26 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

26 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER yere naklettim. Kabul etmedi. Yarın sabah, ilk iş olarak hepsini te- kaüt edeceğim Bir defaya mahsus olmak üzere ve eğer kan dökülmezse, Cumhuriyetin bu yeni te- melinde kan bulunmasın diye hiç bi- rini Divaniharbe vermeyeceğim. Bu- nun dışında, hiç bir şey kabul et- Odada bulunanlarla hepsinin göz- ni ei gibi açıldı. Bir çoğu, da- bir formüle taraftardı. İs- met Paşa, bütün teklifleri reddetti. Böylece o akşam en son söyleyeceği sözü ilk defa söylemiş oldu. Alican gitti. Fakat iyi haberle, dönmedi. Ça- lımlı Talat Aydemir, zaferi kazanaca- ğından emin görünüyordu. Cebinden çeşitli imzalar taşıyan bir kâğıt çıka- rıp göstermişti. Söylediğine göre bu, meşhur Juntanın mensuplarının ken- disine verdikleri imzaydı. O harekete geçince bu imzaların sahibi olan ko- mutanlar kendisine iltihak edecekler- di. Onun için, taviz vermeye niyeti yoktu. İsmet Paşa sessiz halini muhafa- za ederek başını salladı. Alican, asi albayın buna rağmen biraz şaşkın ol- duğunu, fakat inadının kendisine ha- kim bulunduğunu ilave etti. Saat 23'e doğru, Genel' Kurmay Başkanlığından haber geldi. o Ayde- mir anlaşma şartlarını (o bildirmişti. Cevdet Sunay, bu şartları görüşmek üzere Başbakanı rica ediyordu. Hüs- nü Paşa, «Onlar gelsinler. Siz Hü- kümetsiniz» dedi. Fakat İnönü, ora- da daha iyi konuşulacağını bildirerek itiraz etti. O gidecekti. Bunun üzeri- ne Hüsnü Paşa, keşif mahiyetinde gidip geldi ve kendi emniyet tertiba- tı içinde Başbakanı Genel Kurmaya götürdü. Paşa çizmeyi çekince İ nönü, Genel Kurmayda bir şaşkın- lık havası sezdi. Cumhurbaşkanı Gürsel de oradaydı. Çalımlı asi albay, şartlarını bildirmişti, Bir defa ken- disi, emekliye ayrılmak ne kelime, Harp Okulunun başında bırakılacaktı. Buna mukabil ötekilerden bir kısmı- nın nakillerine itiraz etmiyordu. An- cak, şimdi laftı. Onun için bu nakil - lerin yerleri degiştirilmeliydi. mir, arkadaşları için kendi tensip et- tiği yerleri de bir liste halinde sun- İsmet Paşa, işte o anda değişti. Hem de nasıl.. Sanki, yeniden İnönü- nün harp meydanlarındaydı. — Bu nasıl işl» diye bağırdı. ra, kendi prensibini bildirdi: — Şerefsiz yaşamaktansa, şeref- le ölmek iyidir.» Bu şartların hiç birini kabul et- miyordu. Yarın, hepsini emekliye 12 Son- sevkedecekti. Bir tek lütuf ta bulunu- yordu: Bir defaya mahsus olmak üze- re Divanıharba kimseyi vermeyecekti. O kadar. Onun için de gidip Hüküme- tinden müsaade isteyecekti. Etraftan bası kimseler daha munis davranma- sı, bazı şartları kabul etmesi lüzumu- nu hatırlatınca İsmet Paşa adeta kük- redi ve tekrarladı: — Bu nasıl İş! Onbeş tane çapul- cu çıkacak, Devletin masum kuvvet- lerinden bir kısmını iğfal edip hepi- mizi tavuk gibi teslim alacak. Biz, hiç bir mukavemet göstermeyeceğiz. Sa- bahtan beri hareket oluyor, diyorsu- nuz. Kim, bir küçük kesik aldı. Bu mu muharebe? Eğer kan dökülmek i- cap ederse, dökülecektir, Her memle- kette, devlete karşı bir kaç çapulcu baş kaldırır. Devletin şerefi, onu der. hal bastırmayı icap ettirir. Gerekirse, ben yalnız üzerlerine giderim, öldüre- bilirlerse öldürürler, ama ölümün üs- tünden geçerek devletin şerefini a- yaklar altına alırlar. Bu marifeti ya- parlar, fakat milletin şerefli evlatları bunun üzerine mutlaka ortaya çıkar ve onları tuttuğu gibi bacaklarından asıverir. Yok mudur, bir şerefli in- san? Yarın sabah Meclise gideceğim e orayı da müdafaa edeceğim. Gel- sinler, isterlerse alsınlar... O kadar!» Hava, bir anda değişti. İsmet Pa- şadaki değişiklik, herkese sirayet et- ti. Ortalık canlandı. Bu arada asi ka- rargahla teması olan bir General Baş- bakana, belki Aydemirin arkadaşları için bildirdiği nakil yerleri üzerinde düşünülebileceğini hatırlattı. o İnönü, onu da fena halde tersledi: Bari gelsin, Talât Aydemir Genel Kurmay Başkanı olsun, sen de yardımcısı olursun.» İsmet Paşanın tepesinin attığı his- sediliyordu. Sanki bir aslan kesilmiş- ti. «O kadar» dedi ve gidip Kabinesiy- le, asilerin Divanıharbe verilmemesi için temas edeceğini bildirdi. Dışarıya çıktığında, koridordaki subaylar ken- disini hararetle alkışladılar. İsmet Pa şa, Genel Kurmay binasının son ada- ma kadar müdafaa edilmesi için emir verdi. Kumandayı eline aldığı hisse- diliyordu. Otomobiller hareket etti. Doğruca, Hava Kuvvetlerindeki ka- rargaha gidildi. Yeni şartlar Hava Kuvvetlerine (odönüldüğünde, Bakanlar ve parti liderleri bam- başka bir İnönüyle karşılaştılar. Bu, önemli günlerin İnönüsüydü. Gülü- yor, şaka ediyor, takılıyordu. Ken- dinden emin, rahat bir hali vardı. Bütün derdi, kararını verinceye ka- dar sürmüştü. oOKararını bir (kere verdiğine göre artık rahattı. Bir müddet sonra, bir Amiral A- si albayın cevabını getirdi. Bu. bir vazıh cevaptı. Talat Aydemir, o ça- lımlı halini kaybetmişti. Şimdi, ar- kadaşları hakkındaki bütün mua- meleyi kabul ediyordu. oOİki ricası vardı: Kendisi emekliye sevkedilme- sin ve bir cezai takibata maruz bıra- kılmasın. Odadakilerin yüzleri güldü. İş, hal yoluna giriyordu. Fakat İnönü, teklifi derhal reddetti. Ne yapacağı- nı söyiemişti. Yarın sabah, bunla- rın hepsini emekliye sevkedecekti. A- İnönü Harp Okuluna yaptığı bir ziyarette Harbiyelilerle Tırnak etten ayrılmaz AKİS, 26 ŞUBAT 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: