Haftanın içinden Herkes Safını Alsın! Seçimlerden (Obu yana, bir karışıldık içinde olduğumuz herkesin gözleri önündedir. Bu karışıklığın bir sebebi, şüphesiz, nisbi temsil ve onun neticesi olan Koalisyon Hükümetidir. Her iki sistem de bizim için yenidir, alış- madığımız, yadırgadığımız tarafları vardır. Ancak, karışıklığın tamamını bununla izah etmek imkanı yok- tur. Zira, Hükümetin kuruluşundaki güçlükler ne olur- saolunu, İsmet İnönünün etrafında birleşildikten sonra “kabine içi" hiç bir güçlük belirmemiştir. Koalisyonun iki kanadına mensup Bakanlar, bizzat Başbakanın ta- biriyle aynı partiden Bakanlarmış gibi, hattâ daha faz- la tesanüt göstermişler, memleketin realitelerini ve me- selelerini dalma anlamışlardır. O yüzdendir ki, umumi- yetde demagoji konusu olan hususlarda bile Karma Hü- kümet bir v,e birlik olmuştur. Karışıklık, "kabine dışı" güçlüklerin neticesidir. Çeşitli ve birbirine taban tabana zıt unsurlardan teşek- kül eden A bir iktidar partisinin sorumluluk duygu- sunu hiç bir zaman kazanamamıştır. Milli partiler, dok- trin partileri gibi “seri mal üye"ye sahip olmazlar. Milli partiler, komünist veya faşist partilerin istedikleri fikir püritanizmi kendi üyelerinden talep etmezler. Milli partilerin daima sağ, orta ve sol kanatları bulunur. Bunlar hep doğrudur. Ama böyle partilerde de, üyelerin üzerinde birleşecekleri belirli ve müşterek prensiplerin mevcudiyeti şarttır. Türkiye, bir İhtilalden çıkmış bulunuyor. İnönünün son mesajında belirttiği gibi, bu bir askeri ihtilâldir ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Hareketin manası ve meşruluğu, milletçe kabul edilen Anayasada ifadesini bulmuştur. İhtilâl devri kapanmış- tır ve yeni bir devir açılmıştır. Bu devrenin siyaset ha- yatında, eski devrinC.H. P.veC. K. M. P. siyle birlik- te yeni A. P.veT.T. P. vardır. Ama, D. P. yoktur. O konuda bir restorasyon fikri, siyaset hayatının unsur- larını bıçak gibi ikiye bölmektedir. Şimdi partiler, kendi üyelerini, bu iki saftan birinde yer almaya davet etmek- tedirler. Bugüne kadar devam eden karışıklık, partile- rin çoğunda iki ayrı safın temsilcilerinin yanyana, aynı çatı altında otarmalarının kaçınılmaz neticesidir. Hakikaten, Meclis çalışmalarım takip edenler zaman zaman çok. şaşırtıcı bir manzarayla karşılaşmışlardır. Parlamentolarda gruplar, nihayet iktidar ve muhalefet grupları olarak belirirler. Bir konu tartışılırken hükü- mette olan tarafla hükümette olmayan taraf karşı kar- şıya gelir. Bunun bizdeki icabı şu olmak gerekirdi : Ko- alisyon partileri A. P.veC. H. P. bir tezi savunurlar, Muhalefet partileri C.K. M. P. ve Y.T. P. öteki tezi. Halbuki öyle durumlar olmuştur M bir Meclis grubu İh- tilali tanıyan C. H. P. çekirdeği etrafında teşekkül et- miştir, bir başka Meclis grubu restorasyona taraftar, yahut en azından fikren ve ruhen D. P. nin devamı bir A. P. kalabalığı etrafında toplanmıştır. Bu iki grup, eski Meclisteki C.H. P. P. mücadelesini hatırlatır tara- dı birbiriyle boğuşmuştue ve Türkiyede bir Koalisyon sisteminin mevcudiyeti dahi hatırdan çıkmıştır. Gerçek AKİS, 26 ŞUBAT 1962 Metin TOKER Koalisyonlar mn tanıyanlarla tanımıyanların koalis- yonu olmuştu imdi, Darül vaziyetlerini almış (bulunuyorlar. Mecllite temsil edilen partilerin dördü de 27 Mayısın manasını ve mahiyetini aynı açıdan anlamaktadırlar. 27 Mayıs, bazılarının sandıkları gibi iki tarafın da ku- suru neticesi çıkmış bir kavgayı ayırmak için yapılmış ve hiç bir şahsa, hiç bir zümreye müteveccih olmayan bir müdahale değildir. İhtilâl sabahı, gerçekten bir kar- deş kavgasına ortam yaratmamak için kullanılmış bu ibareler bugünkü hukuki ve fiili rejimimizin kilit taşı olan Anayasada yer almamıştır. Zaten, İhtilâlin felse- fesi de bu olmamıştır. Böyle bir tezi tellerinde bayrak yaparak başka sevdalar peşinde koşanlar, Komite için- den tasfiye olunmuşlardır ve Komite resmi görüşü ola- rak Türk Silâhlı Kuvvetlerinin görüşünü benimsemiştir. 27 Mayıs hareketi, meşruluğunu kaybeden ve hukuk dışına çıkan bir iktidara karşı direnme hakkını kullanan Türk milleti adına Türk Silâhlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu İktidar D. P. iktidarıdır. Onun mesulleri, şimdi cezalarını çekmektedirler. İhtilâlin kar- şısında bulunduğu zümre bu zümredir, şahıslar bu şa- hıslardır. Bunun dışındaki her fikir, her telâkki ve her gayret Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından aynı şiddetle bertaraf edilecektir. Türkiyenin realitesi budur. Partilerde yapılan tasfiye, bu gerçeğin politika sa- hasındaki ifadesidir. 27 Mayısı bir siyasi kaza sayanlar, onun haksız bir tasarruf olduğuna inananlar, 27 Mayısın neticelerinin tamir edilmesi gerektiğinde, hattâ onu ha zırlayanların ve tatbik edenlerin en azından takbih edilmesini isteyenler mevcut partilerin paravanası arka- sında değil, açıkta çalışma zorundadırlar. İsterlerse birleşirler, İsterlerse şahıs olarak faaliyet gösterirler, isterlerse bir yeni siyasi teşekkül halinde vaziyet alır- lar. Başanları, şüphesiz güçleri nisbetinde olacaktır. ış kapısı önüne bırakılmak suretiyle, bir bakıma hare- ket serbestliği kazanmışlardır. Bu serbestliği kullanır- larken gerçek babayiğitlikleri hakkında da umumi efka- ra bir fikir vereceklerdir. Zira, başkasının sırtından ba- bayiğitlik taslamak ve ucuz kahramanlık pek de makbul davranışlar değildir. esin kendi safını almasıyla, siyaset hayatımız - daki üzücü karışıklık kısmen sona erecektir. Bir yandan Koalisyon partilerinin, diğer taraftan Muhalefet parti- lerinin bu suretle parlamenter rejimimizin ana prensibi üzerinde birleşmiş olması Karma Hükümetin sadece özel maksatla torpillenmesi devrini kapamaktadır. Hükümet, dalıa rahat çalışma ikanını kazanmasıyla birlikte ayak- ları altındaki siyasi zemini de sağlam bulacak ve mem- leketin asıl beklediği işler için kollarını sıvayacaklar. Bundan sonrası, onun meharetine ve basan dereces- sline bağlıdır.