fasla karışıklık olmadı, Kemal Sa- C.H. P. nin görüşünü açıkladı ve son sözünü söyledi. Turhan Kapanlı -sözcü olarak seçilmişti- o Başbakan- dan yarım saatlik bir ara verilmesi talebinde bulundu. İşte ne olduysa bu sırada oldu. Şi- nasi Osma büyük bir ciddiyetle -evet ciddiyetle- lâfa karıştı. Araya lüzum olmadığını, müzakerelere devam e- A. P. Genel Sek- evvelâ arkadaşları- Hele Osmanın teklifini Gümüşpala destekleyince iş adama- kıllı çığırından çıktı. Başbakan İnö- nü, kimin fikrini kabul emek gerek- tiğini taraflara (osükünetle sorunca, mutediller ayaklandılar ve müzake- rulu kendi arasında toplandı. dillerin düşüncesi, durumu arkadaş- larına bir kere daha izah etmek ve beyhude ısrardan vazgeçmelerini söy- lemekti. Belki kendilerine birkaç ki- şi daha katılır ve durumları daha da iyi olurdu. Nitekim ara toplantısın- da Cevdet Perin de Kapanlı - Nurbaki safına iştirak etti. Gümüşpalaya ge- lince o, toplantıya katılmaya bile lüzum görmemişti. Karar, gene çoğunlukla alındı. İ- kinci deli Bi müşterek masaya oturul- duğunda yüzler gülüyordu. Gelgele- lim, A. P. Genel Başkanı öyle bir ha- rekette bulundu ki, ortalık birden ka- rışıverdi. Sözcü Kapanlı, A. P. nin fikrini, Hükümetle beraber olduklarını belirt- Şinasi Osma Has Yaver-i AKİS, 28 MAYIS 1962 ti. Gümüşpala buna şiddetle itiraz etti ve aynı fikirde olmadıklarını, af- fın Haziran ayı içinde çıkması ge- rektiğini söyledi. Kapanlı, Genel Başkanın bu sözleri üzerine yumru- gunu masaya vurdu — Bu ne biçim Doll elim bu ne biçim anlayıştır Paşa? Orada böy- le karar alırsınız, burada gelip baş- ka türlü söylersiniz. Biz 12 arkadaş. Hükümet teklifinin altına imzamızı koyacağız" i. Kapanlının çıkışı Gümüşpala ve etrafındakileri ciddi surette şaşırttı. Evvelâ Gümüşpala, sonra Osma ve diğerleri -Kemal Bağcılar, Vedat Ali Özkan, Saadettin Bilgiç- salonu ter» kettiler. Diğer A.P. Genel İdare Kuru- lu üyelerine gelince onlar protokolü . imzaladılar ve rahat bir nefes aldılar. Günlerce devam eden kavga böylece sona erdi, taraflar anlaşmaya var- dılar A. P. Genel Başkanıyla dört üye- nin hareketi kısa zamanda Meclis- te yayıldı. Hele Gümüşpalanın, "mil- letin sinesine avdet edeceğim" sö- züyle son bulan demeci A. P. li mil- letvekillerinden birçoğunu ziyadesiy- le sevindirdi! Koalisyonun sarsılmasına sebep o- lacak bu çekişmenin başlangıcı | bir kaç ay öncesine uzanmaktadır. An- cak son kertesine haftanın başında gelmiştir. Bir arpa boyu.. O gün İnönü, koluna sıkı sıkıya ya- pıştığı A. P. Genel İdare Kurulu üyesi Halük Nurbakiye: — Artık tahammülüm kalmadı, sabrımı tükettiler Nurbaki" dediğin- de saatler 20.30'u gösteriyordu. Başbakan, Meclisin büyük kapısına giden koridoru kolunda genç politi- kacı olduğu halde adımladı. Bir yan- dan Nurbakiyle konuşuyor, bir yan- dan öbür tarafındaki Başbakan Yar- dımcısı Akif Eyidoğana sualler (o so- ruyordu. A. P. li genç politikacı, Başbakana cevap verdi: "— Aman Paşam, sizin sabrınızı millet tüketemedi, bizimkiler mi tü- ketecek?.." Başbakan gülümsedi. Başını ha- fifçe sallıyarak A. P. Genel İdare Kurulunda mutedil olmasıyla ün yap- mış politikacıya biraz daha eğildi ve l ham- İnönü sabırlıdır diyorlar. Tahammülün faydası kalmıyor" de- di Nurbaki İnönünün sözlerini gülüm- siyerek başıyla tasdik etti. Başbakan da gülümsedi ve sözünü şöyle bağla- dı: YURTTA OLUP BİTENLER Ragıp Gümüşpala Pas tuttu "— Tahammül, tahammül... Amal bir bakarsın bir gün güneş doğar... Ardından hemen, yaranda yürü- mekte olan Başbakan çardımcısı A- kif” Eyidoğana döndü — Eyidoğan, Ispartadan geliyor- sun, nasıl vaziyet?" diye sordu. Başbakan Yardımcısı karşısında biraz şaşaladı. leri ki bu ani sual| Sonra gü- — İyi, Paşam. Ispartada dört yapraklı yonca yetişiyormuş" dedi İnönü gülümsedi ve in o- MZ elini koyar. — Bu omuzlar Si dar yükü ar- tık çekmez Eyidoğan. Artık taham- mül etmiyeceğim.." Başbakanın sözleri o günün politik portresini çizmesi bakımından olduk- ça önemliydi. Gazeteciler dudakla- rını ısırdılar. Birşeyler daha söyli- yeceğini umdukları için Başbakanın peşinden ayrılmadılar, küçük Opel o- tomobiline kadar kendisini takip et- tiler. İnönü başka birşey konuşma- dı. Uğurlıyanları gülümsiyerek se- lâmladı ve Meclisten Çankayada yerine doğru yola koyuldu. Günler- den salıydı ve politik çevrelerde ol- dukça gergin bir hava hüküm sür- mekteydi. İki partinin, saat 14'te başlayan, Koalisyonla ilgili toplan sıson derece ilgili sahnelerle seçim iki parti arasında büyük çekişme olmuştu. Hikâye, K. K. K. toplantısına ka- ulan A. P. ekibinin belli fikirler masaya oturmasından doğdu. Bun dan evvel cereyan eden ve Hüküme- tin bir tebliğiyle son bulan müzalf