26 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

26 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkeş ile Madanoğlu işin başın- dan itibaren geçinemediler. Bir defa karakterleri tabantabana zıttı. Tür- keş ne kadar içine kapalıysa, Mada- noğlu o derece dışarıya açıktı... Biri- nin ince plânlar yapmasına, örümcek ağ örer gibi taktik gütmesine karşı- lık ötekinin fartası furtası yoktu. Hatta patavatsızdı. Türkeşin, iki yüz- lülük saydığı hareketlerine a mıyordu. Korgeneral veya Tüm, neral Madanoğlu Albay Türkeşi Sk kere haşladı. Hatta bazı kavgalar daha bile ileriye gitti. Türkeşin ogayesi, (oMadanoğlunu Ankara Kumandanlığından, Köksalı da Muhafiz Alayından uzaklaştır- maktı. Bunun için, hiç bir Komite üyesinin aynı zamanda bir birliğe komuta etmemesi fikrini (hararetle undu. O derece ki, kendisinin de, birlik başında olmamakla beraber bir kudretli makamda oturduğunu unut” likeli bir adam olarak kaldı. beyindi. Madanoğlunu zaman zaman o idare ediyordu ve Türkeş bunu pek âlâ biliyordu. Bu yünden, Anka» ra Kumandanı kendisine daha kolay yutulur bir lokma gibi geldi ve ev- velâ onunla uğraşmaya koyuldu. Ma- danoğlu, en çok bu yüzden “Komi- tenin C.H. P. ne en yakın üyesi" şöh- retlini kazandı. Yaz ortasında Anka- rada herkes Madanoğlunun erken seçimlere taraftar bulunduğunu (o ve elindeki F. yakını, TürkeşiseC.H. P. düşma- nı oluyordu. İhtilâlin ilk yazı, bu iki grup ara- İlk gün- sındaki çekişmelerle geçti. AKİS, 26 ŞUBAT 1962 leyin bahıar havası kaybolur kaybol- maz Komitada elektrikli celseler başladı. Görünüşte ufak meseleler, aslında büyük prensip anlaşmazlığı- nın işaretlerini teşkil ediyordu. , Türkeşin Demokrasi leri te- esmi i Gür- planladı. yedi. . Gürsel, yanına gene | . Sualler (arasında, AKİS'in bir suali vardı. Türkeş bir süre önce, Türkiyenin meselelerinin Demokrasiyle halledilemeyeceğini bir yerde savunmuştu. Acaba Gürsel, bu gibi düşünce sahipleri için ne düşü- nüyordu? Gürsel, cevabı, Türkeşe yan gözle bakarak verdi: "Böyle düşünen- ler Türk, milletine bühtanda bulunmak tadırlar. Türk milleti bütün mesele- lerini Demokrasi rejimi içinde hallet- meye muktedirdir TARİH dan da haberdardılar. Nitekim gazete işinde bir anlaşmazlık çıktı. (Öncüye önce Türkeş, eşi adına ortak olmuş- düşmedi. toplantıda beye, böyle oyunlara heves etmeme- si hem sert, hem de açık şekilde söy- lendi. Dendi ki, herkes istediğini yap- makta serbesttir. Ama önce Komi- te üyeliği sıfatını bırakır, sonra sır- tından üniformasını çıkarır. Türkeş gerilemeyi kabul etti ve Öncüde fii- li bir hisse sahibi olmadı. Eliyle kur- duğu gazeteden kendisine bir ogün ihanet edecek değillerdi ya.. Halbu- K yeni parti teşebbüslerinde Gürse- ve Alicanın tutumu değişince gü- enli bazı dağlara kar yağdı. İşte, bütün bu sebeplerden dolayı- dır ki Türkeş Komite içinde bir gru- Türkeş bir kokteyl partide Cumbadan rumbaya u cevap Kudretli Albayın pek de eskisi kadar kudretli almadığının delilini teşkil etti. Bir grup kuruluyor Türkeş, altındaki sallantılı (oMüste- şarlık sandalyesinden olduğu tak- dirde muallakta kalacağını görmek- te gecikmedi. Hakikaten Komite İçin- de ihtilâlciler, politik mekanizmanın nasıl çalıştığım artık öğrenmişler ve Ahmet Salih Korurun Oomakamının ne derece kudretli bir makam oldu- gunu anlamışlardı. Onun için, Tür- keşin orada fili bir Hükümet. Başka- nı gibi oturması kendilerini rahatsız ediyordu. Üstelik, Türkeşin niyetleri ve plânı oldukça açık şekilde orta- ya çıkmıştı. Birbirleri hakkında bil- gi almakta mahir komite üyeleri Tür- keşin parti ve gazete tasavvurların- bun oylarına güvenmenin, o oyları kanalize etmenin daha ihtiyatlı bir yol. olduğunu farketti. Zaten Komi- avaş yanyana gel- meye başlamışlardı. m bir aç ay öncesine kada P. büyük- lerinin hanımlarının kal met- heden dedikodu yazarıyken şimdi bü- yük filozof ve fikir adamı kesilenlerin refakatinde iki parça ipekli kumaşla üç viski arasında doktrin sahibi oo- lanlar, bunu hoplamalı zıplamalı kal- liydiler. İşte, “14'ler" böyle belirdi Önümüzdeki hafta, bu grubun hikâ- yesi bu sütunlarda yer alacak- tır. 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: