şinci kademe, son savunma hattı ola- rak tesbit edildi. Birlikler, alacakları emirlere göre ağır ağır yürüyüşe ge- çecek ve şehrin içindeki oRodyoevi, Postahane, Meclis ve Telefon Müdür- lüğü gibi kilit mevkilerini tutacak- lardı. Birlikler ağır ağır yayılmağa baş- ladılar. İlk önce, şehrin kült noktala. rı tutulacaktı. Bunların başında, kom- şu Genel Kurmay Başkanlığı vardı. Başkanlıkta henüz hiç bir ciddi tedbir alınmamıştı. Ancak aynı saatlerde, Hükümete sadık Hava Kuvvetleri du- rumdan haberdar oldular. İrfan Ten- selin okarargahından, Harp Okulun- daki karargaha ilk ültimatom veril- di. Harp Okulu birlikleri ilerlemeye devam ettikleri takdirde, işgal ettik- leri binalar dahil, bulundukları her nokta bombalanacaktı. Bunun üzeri- ne, anayolu kesen akasya ağaçlarıyla kaplı ara yolun başında, önde giden tank bölüğü durduruldu. İki tank ge- ride bırakılıp altı tanesi Genel Kur may yönüne biraz ilerledi ve 15 lik topların ağızlarını binaya çevirdiler. Böylece, Harp Okulunun dışarıyla te- masını kestiler ve beklemeye koyul- dular. Saat 17.40'da konaklayan birlik lere kumanya dağıtıldı. İşte bu sıra- da, manalı bir hadise cereyan etti. İsmet İnönünün küçük oğlu fizik profesörü Erdal İnönü Orta Doğu Tek- nik Üniversitesinden çıkınca, az ge- rideki tankları gördü. Ne oluyor diye, arabasıyla o tarafa ilerledi, rın arasına girince, bir subay ve ya- nında talebeler kendisini durdurdu- lar, nereye gittiğini sordular. Erdal İnönü: «— Hiç bir yere gitmiyorum. Tankları gördüm, ne oluyor diye me- rak ettim» dedi. Subay, bu meraklı vatandaştan a- dını sordu. Erdal İnönü adını söyleyin- ce, genç subay bir an durakladı. Son- ra: — Babanıza söyleyin de, bu ha- le bir çare bulsun» dedi. Erdal İnönü sert bir sesle: — Babam beni görmek için va- kit mi bulabiliyor ki? Baksanıza, si- zin silahlarınız var. Gidin kendiniz görün, söyleyin» dedi. ubay: — Hayır, mesele öyle değil.. zim öyle bir niyetimiz yok!» dedi. Sonra, genç İnönünün talebi üze- rine yolu açtırdı ve siyah, küçük Mercedes geçti. Saat 19.10 da tanklar bir başka e- mir aldılar. Genel Kurmay Başkan- lığına doğru biraz daha ilerlendi ve yol tamamen kesildi. O cihetten ge- len vasıtalara yol veriliyor, (o fakat AKİS, 26 ŞUBAT 1962 Bi- YURTTA OLUP BİTENLER İnönü Hava Kuvvetlerine gitmek üzere bindiği otomobilinde Çat burada, çat kapı arkasında Harp Okuluna sapmalarına veya ge- ri dönmelerine müsaade edilmiyordu. Bu durum, sabahın üçüne kadar mu- hafaza olundu. Diğer tedbirler H arp Okulundaki tedbirlere müva- zi olarak, harekete katılan diğer birlikler de faaliyet başladı. Muhabe- re zırhlı birliği Mamaktaki okuldan ayrı bir yerdedir ve Harp Okuluna yakın bulunmaktadır. Genel Kurma- yın Telsiz İstasyonunu geçtikten son- ra Harp Okuluna ait futbol sahasının hemen altına düşen vadide yerleşmiş bulunan Muhabere Zırhlı Birliği .22. Muhabere Taburu- Harp Okulunun a- larmına uydu. Birlik, vadiden çıka- rak Dikmene giden yolun kenarına dizildi Kumanda heyeti, Harp Oku- lundaki heyete iltihak etti. Birlikler öylece kaldılar. Muhabere Okulu harekâta iki bö- lük hariç tam kadroyla katıldı. İlk a- larm saat 19 sıralarında verildi. O- kul ile Harp Okulu arasındaki te- mas, bir Harp Okulu o öğrencisinin kuryeliği ile sağlanıyordu. İki bölü- gün dışında, Alay komutanlarının em- rine giren birlikler tam teçhizat dışa- rı çıkmak üzere hazırlandılar. Bu ara da, Hükümete sadık kalan bölükler- den birinin komutam Genel Kurmay- la irtibat sağladı. Şayet birlikler ha- rekete geçerse, durumu "Doktor yol- layın» parolasıyla bildirecekti. Etimesgutta durum Harp Okulunun kendi kendisini tec- rit ettiği sıralarda Etimesgutta da önemi hâdiseler cereyan ediyordu. Saat 17 den itibaren Zırhlı Eğitim Tugayına alt tank birilikleri Etimes- gutu ele geçirdiler. Sonra da Beypaza- rı yoluna muvazi bir hat teşkil ede- rek Ankara Radyosunun verici istas- yonunu işgal ettiler. Tank birlikleri, bir uzun hat boyunca yol ağzına sağlı sollu iki tane tank yerleştirmişti. Daha ilerde ise çok sayıda tank mev- zi almıştı. Zırhlı Eğitim Tugayının müdafaa hattının Beypazarı yoluyla irtibatını, arada bulunan Ankara Şe- ker Fabrikası sağlıyordu. Fabrikana ön tarafını boydan boya kaplayan as-. falt bomboştu. Yolun nihayeti ise, Hava Kuvvetlerine alt birliklerin e- lindeydi. Saat 20,15'e doğru Zırhlı Eği- tim Tugayına mensup birlikler verici istasyonu tamamiyle emirleri altına aldılar ve tam İnönü konuşmasına başlayacağı sırada Merkezde bulunan verici ile Etimesgutun irtibatı kesil- di. Hemen alelacele oEtimesguttaki az takatli verici çalıştırılarak müzik çalınmağa başlandı. Bunun için, az takatli overici istasyonda bulunan bantlardan istifade edildi. Yayın 21.45 e kadar devam edebildi. Zira tam o saatte Hava Kuvvetlerine mensup bir- liklerin elemanları Etimesgutun cere- yanını kesiverdiler. Böylece Etimes- gut vericisi de, 21,45 de susmuş oldu. Etimesgutta o akşam, iki zıt bir- lik arasında takriben 300 metrelik bir mesafe vardı. Aradaki ağaçlık kı- sımda, makineli gruplar mevzilendiril- mişti. Zaten yol boyunca, ağaçlar altında, stenli havacılar nöbetteydi- ler. 9