Maziye Bakış Al, bir şamar daha! Bir baştan ötekine uydurma işaatlar, D. P. milyonerlerinin oOmilyonlarıyla (o beslenen gaze- telerde 27 Mayısın gerçek manasını, ruhunnu zedelemek, onu bir ucundan (yaralamak gay- retlerinin başlıca vasıtası. Bu milyonerlerden bir tanesi, Ankaranın unutulmaz o Muammer Kıraneri. İfşaat, sözüm ona "Bir eski M. B. K. Üyesi'ne (o ait. Gazete, bunun Cemal Madan- oğlu olduğu zehabını vermek için o elinden geleni yapıyor. Hep, (Madanoğlu D. P. lilerin suçsuz (olduğuna kani bir "iyi adam", hep ötekiler ve bilhassa profesörler "melun" rolünde, İşte, bu parlak ifşaatın, böyle bir intibaı uyandırmak isteyen yeni bir kısmı. Efendim Namık Gedik intihar etmiş. Hemen, Harp Okulundan Madanoğluna bir telefon: o "İntihar, o buradaki mevkufların morallerini altüst etti. Vaziyeti iyi görmüyoruz." Bunun üzerine Madanoğlu koşuyor. Gedikle aynı odada bulunan Ethem Menderes 'perişan ve bitkin” halde. Modanoğlunu bir "Zekai Paşa” sanıp öyle hitap ediyor! Madanoğlu baba- can ya.. Şöyle diyor : "Otur o Allahaşkına, ne oluyorsunuz? Siz nihayet burada muhafaza altındasınız!” Sonra Koraltan, Zorluyu görüyor. Hepsine, metin olmalarını söylüyor, "mi- safirliğiniz uzun sürmeyecektir, yakında her şey normale dönecektir” diyor. "Biz, kardeş kanının dökülmemesi için sizi muhafaza altına aldık. Burada emniyette ve emin ellerdesiniz. Hayatınızdan endişe etmeyin” diye teselli veriyor. İnsan yalanı, bir başından ötekine böyle nasıl düzebilir, sonra da nasıl hiç sıkılmadan bunu okuyucusuna doğru diye 'yutturur", şaşmamak kabil değil. AKİS, bu konuda en yetkili şahsı, hadisenin cereyanı sırasında Harp Okulu Komutanı olan Albay Mücteba OÖzdeni G edik 27 Mayıs akşamı saat 22.45 sıralarında intihar H dinleyin! Ethem Menderesin perişan ve bitkin bir halde ol- etti. Hemen, bana haber verdiler. O zaman bütün (masına gelince.. Bu, sadece gülünç.. Zira intihar hadi- k : yetkileri haiz bulunan Ankara Ku mandam Sayın General Madanoğlunu telefonla aradım. Bulamadım. Aklı- ma, Dahiliye Vekili geldi. Kendilerini esasen evvelden tanırdım. Derhal te- kara (Adliyesinden de bir (o savcının gönderilmesini arzettim. İşte, telefon konuşması aynen böyle olmuştur. Ben ve Okuldan hiçbir şahıs "Tutukluların müyorum. Ne yapalım telefon etmemiştir. Sayın Madanoğlu ile görüşülememiştir bile! Esasen, tutukların moralleri iyi (olamazdı. Çünkü 27 Mayıstan o yana henüz iki gün geçmemişti. Hepsinde ilk günün heyecanı hakim idi. Yoksa, Gedik in intiharı morallerine tesir etmiş değil- di. AKİS, 26 ŞUBAT 1962 sesi yanında cereyan etmesine rağ- men, Ethem Menderesin gayet sakin, telaşsız oluşu dikkati çekiyordu. Ne i yalan söyleyeyim, kendisinde Gedikte intiharından âdete memnun bir hal vardı. Bende bıraktığı intiba budur. Bu intihar hadisesi üzerine düşük Menderesin benimle görüşmeleri ol- muştur. Hadisenin bu iki şahıstaki reaksiyonu bambaşka şekilde tezahür etmiştir ki, bunu da benden başka gö- ren, bilen yoktur. Zira bu mevzuda, her ikisi ile yalnız konuştum. Sayın Madanoğlu intiharı duyun- ca çok sonra mektebe geldi ve yazı sahibinin dediği gibi moral düzeltme diye bir dolaşma olmadı. Kendilerine hâdise arzedilldi. Vak'a yeri gösteril- gi. Sadece, bu kadar...