rından bir çoğu, yaşlarıyla beraber akılları başlarına geldiğinde ırkçılığın ne derece saçma bir fikriyat olduğu- nu gördükleri halde Türkeş İlk aşkı- na bir bakıma sadık kalmıştır. Onun, kudret sahibi olmasıyla birlikte o bir de İnönü düşmanlığı yaftasını e na takması bu macerası yüzün dir. İhtilâlin ilk gününden tibaran ihtilalciler ile İnönünün arasını aç- mayı kendilerine hedef bilen "Dışar- da Kalmış Demokratlar" derhal onun hususiyetinden Oo faydalandılar. "Tırnakları sökülmüş parmaklar", "Ezik tırnaklar", "Unutulmayan kin" bu suretle piyasaya sürüldü. Halbu- ki Alpaslan Türkeşin parmakları son derece muntazamdır ve kusursuzdur. Kudretli Albay", İnönüye karşı bir kini olmadığını kapalı meclislerde sevlerindeki evine gittiği, tüğü, onun da kendisini yanakların- dan öptüğüdür. O gün Ayten soka- ğa o kadar çok misafir gelmiştir ki İnönü böyle samimi bir karşılaşmayı hatırlamamaktadır. cak bir başka gerçek, Alpas- lan Türkeşin bu İnönü düşmanlığı ve Turancılık şöhretinden esas gaye- si bakımından derhal ve süratle fay- dalandığıdır. Asıl gaye İ htilalin üzerinden ilk haftalar ge- çer geçmez anlaşıldı ki, "Kudret- II Albay" gidici olmak niyetinde de- ğildir. Bilâkis, iktidara yerleşmek ar- zusuyla yanmaktadır. Türkeş bunun iki yolu olduğunu keskin zekâsıyla derhal gördü. Ya, seçim yapılacaksa bir parti kurup onun başına geçmek, Ya, seçim yaptırtmamaya bakmak. Türkeş, evvelâ birinci yolu denedi. Haziranın ilk , yarısında, kaynağı "Kudretli Albay" olan bir rivayet etrafa yayıldı. Komiteciler bir parti kuracaklar ve onun bayrağı altında seçime katılacaklardı. Bu, süratle öy- lesine yaygın bir hal aldı ki Hazira- nın 14'üncü günü Sami Küçük bir tekzip yapmak sorunda kaldı. O gün Küçük dedi ki: "Milli Birlik Partisi yoktur. 38 üyenin iktidarı seçimlerle kurulacak yeni T. B. M. M. ne devret mek ülküsüne bağlı (o kalacaklarına dair yeminleri vardır. Bu yemin ramızda edildi." a Sami Küçük bunları söyler- ken, Ahmet Salibin eski, Alpaslan Türkeşin yeni odası bir takım pazar- lıklara sahne oluyordu. Türkeş, bir partinin her şeyden çok para demek olduğunu anladı. Bu para sağlan- dıktan sonra, bir de yayın organı ku- rulacaktı. Bu işi tanzim, için Türkeş, bir iktisat ajansının sahibi olan be- cerikli Ziya Tansuyu seçti. Bu sırada birr milyoner iş adamı da, yeni ikti- dara gerekli her türlü maddi yardı- mı yapacağını söylüyordu Bir yaz günü, Türkeş Tansuyla Türkeş bir basın toplantısında Gürselin yanında Etek çekeniniz bol olsun AKİS, 26 ŞUBAT 1962 TARİH görüştü. Tansuya, bir parti kurma fikrini Cemal Gürselin fikri oolarak nakletti. Bunu bizzat Gürsel istiyor- du. Partiye Alican da girecekti. Ko- miteciler o toplulukta politika haya- tına atılacaklardı. Şimdi Tansu gide- cek ve başta o milyoner, iş adamların- dan para toplayacaktı. Tansu kolları sıvayıp işe girişti. Bir bankadan, ge- rekli yüklü krediyi sağladı. Bankama yetkilisi bizzat Türkeşi gördü ve o- nun ağzından, Tansunun sözlerinin teyidini yaptırttıktan sonra kredi a- çıldıi. Ancak bu sırada, Tansunun ba- şına gelen bir talihsizlik, rıştırdı. Bir ihbar neticesi Tansu, B.K.'nin adını kullanarak para top- lama suçundan takibata maruz kal- dı. O mesele, sonradan halledildi. Öncü gazetesinin kurulması oda, bu gayretlerin neticesidir. Türkeş, partisinin fikriyatım yapmak üzere Aydın Yalçını seçti ve ona parti işi- ni de, gazete işini de açtı. Muhteris Aydın Yalçın da zaten aynı sevdaday- dı. Ancak, Yalçın ailesiyle Tansunun Türkeşle yaptıkları bir müşterek'top- lantıda Parti lafını ilk defa duyan Nilüfer Yalçın feveran etti. (o Böyle şey olur muydu? Hani Komiteciler gidiciydiler? Türkeş, asabi omizaçlı muhatabım teskin etti, lafı değiştir- di. Ama o sırada anında, partinin adının "Milli Birlik Partisi" mi, yok- sa sâdece "Birlik Partisi" mi olması gerektiği meselesi vardı. Hazırlık o derece ileri safhadaydı. Nitekim ön- cü kısa bir süre içinde, başta Alpas- lan Türkeşin ve güya MB. K. nın sözcüsüymüş gibi yayınlanmaya baş- ladı. Aydın Yalçın başyazılarında ih- tilalcilerden "Komitedeki arkadaşla- rımız" diye bahsediyordu! Başka müttefikler T ürkeş, işin o safhasını ederken politika yatırımının istikametini de tayin etti. Memleket- te iki büyük siyasi grup vardı. Bun- lardan biri C. H. P. idi. “Kudretli Al- için o tarafta bir ümit yoktu. İkinci grup, . nin karşısında ki D. P. idi. Türkeş düşündü ki eğer P. nin gövdesi muhafaza edilip başı kopartılırsa, bu gövde de par- tinin kapatılması suretiyle omünhal hale getirilirse, bu arada C.H. P. nin yıpratılmasına da M. B, K. İdaresi olarak çalışırsa başarı şansı yüzde yüzdür. Türkeş, bu iş kendisine müttefik diye ırkçıların bir çözmesi olan ve D. P. li Havadis gazetesinin sütunlarına konmuş bulunan Gökhan Evlşynaoğlu ile onun yamağı Hami organize Kumaş ve Konfeksiyonda bol çeşit Yeni KARAMÜRSEL de AKİS — 101 21