SAN Haberler Dil açık oturuma Türk Dil Kurumunun istanbulda düzenlediği ilk açık oturum 19 Mayıs günü Edebiyat Fakültesi- nin A-3 anfisinde yapıldı. Açık oturumun konusu "Dilde Öz- leşmenin Sınırı Ne Olmalıdır?" dı. Havanın son derece güzel ve Mithat Paşa Stadyumunda da gösteriler ol- masına rağmen anfi belirli saatte ta- mamen dolmuştu. Yöneticiler, saba- hın erken saatlerinde açık oturumun bekledikleri ilgiyi göremiyeceğinin üzüntüsü içindeydiler. Durum, bu kaygının yersizliğini gösterdi. Oturumu yönetmek görevi Ord. Prof. İlhami Civaoğluya verilmişti. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tahsin Banguoğlunun açış konuşma- sından sonra Agâh Sırrı Levend, Tan- zimattan bu yana dilde arılaşma saf- halarını özetliyen ve ilgiyle izlenen bir konuşma yaptı. çık oturumculardan ilk sözü Asım Aksoy alarak özleşme konusu üzerinde konuştu ve Kurumun genel tutumu üzerinde bilgi verdi. Açık oturumda Dr. Muharrem Er- gin, Konur, Cavit Orhan Tütengil, A- sım Bezirci, Aziz Nesin, Hikmet Diz- daroğlu, Doç. Dr. İsmet Sungurbey ilgi çekici konuşmalar yaptılar. Ko- nuşmak için söz alanların sayısı 15'i bulmuştur. Genellikle dilde özleşmenin gerek- liliği üzerinde birleşildi. Çatışma da- Muharremi Ergin ile öbür konuşucular arasında oldu. Türk Dil Kurumu Tanıtma Kolu- nun düzenlediği bu ilk açık oturum, umulduğundan çok fayda sağladı. Bu ilk denemeden elde edilen tecrübe- lerle daha da geliştirilmiş yeni açık oturumlar düzenlemek üzere Tanıt ma Kolu çalışmalara girişmiştir. Dürer, Schöllkopf, Grleshaber Bitirdiğimiz haftanın sonunda Al- man Kütüphanesinde üç Alman gravürcünün sergisi açıldı. Alman Kütüphanesi, yaptırdığı yeni ve son derece sevimli salonunda, Kütüphane Müdürü Dr. Baer'in dikkatli ve ve- rimli çalışmalariyle sergiler, konser- ler, konferanslar düzenleme yoluna girmiş, böylece Ankara yeni bir kül- tür merkezi daha kazanmıştır. Dr. Baer, bu işin başına geldiği kı- sa süre içinde Ankarada sanat ve kültür çevrelerinde osempati kazan- mıştır. Bilgisi ve çalışkanlığıyla bu AKİS, 28 MAYIS 1962 A T sempatiyi birleştirince Alman Kütüp- hanesinin en belirgin bir kültür ve sanat yuvası olmaya yöneldiği ken- diliğinden anlaşılıyor. Bu sefer açılan sergi Stuttgart Dış Münasebetler Enstitüsünün yar- dımıyla düzenlenmiştir. Üç ünlü ve büyük gravürcünün yy rı ilgiyle seyredilmektedir. Dr. in açış konuşmasındaki yetkili açık- lamaları ve yorumu, seyircilerin e- serleri (odeğerlendirmesine o yardımcı oldu. Bu yorum ve açıklamaların bun- dan sonra broşürlerde de yer alması- nın yararlılığını belirtmek yerinde o- lacaktır. 2 Hazirana kadar açık ka- lacak olan sergiyi herhalde görmek gerekir. Alman — Kardeşim kd dedi, "içecek bir şeyin yok m Oğuzcanın yüzü ME Eloğlu- ya ciddi ciddi baktı | — Var olmasına, var, ama..." de- — Varsa ne e SN versene. Neri var mesela? Oğuzcan isteksiz isteksiz: "— Kanyak" diye cevap verdi. ASE — Ols sun” dedi, ii olsun. "ne yapalım, kan» Oğuzcan masasında o hafifçe doğ- ruldu, dost ve sıcak bir sesle Eloğlu- ya öğüt vermeye başladı: — Bak Metinciğim" dedi, "bu se- nin yaptığın doğru değil. Vazgeç sen. Kütüphanesinde açılan Sergiden bir eser Yabancı diyarlardan çizgiler Mevsimin son konseri bu işten. Hepimiz içiyoruz içmesi- Mevsimin son konseri de bitirdiği- miz haftanın sonunda gene Al- man Kütüphanesinde verildi. Gazi Eğitim Enstitüsü Müzik Bölümü Ko- rosunun Prof. Eduard Zuckmayer yönetiminde verdiği konser (ilgiyle izlendi. o Avrupa koro repertuvarın- dan seçilmiş eserlerle Türkülerinden düzenlenen program zengindi. Koro başarılıydı. Sağlıksever bir ozan Bundan bir süre önce ozan ve res- sam Metin Eloğlu, Ankaralıların özlemini çektiği (Ümit Yaşar Oğuz- canın 'bürosuna gitmişti. Oğuzcan her zamanki konutseverliğiyle Eloğ- luyu karşıladı, yer gösterdi, o sigara verdi. Bir süre şundan bundan konuş- tular. Sonra Eloğlu: ne, ama senin gibi mi ya? Daha sa- bahın onbuçuğu. Bu saatte de içki- ye başlanır mı? Bu zıkkım akşam- ları içilir. Daha gençsin. Çoluk ço- cuk sahibisin. İyi bir sanatçısın. Doğ- ru değil böyle sabah sabah içkiye başlaman. Sık kendini biraz, topar- lan. Doğru değil bu. Düşün bir ke- re, herşeyden önce sıhhatini düşün. Sağlığına zarar verir kardeşim, böy- le sabah sabah içki içmek.. Değil mi ama?" Eloğlu, hayli uzun süren bu dost- ça öğüdü sessiz sedasız, hatta başı önünde dinledi, sonra gülümser bir yüzle Oğuzcana baktı: "— Peki Reis" dedi "içki içmek sağlığa zarar verir, oObunu anladım. Ya intihar etmek sağlığı korur mu?" 2/