İKTİSADİ VE MALİ Piyasa Ferahlığa doğru "Bitirdiğimiz haftanın başlarında, pa- Zartesi günü emaktar Dördüncü Vakıf Handaki İstanbul Ticaret Oda- sının toplantı salonunda Ticaret, Ma- liye, Sanayi ve Tarım Bakanlığı tem- silcileriyle Devlet Plânlama lâtı uzmanları, Odalar Birliği, İ bul Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları, Ege Sana- yi Odası, İzmir Ticaret Odası, ile An- kara, Adana, Eskişehir gibi oObüyük merkezlerin ticaret ve sanayi odaları mümessilleri bir araya geldiler. Oda- lar Birliği Tatbikat Müdürü İsmail Beyoğhınun başkanlığında asgari 40, âzami 70 kişiyle toplanan bu heyet, kota sisteminin mahzurlarım ve bu sistemden sanayicinin ve tüccarın Şi- kâyetlerini enine boyuna müzakere etti. Sabah saat 9'da başlayıp kısa bir öğle yemeği paydosundan sonra akşamın geç vakitlerine kadar süren yorucu, fakat o nisbette faydalı top- lantılarda kota sisteminin o tatbika- tında tüccar ve sanayicilere bir çok kolaylık sağlıyacak kararlar alındı. 1958 yılından itibaren tatbik edi- len kota sistemi, daha birinci kotadan itibaren kısmen liberasyon sistemine dönmüş, liberasyon, ithalâtın © 29'u nisbetinde tatbik edilmeye ( başlanıl- mıştır. 26 29 la başlıyan liberasyon, daha sonraki kotalarda yükselmiş ve 8. kotaya kadar & 50 nin üzerine çık- mıştır. Her kota devresinde, gerek re- jimin esaslarını tanzim eden Dış Ti- caret Kararnamesiyle ithalât yönet- meliği, gerekse liberasyon veya "glo- bal kota" denilen tahsisli ithal malla- rı listesi, ithalâtımızı sıkan ve itha- lâtçıları müşkül mevkide bırakan hu- suslardan ayıklanmak suretiyle tekâ- mül ettirilmiştir. Ancak hiç bir za- tam ve mütekâmil bir liberas- yon listesiyle tahsis ithal malları lis- tesine erişilememiştir. İşte (oODördüncü Vakıf o Han- daki toplantıda, - bu şekilde bir listenin tanzimi için emle- kete ithal edilecek malların envanteri" denilen kâfi derecede ma- lâmatın bulunması ve ithal edilecek malların istatistik rakamlarına sahip olmanın lâzımgeldiği belirtildi. Rejimin hastalığı Özel Sektör nezdinde kota sistemin- de başlıyan şikâyetler (o yukarıda AKİS, 28 MAYIS 1962 İhsan Gürsan Ferahlık yolunda geçen üç esaslı nokta yüzünden doğ- maktadır. Bu suretle ticaret rejimi- ni köstekleyen bir unsur meydana çık- tığı gibi, arzu edilmeyen bir takım kazançların sağlanması da yerli sana- yinin baltalanmasına sebebiyet ver- mektedir. Kota rejiminin hastalığı, başlıca bu üç unsurdan meydana gel- mekle beraber bunun yanında bir iki nokta daha vardır ki bu, kota rejimi başladığından bu yana bir tür- lü tedavi edilememiş ve yara artık "kangren" olmuştur. Bunlar, hakiki ithalâtçıların yanında "peyk" itha- lâtçıların türemesi, fazla mal, ithal etme imkânına kavuşmak için tale- bin aşırı derecede artması, bazı mad- delerde yeni yeni kullanma sahaları- nın teşekkülü ve bazı maddeler hak- kında ise hiç bir bilgiye sahip olunma- ması gibi noktalardır. Hataları, kusurları, eksiklikleri ve ya hastalıkları bu esaslar üzerinden tesbit edilen kotaların tedavi çareleri- ni aramak ve bunun neticesinde piya- saya kâfi derecede mal enjekte ede- bilmek, sanayii ihtiyaç duyduğu ham meddelere kavuşturmak ve bir takım kimselerin kotaların doğurduğu mah- zurlar yüzünden fahiş kazançlar sağ- lamasını önlemek gerekiyordu. . İşte bu maksatla hem ilgili (bakanlıklar, hem de tüccar ve sanayicilerin tem- silcileriyle İstanbul Ticaret Odasın- SAHADA da 21 Mayıstan beri devam eden bu toplantı tertip edildi. Toplantının a- macı, hastalığı teşhis edilen rejim ve listelerin noksan taraflarını bertaraf etmek, iktisadi tedbirlerle hastayı te- davi etmekti. Hiç şüphesiz bu hastalı- ğı kökünden tedavi edecek çare, itha- lât rejiminde topyekün liberasyona gitmek olacaktı. Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, döviz imkânlarının mahdut oluşu ve yerli sanayinin bazı mallarda kalite, fiyat ve miktar iti- bariyle kifayeti tam bir liberasyona gitme imkânlarını ortadan kaldırı- yordu. Ticaret Odasında 9, kota için çalışan heyet, müzakerelerinde, katıl- mak için teşebbüsde bulunduğumuz Ortak Pazarın dış ticarette serbesti ve paraların konvertibilitesi esasına da- yandığını göz önünde bulundurmuş ve bu sebeple Türk parasını en kısa za- manda konvertibiliteye sahip kılmak ve ithalâtımızı "libere" etmek, alı- nan tedbirlerin temel siyasetini teş- kil etmiştir. Kota mı, başka bir sistem mi? pazartesi günü başlıyan toplantıda ithalâtçı ve sanayicilerin derdi o- larak 8. kotadan beri devam eden şi- kâyetler ortaya dökülmüştür. Bunla- rın başlıcalarını, liberasyon listesin- de bazı malların provizyon noksanlığı dolayısıyla transfer (o edilememesiyle, tahsisli ithal malları listesinde hissele- rin çok cüzi nisbetlerde düşmesi neti- cesinde o malların ithal edilememesi ve dolayısiyle ithalâtçılarımızın itha- lâttan mahrum kalmaları teşkil (o et- miştir. Toplantılarda meselenin bütü- nüyle halledilmesi cihetine gidilmiş ve bir takım prensip ve esaslar üzerinde durularak kota sisteminden başka bit sistemin bulunmasına çalışılmıştır. Ancak, yeni bulunacak sistemlerin tatbikinin zaman ve imkâna bağlı ol' duğu düşünülmüştür. Daha iyi bir yol olarak, mevcut sistemin ithalâtı' mızı sıkan ve İthalâtçıyı güç durum' da bırakan hususlarının tâdili ehveni' ser görülmüştür. Bunların bertaraf e- dilmesinin bugün için daha pratik ve faydalı olduğu düşünülerek çalışmala- rın istikameti de bu yola dökülmüş' tür. Yıllardan beri bu işle meşgul o- lan ve Türkiyede kota rejiminin tatbi- katını en iyi bilenlerden biri olan, top- lantıların başkanı İsmail Beyoğlu, O- dalar Birliğinin teklifi olarak bazı ted- birler getirmiştir. Gene kota rejiminin tatbikatını iyi bilen, Devlet Plânlama Teşkilâtından Mustafa Renksiz bulu- 19