - Yunus Kara - Sabri Tığlı üçlüsüne muhale- fette bulunulmaması ve eski ekibin yeniden seçilmesi son derece muhte- meldir. Türk - İş Başkanı Seyfi De- mirsoyun Kongre Başkanı seçildiği kongreye ( İstanbuldaki (o Amerikan diplomatik misyonu büyük alâka göstermiştir. Amerikan Başkonsolo- su Ben Hill Brown ile Amerikanın Türkiye İktisadi Yardım Misyonu Başkanı Van Dyke, Bahir (o Ersoya başvurarak (o kongreyi takip et- mek istediklerini (o bildirmişlerdir. TEKSİF"in Cağaloğlunda, Cemalna- dir Sokağındaki, Karagözün evini an- dıran minyatür ve bastıkça tahtaları gıcırdayan merkezi, kongreden önce delegelerin uğrak yeri olmuştur. Ça- lışkan ve dinamik Genel Sekreter Yu- nus Kara, yorgunluktan ve çalışmak- tan süzülmüştür. Sempatik Bahir Er- soy ise, her zamanki mühmel ve mü- tevazı görünüşü ile AKİS Muhabiri- ne: "Pazar günkü imtihana hazırlan- dığım" söylemiştir. Aslında (o "imti- han", sadece Bahir Ersoyun değil, Türk işçisinin imtihanıdır ve İstan- bul Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri idarecileri, bu imtihanın ilk kademe- sini "yazıl olarak başarıyla vermiş- lerdir Basın Yalancının mumu Bitirdiğimiz haftanın Oo sonlarında, cuma günü, Meclis salonlarında genç bir milletvekili, takip edeceği hareket tarzını Basın mensuplarının kararlaştırmasını istiyordu. İstanbul Milletvekili Suphi Baykamı son dere- ce üzen hâdise, bir takım gazeteler- de yapılan neşriyattı. D. P. devri zen- ginlerinden Muammer Kıranerin Za- feri ile A. P. nin Sonhavadisi ve meş- hur ve malüm Yeni İstanbulun mal bulmuş mağribi gibi yapıştıkları na- her, Baykamın bir çanta satıcısıyla kavga ettiğine, hattâ karşılıklı tokat- laştığına dairdi. Haberin gazetelerde intişarından bir gün sonra Baykam, bayram dola yısıyla gittiği İstanbuldan döndü. Ba sın mensuplarına, bilhassa adı geçen gazetelerin muhabirlerine, hâdisenin kendisiyle hiç bir ilgisi bulunmadığı nı söyledi, bahis konusu çanta satıcı sının dahi hadiseye ismi karışan mil- letvekilinin kendisi olmadığını üzüle- rek ifade ettiğini açıkladı ve sonra Ba sın mensuplarına sordu: — Basına tekzip göndermek iste- miyorum. Şimdi olayı öğrendiniz. Na sıl isterseniz öyle bir açıklama koyu; ve bir insanın e oynamış du ruma düşmey 13