DÜNYADA OLUP BİTENLER Fransa Kurtulan çeteci Cezayiri kana boyayan Gizli Ordu teşkilâtının şefi olarak 15 Mayıs- tan beri yüksek askeri mahkemede yargılanan eski General Raoul Sa- lan, 7. oturumda müebbet hapse mahküm edilmiştir. Yargılamada Salan ancak bir kere, o da ilk oturumda konuşmuş, bütün mesuliyeti kabul ettiğini, ancak bir çete reisi değil, bir Fransız Genera- li olduğunu, aldatıldığını ifade etmiş- tir. Avukatlar -dört kişi olup bun- lardan en azılıları Tixier-Vignancour namındaki aşırı sağcı ve daima Ce- zayirli (o Fransızların menfaatlerini müdafaa etmiş bir kimsedir- soruş- turmanın ve muhakeme usülünün uy- gun olmadığı ve sanığa savunma hakkım tam manasıyla bahşetmediği iddiası ile Salan'ın susmasını iste- mişlerdir. o Esasen daha ilk sorgu- sunda bu usüle başvuran Salan, mu- hakeme safhalarında da tam bir sü- küt muhafaza etmiştir. Hattâ bir de- fa bizzat mahkeme başkanının Zze- hirli bir ifade ile dediği gibi, bu usül belki de Salan için en uygun savun- madır. Avukatlar bidayette mahkemenin selâhiyetsizliğini ileri sürmüşlerse de bu iddia makbul addedilmemiştir. Bundan sonra dört avukat, zemini a- dım adım müdafaa ederek oSalan'ı evvelâ bir milli kahraman gibi gös- termeye çalışmışlar, bu olmayınca onun eski ve başarılı hizmetlerinden bahsetmişler, o da tutmayınca, müek- killerinin aldatılmış bir iyi niyetli kimse olduğunu ileri sürmüşler, en sonunda da mahkemenin atıfetine sı- gınmışlardır. Sonunda mahkeme çar- şamba günü Salan hakkındaki oka- rarını tefhim etmiştir: Bazı hafifle- tici sebeplerden faydalandırılan o Sa- lan ölüme değil, müebbet hapse mah- küm edilmiştir. Tanıklar Dâvada 50 kadar tanık dinlenmiştir. Bunların çoğu, müdafaanın gösterdiği tanıklardır. Dinlenenler arasında es- ki Cumhurbaşkanı Rene Coty, eski Başbakan Michel Debre, birçok Ge- neral ve Amiral, hattâ üç de papaz vardır. Tanıkların bir kısmı, eski Generali kayırır gibi okonuşmuşlardır. e Diğer bir kısmı ise sanığı açıkça müdafaa etmiş ve mazur göstermeye çalışmış- tır. Bunlar arasında Salan'ı hürmet- le selâmlayanalara da rastgelinmiş- ttr. Fakat öte yandan iki şahit Var- dı ki bunları Savcı istemiştir: Gene- AKİS, 28 MAYIS 1962 Raoul Salan Sallanmaktan kurtuldu ral Ailleret ve Morin... Biri Cezayir- de Başkumandanlık, diğeri hükümet delegeliği etmiştir. Bu iki tanık his- siyata kapılmadan, sırf olayları Oko- nuşturarak oşahadette bulundular. Suçlama müthişti: Salan Cezayirde yalnız kadın-erkek. hıristiyan-müs- lüman, fark gözetmeden adam öldü- rülmesinden, çocuk cesetlerinin kal- dırımlara serilmesinden mesul olmak- la kalmıyordu. Bir suçu daha var- dı ki, o da, çocuk denecek yaşta gençleri katil hareketlerine teşvik etmesi, teşvik ne demek, bu yolda onlara emir vermesiydi. Salan öldür- mek ve öldürtmekle yetinmemiş, ay- nı zamanda yeni katiller yetiştirmiş- ti. Morin'in (oolaylara ve zabıtlara müsteniden sakin bir ifade ile söy- lediği bu sözler bir an için sanığı el- leriyle yüzünü kapamaya mecbur et- ti. Hiç çaresi yok, Salan başını kay- bedeceğini anlamıştı. Karar Bu şartlar içinde ve Salan'ın yar- dımcısı Jouhaud'yu ölüme mah- küm etmiş olan mahkemenin Salan'a daha hafif bir ceza kesemiyeceği ka- naatinin paylaşıldığı bir sırada, Giz- li Ordu Şefinin sadece müebbet hap- se mahküm edilmesi bir bomba tesi- ri yaptı. Bundan en çok şaşıranlar bizzat Salan ve Onu tutanlar oldu. Mahkeme salonunda avaz avaz bağı- rarak yargıçlara teşekkür etmeleri, birbirlerini okucaklamaları, ayılıp bayılmaları ve Salan'ın bir an için- de gözyaşlarından kahkahalara geç- mesi bunu gösteriyordu. Evet, Sa- lan gülüyordu. Hem de kahkahalar- la... Kime gülüyordu acaba? İnsanın bunu cevaplamaya dili varmıyor. Fakat öte yanda "Ayıptır, bu ka- r, Cezayirde ölenlerin ruhuna ha- karettir." diyenler de vardı. da Adliye önünde başlayan "Cezayir Fransızdır!" naralarına karışıp gitti. Aradan bunca zaman geçmiş bu- lunuyor. Fransa, başını iki elinin a- rasına almış, hâlâ düşünmektedir. Bu bir vicdan muhasebesini andırı- yor. Gazeteler, hatta hükümet, ka- rardan hoşnut olmadıklarım açıkça söylemekten çekinmiyorlar. Neden böyle oldu? "Bu, Gizli Or- Aksine, çete- nin şımarıp büsbütün azacağından korkanlar da var. Hele Cezayirde a- sayişi korumakla görevli olanlar -Fransız ve müslüman- kararı açık- ça tenkid ettiler. Cezayir Kurtuluş Cephesi bir teb- liğ yayınlayarak, bunun Gizli Ordu- karışıklık (o yaratabilecek (o şeylerdir. Hele şimdi bir de Jouhaud var ki, ö- lüme mahküm edilmiş, bu ikinci de- recedeki çetebaşının durumu ayrı bir başağrısıdır. Asya Kımıldayan dekor Laosta komünist kuvvetlerin başa- rı kazanması ve Kralcıları si üzerine Amerikan-Birleşik letlerinin müdahalesi ve Yedinci Fi- lonun vasıtalarile Taylanda asker çıkarılması görünüşte hadisesiz geç- ti. Bahusus ki, bu ilk ve tek taraflı inisyatife kısa zamanda SEATO -Gü- ney Batı Asya Paktı- nun kolektifi bir teşebbüsü mahiyeti verilmekte de gecikilmedi. oPaktın bütün üyeleri -Fransa hariç- yardıma hazır olduk- larını bildirdiler. Bir kısmı bu konu- da karar da aldı. Komünist hükümetler bu icraatı protesto ettilerse de,- en az şimdilik, işi ileri götürmek lüzumunu duyma- dılar. SEATO mekanizması, komü- nist sızmalarına karşı mükemmel de- nebilecek bir tempo ile işliyordu. An- cak, bütün bu harekâtın dekoru kı- pırdanmakta idi. SEATO'nun kap- ladığı bölgede orman üstünden geçen rüzgâr gibi bir hışırtı vardı. Her şey- den evvel Japonya bu işe endişeli gözlerle (o bakmaya başladı. e Çünkü 21